Görel nedir, Görel ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hindi.

Görel ile ilgili Cümleler

  • Gidelim ve onu orada görelim.
  • Tom'un onunla başa çıkabilip çıkamayacağını görelim.
  • Tom'un herhangi bir fikri olup olmadığını görelim.
  • Kaderde ne yazıyormuş görelim.
  • Şanslı olup olamayacağımızı görelim.
  • Hiç yardım olmadan bunu yapabilip yapamayacağımızı görelim.
  • Sorunu görüşelim ve bir çözümle gelebilip gelemeyeceğimizi görelim.
  • Görelim...
  • Görelim bakalım...
  • Tom'u işi yapması için ikna edip edemeyeceğimi görelim.
  • Tom'un ofisinde olup olmadığını görelim.
  • Onun neye benzediğini görelim.

Görel ile ilgili Atasözü veya Deyim

yürü ense tıraşını göreyim (veya görelim) : görüştüğü kimseye gitmesini söylemek veya görüşmeyi kısa kesmek için kullanılan bir söz.

Görel kısaca anlamı, tanımı

Göre : Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince. Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, nazaran

Görelemek : İnek ya da dişi manda çiftleşmek istemek.

Görelgeç : Akarsuların kimi yerlerde oluşturduğu gölcükler.

Göreli adres : Bir taban değerine göre adres. Gerçek adres taban adresiyle göreli adresin toplamından oluşur.

Göreli artık değer : Buluşlar ve yeniliklerin üretim sürecine uygulanmasıyla toplumsal açıdan gerekli emek zamanının kısaltılması, diğer bir deyişle emeğin üretim gücünün ya da verimliliğinin artırılmasıyla elde edilen artık değer. karşılığı salt artık değer.

 

Göreli artık nüfus : [Bakınız: yedek işgücü ordusu]. Yedek işgücü ordusunun çalışamayacak konumdaki öksüz, yetim, engelli ve çocuklarla, çalışabilecek durumdaki yoksulların toplamından oluşan kısmı.

Göreli dağılım : Küme ya da bölüt sıklıklarını, toplam sıklığa oranlarıyla ve çoğunluk yüzde olarak dile getiren dağılım, bk. saltık dağılım.

Göreli değişke : Değişim katsayısının üstikisi.

Göreli etkinlik : (Kuramsal istatistik) Aynı evrendeğerin iki kestiricisinden birinin ötekine göre etkinliğini belirten ölçü. ay. bk. etkin kestirici, göreli kesinlik.

Göreli fiyat : Bir malın başka bir mal cinsinden ifade edilen fiyatı.

Göreli gelir önsavı : Tüketicilerin tüketim kararlarının birbirinden bağımsız olmadığını, herbirinin tüketim düzeyinin ait olduğu gruptaki (oturduğu semt, çalıştığı iş gibi) göreli gelir düzeyine bağlı olduğunu ileri süren, mutlak gelir önsavı ve tüketim bulmacası sorununa karşı olarak 1949 yılında James S. Duesenberry tarafından geliştirilen önsav. karşılığı gösteriş etkisi.

Göreli gereksinim : Yaşamsal açıdan zorunlu olmayan sosyal ve kültürel nitelikteki gereksinimler.

Göreli güç dizini : Hisse senedinin veya dizininin incelenen zaman aralığı içerisindeki kapanış değerlerinin bir önceki güne göre değişiminden hareketle göreli kazanç ve kayıplarını ölçen, yorumlanması kolay olması nedeniyle de oldukça sık kullanılan ve J. Welles Wilder tarafından geliştirilen teknik çözümleme göstergesi.

 

Göreli hız : Nicel değişmelerin hızını dile getirmek üzere başvurulan ve bir nicel büyüklüğün z(...) ve z(...) zamanları arasında gösterdiği artış ya da azalışın ilk büyüklüğe bölünmesiyle elde edilen göreli ölçüm.

Göreli kesinlik : Aynı örneklem büyüklüğüne ve aynı örnekleme birimlerine dayalı iki ayrı örneklemin yanılgı değişkelerinin oranı. Büyük evrenler için yalın rasgele örnekleme durumunda göreli etkinlikle anlamdaştır.

Göreli konum : Bir ölçüm, ölçüye vurulmuş bir birim ya da bir ölçek ayrıçının ölçüm sürekliliği ya da boyutu üzerindeki yeri. bk. boyut, süreklilik.

Göreli satınalma gücü değerdeşliği : Belli bir dönemden diğerine döviz kurundaki değişmenin söz konusu dönem boyunca gerçekleşen iç ve dış enflasyon oranlarındaki değişmeye eşit olması gerektiğini ileri süren yaklaşım.

Göreli sıklık : Bir bölüm sıklığının, toplam sıklığa oranı. anlamdaş oransal sıklık. Olasılık kuramında bir olayın belli sayıdaki gözlemde gerçekleşme oranını dile getiren ve gözlem sayısı arttıkça giderek olasılığa dönüşen sıklık.

Göreli yayılma : Bir dağılımın, gözlemleri dile getiren ölçü birimi ya da saltık değerlerden bağımsız olarak gösterdiği ölçünlü yayılım.

Göreli yığışımlı dağılım : Sıklıkları saltık sayılarıyla değil, oransal paylarıyla yığıştıran dağılım, bk. yığışımlı dağılım, yığıştırma.

Göreli yoksulluk : Bir ülkedeki hanehalklarının ortalama gelir düzeyinin altında gelire sahip olması durumu.

Görelikhali : Kelimeye "bir şeye göre" fikrini katan ve dilimizde -ce ekiyle yapılan hal: Bence, Sanatça gibi.

Görelilik kuramı : Işığın yayılma hızının, kaynağın ve gözlemcinin devinimime bağlı olmadığı ve evrensel bir değişmez sayı olduğu varsayımına dayanan, özellikle Einstein'in geliştirdiği çağdaş kuram. Birbirlerine göre düzgün doğru devinimde bulunan iki yerlem çatkısından birindeki gözlemci ötekindeki uzunluk, zaman, kütle gibi temel nicelikleri ve bunlara dayanan nicelikleri ölçerlerse kendi çatkılarındaki değerleri bulamazlar.

Görelmek : Hayvanlar ters yatmak, kalkamamak. Baş köşeye geçip oturmak.

Görele : Giresun iline bağlı ilçelerden biri.

Göreli : Göreceli.

Görelik : Eşyayı, kavramları veya tasarımları birlik, bağlılık, birliktelik vb. durumlarda toplayan görünüş veya nitelik, bağıntı, izafet, rölativite.

Görelilik : Var olabilmek veya belirlenebilmek için bağıntı yolu ile başka bir şeye bağlı bulunma durumu, bağıntılılık, izafilik, izafiyet.

Diğer dillerde Göreç anlamı nedir?

İngilizce'de Göreç ne demek ? : chart