Nieces türkçesi Nieces nedir

  • Kuzen.
  • Yeğen.
  • Yeğen (kız).
  • Kardeş çocuğu.
  • Kardeş kızı.
  • Kız yeğen.

Nieces ile ilgili cümleler

English: These three pretty girls are all nieces of mine.
Turkish: Bu üç güzel kızın hepsi yeğenimdir.

English: I have two nieces.
Turkish: İki kız yeğenim var.

English: Tom has three nieces.
Turkish: Tom'un üç kız yeğeni var.

Nieces ingilizcede ne demek, Nieces nerede nasıl kullanılır?

Grandnieces : Yeğen kızı.

I am with my niece : Yeğenim ile beraberim.

Niece : Kardeş çocuğu. Kardeş kızı. Kuzen. Kız yeğen. Yeğen. Yeğen (kız).

Grandniece : Yeğen kızı.

Craniectomy : Kranyektomi. Kraniyektomi. Beyne ulaşmak için kafatası kemiklerinin kesilerek kaldırılması.

Aage niels bohr : 1975 yılında fizik dalında nobel kazanmıştır (niels henrik david bohr'un oğlu). Aage niels bohr (1922 doğumlu). Danimarkalı fizikçi.

Accompanier : Eşlik eden.

Access denied : Erişim reddedildi. Erişim engellendi. Giriş engellendi.

Nietzsche : Friedrich wilhelm nietzsche (1844-1900). Üstün insan fikrini savunan. Hristiyanlığa karşı olan ve god is dead (tanrı öldü) fikrini ortaya koyan alman filozof. Varoluşçu bir alman filozof.

Accompanied : Birlikte olmak. Eşlik etmek. Eşliğinde. Refakat etmek. Yanında olmak. Aynı anda yapmak. Yanında.

İngilizce Nieces Türkçe anlamı, Nieces eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Nieces ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

First cousin : İlk kuzen. Teyze çocuğu. Amca çocuğu.

Nephew : Yeğen (erkek). Erkek yeğen.

Cousin : Akraba. Amca oğlu. Teyze çocuğu. Dayı oğlu veya kızı. Amca kızı. Teyze oğlu veya kızı. Hala oğlu. Hala kızı. Amcazade.

Beam : Belli bir doğrultuda giden, ışından daha kalın tanecikler topluluğu. Sinyal vermek. Bilgisayar, fizik, kimya, uzay, jimnastik, madencilik, nükleer enerji, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kiriş. Yere düşey iki dikme arasında, yüksekliği ayarlanabilen dar dayanak yüzeyli tahtadan yapılmış denge ve asılma aracı. İşık ışınlarının oluşturduğu demet. Yatay ağaç. Neşretmek. Parlamak. Işımak.

Cousins : Kuzin. Teyze çocuğu.

Part : Bölüm. Bir oyuncunun bir filmde ya da televizyon oyununda yaratması gereken kişilik. Fasıl. Bir tiyatro yapıtında oyuncunun canlandırdığı ya da gösterdiği kişiliği ortaya çıkaran, sözleri ve hareketleri içeren bütün. Ayırmak. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kısımlara ayırmak. Elden çıkarmak. Tarakla ayırmak. Pay.

Snip : Makasla kesmek. Çırpma. Abraş. Makasla kesilmiş parça. Atlarda burun ucunda görülen beyazlık. Makaslamak. Önemsiz kimse. Zımbayla delmek (bilet). Makasla kırpma. Kırpmak.

Snippet : Azıcık haber. Kırpıntı. Lokma. Ufak parça. Makasla kesilmiş parça. Bilgi.

Scrap : Bozuntu. Ufak parça. Hurda. Kırık dökük eşya. Iskartaya çıkarmak. Kırpıntı. Artık. Parça. Kupür. Bir yana atmak.

Nieces synonyms : piece of leather, piece of cloth, piece of material, niece, shard, niceness, snipping, good, coz, pleasant, portion, fragment, spindle, sherd, german cousin.

 

Nieces zıt anlamlı kelimeler, Nieces kelime anlamı

Nasty : İğrenç. Hoşa gitmeyen. Edepsiz. Tehlikeli. Ahlaksız. Ciddi. Ayıp. Müstehcen. Açık saçık.

Unpleasant : Antipatik. Tatsız. Nahoş. Fena. Sevimsiz. Aynasız. Çirkin. Kaba. Hoşa gitmeyen. Sıkıcı.

Nastiness : Huysuzluk. Yaramazlık. Kirlilik. İğrençlik. Berbatlık. Pislik. Hainlik.

Nieces antonyms : unrespectable.