Gare nedir, Gare ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yeter.

Zaman, vakit: Orhan çarşıya ne gare gitti.

Gare anlamı, tanımı

Garece : Boşuna, sebepsiz olarak: Garece yaltaklanıp durmaz ya vardır çıkalık bir işi

Gared etmek : Gayret etmek.

Gareke : Kısa cepken. (Bozüyük Bilecik).

Garel : Yeter.

Garellik : Gövdesi köşeli ve yaprakları tüylü bir çeşit ot.

Garemet : İftira.

Garer : Karar, gereği kadar, ölçüye uygun. Karar.

Garer gomak : Arapça kökenli karâr: Bir şeye karar vermek, gün tayin etmek. Karar vermek, karar koymak, garer goruh.

Garesar : (Afyon) Karahisar.

Garet : Bir çeşit fayton.

Garevle : Ayakkabı: Ayağıma göre garevle alıver. Ayakkabı.

Garma gareş : Karmakarışık.

Zaman : Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Belirlenmiş olan an. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı.

Orhan : Şehrin yöneticisi, hâkimi. Yozgat şehrinde, Salmanlı bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

 

Çarşı : Dükkânların bulunduğu alışveriş yeri.

Yeter : İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi. ünl. “Kâfi, yetişir, yeterli” anlamlarında bir söz.

Vakit : Zaman. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler. Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz. Geçim, para bakımından elverişli durum. Çağ. Belirlenmiş olan zaman.

Yete : Sakatlık. Taraf.

Vaki : Olan, olmuş.

Zama : Üzengi kayışı. Çarkta bükülürken iki kazık arasında birbirine eklenerek katlanan kıl ipi katlarından her birinin boy ölçüsü. Enişte. Güvey.

Diğer dillerde Gaolao sığırı anlamı nedir?

İngilizce'de Gaolao sığırı ne demek ? : gaolao cattle