Flouting türkçesi Flouting nedir

Flouting ingilizcede ne demek, Flouting nerede nasıl kullanılır?

Floutingly : Saygısızca.

Flout : Küçümsemek. Eğlenmek. Reddetmek. Delmek. Hor görmek. Zıddına gitmek. Alay etmek. Uymamak. Takmamak. Burun kıvırmak.

Flouted : Küçümsemek. Uymamak. Burun kıvırmak. Hor görmek. Zıddına gitmek. Eğlenmek. Alay etmek. Takmamak. Reddetmek. Delmek.

Flouter : Hor gören kimse. Küçümseyen kimse. Alay eden kimse. Alaycı. Alçaltan kimse. Aşağılayan kimse.

Flouters : Küçümseyen kimse. Hor gören kimse. Alçaltan kimse. Alay eden kimse. Alaycı. Aşağılayan kimse.

Flounder : Bocalamak. Batmamak. Batmamak için çabalamak. Köpekdili. Kemikli balıklar (teleostei) takımının, yanyüzergiller (pleuronectidae) familyasından, 40 cm kadar uzunlukta, avrupa kıyılarında yaşayan ve kıyılardan ırmak ve göllere kadar geçen bir tür. Çabalamak. Debelenmek. Şaşırıp kalmak. Dere pisisi.

Flouts : Reddetmek. Hor görmek. Burun kıvırmak. Küçümsemek. Eğlenmek. Alay etmek. Zıddına gitmek. Takmamak. Delmek. Saygısızca karşı gelmek.

Floundering : Bata çıka yürümek. Boşuna çabalamak. Bocalayan. Şaşırıp kalmak. Debelenmek. Bocalama. Bocalamak.

 

Floundered : Batmamak. Şaşırıp kalmak. Bata çıka yürümek. Boşuna çabalamak. Bata çıka ilerlemek. Çabalamak. Bocalamak. Çabalama. Çırpınmak. Dil balığı.

Flounced : Farbala ile süslenmiş. Fırfırla süslenmiş.

İngilizce Flouting Türkçe anlamı, Flouting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Flouting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Contravene : Aykırı davranmak. Uyuşmamak. Başkaldırmak. Çatışmak. Bozmak. Çiğnemek. İtiraz etmek. İhlal etmek.

Depreciate : Küçük düşürmek. Değerini düşürmek. Değerini kaybetmek. Değeri düşmek. Kıymetten düşmek. Ucuzlatmak. Değer kaybetmek. Amortize etmek. Fiyatını kırmak.

Despise : Tenezzül etmemek. Nefret etmek. Hakir görmek. Horlamak. Adam yerine koymamak. Aşağılamak.

Contempt : Saygısızlık. Küçümseme. İtaatsizlik. Kibir. Nefret. Aşağısama. Aşağılama. İğrenme. Hakir görme.

Derided : Kahkahalarla gülmek. Alaya almak. İle alay etmek.

Clash : Anlaşamamak. Çarpışma. Mücadeleye girişmek. Uyuşmamak. Birbirine gitmemek. Gürültü yapmak. Çatırdamak. Gitmemek. Bindirmek. Çarpmak.

Controverts : Çürütmek. Karşı gelmek. Tartışmak. İtiraz etmek. Yalanlamak.

Defies : Baş kaldırmak. Meydan okumak. Gücünü aşmak. Alnını karışlamak. Dikelmek. Kışkırtmak. Karşı gelmek. Kafa tutmak. Karşı koymak.

Be disregardful of : İhmal etmek. Umursamamak.

Flouting synonyms : pleasure trip, flouted, controverting, contemns, drills, clashing, disport, disdains, be at variable with, dawdle, delights, be displeased with, broaching, belittles, condescended, controvert, defied, field trip, empierce, be out of keeping with, be unsuitable, despises, snort at, consider unimportant, sniff, fleering, disregarded, amusing oneself, controverted, brush off, contemned, contempts, encouragement.

 

Flouting zıt anlamlı kelimeler, Flouting kelime anlamı

Discouragement : Engel. Hevesin kırılması. Vazgeçme. Hevesini kırma. Cesaretin kırılması. Cesaretsizlik.

Long : Gözlemek. Can atmak. Susamak. Hasret kalmak. Özlemek. Uzun. İstemek. Özlemini çekmek. Hasretini çekmek. Hasret olmak.