Encouragement türkçesi Encouragement nedir

  • Bir gözlem sürecinde kendisinden bilgi istenen kişilerin istemli katılımını sağlamak üzere yapılan güdüleme, bk. özendirme.
  • Cesaret verme.
  • Özendirme.
  • Cesaretlendirme.
  • Teşvik etme.
  • Teşvik.
  • Yüreklendirme.

Encouragement ile ilgili cümleler

English: In spite of our encouragement, he decided to throw in the towel.
Turkish: Teşviğimize rağmen, o pes etmeye karar verdi.

English: Many letters of encouragement refreshed my sad heart.
Turkish: Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.

English: Your words of encouragement meant a lot to me.
Turkish: Senin teşvik sözlerinin benim için çok şey ifade ediyordu.

English: She didn't utter a single word of encouragement.
Turkish: O bir tek cesaret verici söz söylemedi.

English: I just needed a little encouragement.
Turkish: Birazcık teşviğe ihtiyacım vardı.

Encouragement ingilizcede ne demek, Encouragement nerede nasıl kullanılır?

Encouragement certificate : Teşvik belgesi.

Encouragement certificates : Teşvik belgeleri.

Encouragement of investments : Finansal yatırımlara teşvik verilmesi. Mali yatırımların cesaretlendirilmesi. Yatırımların teşviki.

Encouragement price for agriculture : Tarımı özendirme ödülü. Gelir vergisi yasasında belirtilen ve açıklanan yargılara göre tarımı özendirme çabası gösteren ve olumlu sonuçlar alan kişilere ilişkin kazançlara yasasındaki temellere göre sağlanan vergi bağışıklığı.

 

Savings encouragement law : Tasarruf faizlerinden elde edilen gelirden alınan vergide indirim yapan ve hisse senedi borsasında elde edilen gelirden vergi muafiyeti sağlayan yasa. Mevduat destekleme yasası.

Encouraged him : Onu cesaretlendirdi. Onu teşvik etti. Ona ümit ve güven verdi. Ona destek verdi. Onu destekledi.

Encouragers : Teşvik eden. Umutlandıran. Yüreklendiren. Teşvikçi. Teşvik veren. Ümitlendiren. Cesaret veren. Teşci eden. Himaye eden. Özendiren.

Encouraged : Himaye edilmiş. Teşci edilmiş. Özendirilmiş. Teşvik edilmiş. Korumak. Cesaret verilmiş. Özendirmek. Yüz verilmiş. Cesaretlendirmek. Cesaret vermek.

Encouragements : Teşvik etme. Özendirme. Yüreklendirme. Cesaretlendirme. Teşvik. Cesaret verme.

Encourager : Teşvik eden. Teşci eden. Destekleyen. Umutlandıran. Yüz veren. Teşvik veren. Özendiren. Cesaret veren. Cesaretlendiren. Ümitlendiren.

İngilizce Encouragement Türkçe anlamı, Encouragement eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Encouragement ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Blessing : Tanrı'nın lütfu. İyilik. Gücüyle başaramadığı bir dileğini gerçekleştirmek isteyen birey ya da toplumun, doğaüstü güç, nesne ya da varlıktan sözlü ya da yazılı gelenek yoluyla öğrendiği, genellikle belirli bir yapı ve uyumla söylenen ya da içten yinelenen dinsel nitelikli sözlerle yardım istenmesini içeren eylemli ya da eylemsiz dilek. bk. sözlü gelenek, adak yapmak. Şükran. Lütuf. Bereket. Destek. Dua. Yakarı.

 

Motivations : Dürtü. Güdülenim. Şevk. Teşvik (şahısta). Hareket ettirme. Güdü. Motivasyon. Harekete getirme.

Inducement : Neden. Kandırma. Yönlendirme. İkna. Rüşvet. Birini kandırmak için verilen şey. Vesile. Güdü. Tahrik.

Impetus : Dürtü. Güç. Saik. Uyarı. Şiddet. İtici güç. Zor. Hız.

Help : Başa çıkmak. Kurtarmak. Yardım etmek. İmdadına yetişmek. Yardımcı olmak. Muavenet etmek. Yararı olmak. Elinde olmak. Yardım. Yardim etmek.

Whetstones : Bileğitaşı. Bileme taşı. Bileği taşı. Tahrik. Biley taşı. Bileytaşı.

Exhortation : Şiddetli tavsiye. Vaız. Tembih. Tavsiye. Nasihat. Teşvik edici söz. Uyarı.

Goads : Dürtmek. Rahatsız etmek. Nodullamak. Teşvik etmek. Kışkırtmak. İtmek. Üvendire ile dürtmek. Gönder. Galeyana getirmek.

Goading : Dürtme. Teşvik etmek.

Countenance : İzin vermek. Tasvip etmek. Tasvip. Uygun görmek. Müsamaha etmek. Teşvik etmek. Denge. Desteklemek. Uygun bulmak. Çehre.

Encouragement synonyms : abettal, morale booster, morale building, furtherance, encouraging, instigation, urging, exhortations, promotion, provocation, emboldening, cheering up, shouting, spur, spurring, assist, boost, furthering, prod, assistance, kick in the pants, goad, cheering, advancement, vote of confidence, impulsions, motivation, egging, incitation, exhorting, incentives, incentive, countenances.

Encouragement zıt anlamlı kelimeler, Encouragement kelime anlamı

Discouragement : Cesaretin kırılması. Hevesin kırılması. Vazgeçme. Engel. Hevesini kırma. Cesaretsizlik.

Disapproval : Reddetme. Beğenmeme. Onaylamama. Tutumu ölçülen bireyin bir ölçek sınarını olumsuzlaması ya da sınarda dile getirilen görüşe katılmaması. Ayıplama. Doğru bulmama. Bir toplumsal kümede yaptırıma bağlanmış davranış ölçülerine aykırı düşen davranışlar karşısında kümece takınılan olumsuz yönde eleştirici ya da suçlayıcı tutum. Uygun görmeme. Uygun görmeme onaylamama.

Despair : Umudunu yitirmek. Ümidini yitirme. Umutsuzluk. Umutsuzluğa düşmek. Ümidini yitirmek. Umudunu kesmek. Ümitsizliğe düşmek. Çaresizlik. Ümitsizlik. Umudu kesmek.

Encouragement ingilizce tanımı, definition of Encouragement

Encouragement kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act of encouraging. As, the encouragement of youth in generosity. Incitement to action or to practice.