Flouts türkçesi Flouts nedir

Flouts ingilizcede ne demek, Flouts nerede nasıl kullanılır?

Flout : Eğlenmek. Burun kıvırmak. Küçümsemek. Takmamak. Hor görmek. Zıddına gitmek. Alay etmek. Saygısızca karşı gelmek. Delmek. Uymamak.

Flouted : Hor görmek. Eğlenmek. Küçümsemek. Alay etmek. Takmamak. Uymamak. Reddetmek. Zıddına gitmek. Burun kıvırmak. Delmek.

Flouter : Alay eden kimse. Hor gören kimse. Alaycı. Aşağılayan kimse. Küçümseyen kimse. Alçaltan kimse.

Flouters : Küçümseyen kimse. Aşağılayan kimse. Alçaltan kimse. Alaycı. Alay eden kimse. Hor gören kimse.

Flouting : Takmamak. Uymamak. Eğlenmek. Reddetmek. Burun kıvırmak. Küçümsemek. Alay etmek. Saygısızca karşı gelmek. Hor görmek. Delmek.

Flounder : Çırpınmak. Köpekdili. Batmamak. Bata çıka ilerlemek. Boşuna çabalamak. Dil balığı. Bata çıka yürümek. Şaşırıp kalmak. Debelenmek. Batmamak için çabalamak.

Flounced : Fırfırla süslenmiş. Farbala ile süslenmiş.

Floundered : Dil balığı. Çabalamak. Bata çıka yürümek. Şaşırıp kalmak. Bocalamak. Debelenmek. Batmamak. Boşuna çabalamak. Çabalama. Çırpınmak.

Flounder around : Çabalamak.

Flounce : Öfke ya da sabırsızlıktan fırlayıp yürümek. Fırlamak. Fırlayış. Atılış. Fırlayıp yürümek. Sabırsızca davranmak. Öfke ile fırlamak. Öfkeyle fırlamak. Farbala ile süslemek. Hışımla hareket etmek.

 

İngilizce Flouts Türkçe anlamı, Flouts eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Flouts ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cry down : Hafifsemek. Hafife almak. Kötülemek.

Depreciate : Ucuzlatmak. Kıymetten düşmek. Amortize etmek. Değerini kaybetmek. Küçük düşürmek. Değeri düşmek. Değerini düşürmek. Değer kaybetmek.

Snort at : Burun bükmek.

Contravened : İtiraz etmek. Çiğnemek. İhlal etmek. Başkaldırmak. Bozmak. Karşı gelmek. Çatışmak. Aykırı davranmak. Karşı çıkmak.

Disdains : Hafife almak. Küçümseme. İğrenmek. Aşağılamak. Küçük görmek. Horgörmek. Tepeden bakma. Tepeden bakmak.

Ignore : Iska geçmek. Bilmemezlikten gelmek. Kulak ardı etmek. Delil yetersizliğinden reddetmek. Bilmezlikten gelmek. Gözardı etmek. Göz ardı etmek. Arka plana atmak. Önemsememek. Yok saymak.

Sniffs : Dudak bükerek söylemek. Kokusunu almak. Sezmek. İçe çekilen hava. Koklamak. Havayı koklamak. Burnunu çekmek. Burun çekmek. Burnuna çekmek.

Abnegated : Tanımamak. İnkar etmek. Yadsımak. Yadsınmış.

Depreciates : Değeri düşmek. Değer kaybetmek. Küçük düşürmek. Değerini kaybetmek. Ucuzlatmak. Değerini düşürmek. Kıymetten düşmek. Fiyatını kırmak.

Pull a face : Surat etmek. Surat asmak. Yüzünü buruşturmak. Surat yapmak.

Flouts synonyms : locomote, push aside, defy, move, fly in the face of, disregards, declare off, contemned, waft, disdaining, disdain, be amused, back out of, clashed, condescend, not care two hoots, snifflers, breaks, fleers, clashing, disdained, contemn, cleave, clash, doty, despise, controvert, dally with, deprecate, abnegate, deriding, contempts, drift.

 

Flouts zıt anlamlı kelimeler, Flouts kelime anlamı

Stay in place : Yerinde kalmak.

Sink : Fenalaşmak. Yatırmak (sermaye). Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde, kimyasal aşınma ile ya da yeraltı inlerinin çökmesiyle oluşan çanak biçiminde basıklıklar ya da dik kenarlı çukurlar. (tava, koyak, kokurdan, düden, obruç olarak da adlandırılır.). Lağım. Örtbas etmek. Suya batmak. Yatırmak. Düşmek. Yerleştirmek. Dalmak.