Frazzle türkçesi Frazzle nedir

Frazzle ile ilgili cümleler

English: Ali looks frazzled.
Turkish: Ali bitkin düşmüş görünüyor.

English: You seem a little frazzled.
Turkish: Biraz bitkin düşmüş görünüyorsun.

Frazzle ingilizcede ne demek, Frazzle nerede nasıl kullanılır?

Beat to a frazzle : Eskitmek. Bitkin düşürmek. Fiziksel veya duygusal olarak tüketmek. Bir giysiyi eskitmek. İflahını kesmek.

Worn to a frazzle : Bitkin. Çok yorgun. Yorgun.

Frazzled : Yorgun düşmüş. Bitkin düşmüş. Bitap düşmüş. Tükenmiş. Panik yapmış. Yorulmuş. Paniklemiş. Öfkelendirilmiş (argo terim).

Frazzles : Aşırı yorgunluk durumu. Eskimek. Yıpranmak. Yıpranma. Yormak. Yıpranmış veya eskimiş olma durumu (giyim hakkında). Bitkin düşme. Yorulmak. Yıpratmak. Bitkinlik.

Frazzling : Yıpratmak. Yıpranmak. Yormak. Eskimek. Eskiyen.

Fracases : Velvele. Dalaş. Patırtı. Gürültü. Kavga. Arbede. Gürültülü kavga. Kavga kıyamet.

Fractals : (bilgisayarda) ilginç dış hatları olan geometrik şekiller. Kırılmış. Parçalanmış. Oransal kırılma. Benzer elemanların oluşturduğu şekil. Kesirsel. Her birinin ikincisinin kopyası olarak göründüğü parçalanmış boyutları olan gruplar (matematikte mandelbrot grubu gibi). Fraktal.

 

Fractal dimension : Oransal kırılma boyutu. Fraktal boyut.

Fracas : Gürültü. Patırtı. Kavga. Kavga kıyamet. Gürültülü kavga. Arbede. Dalaş. Velvele.

Frazil : Yüzen buz. Türbülanslı sularda savrulan küçük plakalar oluşturan yüzen buz kristalleri.

İngilizce Frazzle Türkçe anlamı, Frazzle eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Frazzle ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ascribe to : Belirli bir şeye atfetmek. -e bağlamak. Belirli bir şeye bağlamak. (çocukluğuna veya tecrübesizliğine vb) vermek. Atamak. Atfetmek. Yakıştırmak.

Being tired : Yorgun olmak.

Become old : Köhnemek. Köhneleşmek.

Enchafing : Yara etmek. Sürtmek. Heyecanlanmak. Tedirgin etmek. Ovmak. Berelemek. Taciz olmak. Rahatsız etmek. Ovarak ısıtmak.

Fraying : Yıpratma.

Be tuckered out : Bitap düşmek. Hali olmamak. Canı çıkmak. Kolunu kaldıracak hali olmamak. Tükenmek. Yorgun düşmek.

Corrodes : Çürümek. Paslatmak. Aşınmak. Aşındırmak. Çürütmek. Paslandırmak. Korozyona uğramak. Kemirmek.

Debilities : Dermansızlık. Güçsüzlük. Zayıflık. Debilite. Zafiyet. Takatsizlik. Halsizlik.

Fall apart : Duygularını kontrol edememek. Duygusal bir krizden dolayı acı çekmek. Dağılmak. Hayatı kararmak. Uzak düşmek. Kolu kanadı kırılmak. Parçalara bölünmek. Duygusal kendine hakimiyetini kaybetmek. Parçalara ayrılmak. Irak düşmek.

Frazzle synonyms : tucker out, beat, droopiness, get tired, fray, erodes, cream, corrosion, exhausts, wearing, fall into decay, break, creaming, outwears, wear out, attrit, chafe, abrasion, exhaust, attributed, scuffmark, attribute, getting tired, erode, chafed, be tired, batter, see service, do in, haggardness, fatique, fatigue, stalest.

 

Frazzle ingilizce tanımı, definition of Frazzle

Frazzle kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To tatter. The condition or quality of being frazzled. The tag end. A frayed-out end. To fray. The act or result of frazzling. To wear or pull into tatters or tag ends. Used literally and figuratively.