Houses türkçesi Houses nedir

Houses ile ilgili cümleler

English: Ali lives three houses down.
Turkish: Ali üç ev aşağıda yaşıyor.

English: All houses in our street are decorated with little orange flags because of the World Cup.
Turkish: Dünya kupası sebebiyle, bizim sokaktaki bütün evler küçük turuncu bayraklarla süslenmiş.

English: A lot of houses were washed away by the flood.
Turkish: Birçok ev sel tarafından sürüklendi.

English: A great many houses were damaged in the earthquake.
Turkish: Çok sayıda ev depremde zarar gördü.

English: A lot of houses were on fire.
Turkish: Çok sayıda ev yandı.

Houses ingilizcede ne demek, Houses nerede nasıl kullanılır?

As safe as houses : Tam güvenlik altında. İnsanın evi gibi emniyetli.

Pair of semi detached houses : İkizev. Tasarları bir olan, bitişik iki evden oluşan bir yapı birimi.

Prefabricated houses : Prefabrike konutlar. Prefabrik konutlar. Prefabrik ev.

Row houses : Küçük bir alanda yoğun yerleşmeye olanak veren, birbirine benzeyen ya da aynı tasarlara uyularak yapılmış, yapıtasarcılık özellikleri hemen hemen aynı olan, aynı yan duvarı paylaşan, birbiri ardına dizilmiş konutlardan oluşan dizi. Sıraevler.

Terrace houses : Küçük bir alanda yoğun yerleşmeye olanak veren, birbirine benzeyen ya da aynı tasarlara uyularak yapılmış, yapıtasarcılık özellikleri hemen hemen aynı olan, aynı yan duvarı paylaşan, birbiri ardına dizilmiş konutlardan oluşan dizi. Sıraevler.

 

Blockhouses : Beton sığınak. Korugan. Gözetleme binası. Koruğan.

Housesitting : Evinde bulunmayan bir tanıdığın evine göz kulak olmak. Evinde bulunmayan bir kimsenin yokluğu sırasında evine göz kulak olmak.

Birdhouses : Kuş evi. Tahta kuş yuvaları. Kuşhane. Kuşlar için yapay olarak hazırlanmış yuva alanı. Kuş kafesi.

Housesits : Evinde bulunmayan bir tanıdığın evine göz kulak olmak. Evinde bulunmayan bir kimsenin yokluğu sırasında evine göz kulak olmak.

Almshouses : İmarethane. Darülaceze. Düşkünler evi. Yaşlılar evi (ingiliz ingilizcesi). Yaşlılar evi.

İngilizce Houses Türkçe anlamı, Houses eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Houses ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bangtail : Yarış atı. Yarış için üretilen at.

Harbour : Sığınmak. Liman. Yataklık etmek. Demir atmak. Gütmek. Barınak. Sığınak. Kıyıda, doğal olarak ya da mendirek ve dalgakıranlarla fırtınalara karşı korunmuş yer ve böyle yerlerde deniz ulaştırmacılığının giriş ve çıkış kapısı olarak gelişmiş kent. Barınmak.

Chapterhouse : Manastır veya katedrale bağlı bina. Bir kardeşlik bölümü tarafından ikamet yeri olarak kullanılan ev.

Roan : Demir kırı. Demir kırı at. Benekli (at, inek). Mercan kırı. Sahtiyan. Güderi.

Mare : Aydaki karanlık düzlük. Aydaki karanlık bölge. Kısrak. Deniz. Uzay, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kadın. Dişi at. Yeryuvarlağı üzerinde su ile kaplı bölgeler; ay'daki düzlükler. Kötü durum.

 

Gee gee : At.

Cottage : Kırevi. Kulübe. Yazlık ev. Küçük ev. Köşk. Sayfiye evi. Kır evi. (genelde eşcinseller) topluma açık bir yerde seks yapmak.

Steeplechaser : Engelli yarışlarda koşması için eğitilmiş at. Engelli yarış koşucusu.

Stay at home : Evde durmak. Dört duvar arasında oturan kişi.

Loft : Çatı. Güvercinlik. Tavanarası. Tavan arası. Askı palangalarının bulunduğu ızgaraların üstü. onarımlarda buraya demir merdivenle çıkılır ve üzerinde yürünebilir. Yükseğe atmak. Samanlık. Kilise balkonu. Tavanarası odası. Ahır üstündeki samanlık.

Houses synonyms : hunting lodge, pinto, harness horse, frat house, horse's foot, doll's house, fraternity house, tract house, rooming house, liver chestnut, male horse, equid, genus equus, polo pony, mesohippus, sod house, equus caballus, horsemeat, dawn horse, female horse, encolure, row house, post horse, single dwelling, solar house, soddy, protohippus, high stepper, sorrel, cabin, race horse, garret, house.

Houses zıt anlamlı kelimeler, Houses kelime anlamı

Time off : Mesai dışı saatler. Çalışılmayan saatler.

Winnings : Kumarda kazanılan para. Kazanç. Kazanç (para olarak). Kazanılan para.