Fışkı nedir, Fışkı ne demek

Fışkı; kökeni rumca dilinden gelmektedir.

"Fışkı" ile ilgili cümleler

  • "At fışkısı kokan sıcak havayı üst üste kokladı." - O. Kemal

Yerel Türkçe anlamı:

Ağaç yongası.

İnce dut sopası.

At ve eşek gübresi

Ahlaksız, arsız, yapışkan (genellikle kadın ya da kızları aşağılamak için).

Karışık, düzensiz.

Fransızca'da Fışkı ne demek?:

terreau

Fışkı anlamı, kısaca tanımı:

Fışkılama : Fışkılamak işi.

Fışkılamak : Toprağı fışkı ile gübrelemek.

Fışkılık : Fışkının biriktirildiği yer.

Fışkın : Bir ağacın dibinden süren ince dal. Asma kütüğünde hereğin üst yanında biten dal.

Fışkırdak : Ağzındaki iki cam borudan biri üflendiğinde ötekinden su fışkıran, laboratuvarlarda yıkama işlerinde kullanılan bir deney aracı. Sıvıları fışkırtmaya yarayan araç.

Fışkırık : Fıskiye.

Fışkırış : Fışkırma işi.

Fışkırma : Güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması. Fışkırmak işi.

Fışkırmak : Bir şey bir yerde bol bol görülmek. Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek. Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak.

Fışkırtı : Fışkıran bir şeyin çıkardığı sesin adı.

Fışkırtıcı : Belli hızla hareket eden bir akışkan yardımıyla, başka bir akışkanın boşalmasını sağlayan alet, ejektör.

 

Fışkırtılma : Fışkırtılmak işi.

Fışkırtılmak : Fışkırması sağlanmak.

Fışkırtma : Fışkırtmak işi.

Fışkırtmak : Fışkırmasını sağlamak.

Taze : Genç kadın. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı. Bozulmamış, bayatlamamış olan. Yeni, zamanı geçmemiş.

Dışkı : Sindirim sonunda anüs yoluyla dışarıya atılan besin artığı, kaka, bok, büyük abdest, kazurat.

Fışkıl : Sürgün, filiz. Yanığın deride oluşturduğu sulu kabarcıklar.

Fışkımak : Herhangi bir yiyecek maddesi ekşimek.

Fışkırabilme : Fışkırabilmek işi.

Fışkırabilmek : Fışkırma olasılığı bulunmak.

Fışkırak : Sürgün, filiz.

Fışkıran : Bir çeşit av ördeği.

Fışkırcın :

Fışkırgeç : Su fışkırtan araç.

Fışkırıverme : Fışkırıvermek işi.

Fışkırıvermek : Ansızın veya çabucak fışkırmak. İlgili cümle: "“Elleri ayakları kadın değildi ama geri kalan her yanından dişilik, mayıslı toprak gibi gür, bereketli fışkırıvermişti.”" T. Dursun K.

Fışkı ile ilgili Cümleler

  • Volkan aniden fışkırdı, bir çok kişiyi öldürdü.
  • Gözlerinden yaş fışkırdı.
  • Ali şampuan şişesini aldı ve eline biraz fışkırttı.
  • Volkan dışarıya alev ve duman fışkırtıyor.
  • Bir portakal soymak bazen zor olabilir, senin yüzüne fışkırıp fışkırmayacağını asla bilemezsin.
  • Kalbimin en derininden ateşler fışkırırken o neden gitti?

Diğer dillerde Fışkı anlamı nedir?

İngilizce'de Fışkı ne demek? : horse dung

Almanca'da Fışkı : Mist

Rusça'da Fışkı : n. кал (M)