Ore dyke türkçesi Ore dyke nedir

  • Jeoloji alanında kullanılır.
  • Maden kesen damarı.
  • Cevher daykı.
  • Katmanlı bir yapının içine, zor kullanarak girmiş sıvı durumdaki magmasal maden damarı.

Ore dyke ingilizcede ne demek, Ore dyke nerede nasıl kullanılır?

Ore : Maden. Töz. Işık yayı. Cevher. Yeter gerilimli, doğru akımlı bir üretece bağlı iki elektrikucunun uçları arasında, 3000°c'nin üzerinde bir sıcaklıkla ortaya çıkan, akımın, elektrik uçlarının buğusuyla aktarılması sonucu yeğin bir ışık veren boşalma. Maden filizi. Mineralbilimde, bileşiminde metal bulunan, metalimsi parıltısı ve yüksek yoğunluğu ile kendini belirten mineral topluluğu. Madencilik, sinema, televizyon, jeoloji alanlarında kullanılır. Metal. Filiz (kimya terimi).

Dyke : Mecra. Komşu kayaçların yapısını gelişigüzel kesen çatlak ya da yarıkları, magmanın doldurulmasıyle oluşmuş kayaç damarı. Siper. Etrafına set çekmek. Madencilik, jeoloji alanlarında kullanılır. Kesen damar. Lezbiyen. Hendek. Kanal. Set.

Ore bunker : Maden filizi deposu.

Ore deposit : Cevher yatakları. (jeoloji) yüksek mineral konsantrasyonu içeren katman. Töz yatağı. Cevher yatağı. Maden yatağı.

Ore deposit limit : Cevher yatağı sınırı. Yatak sınırı.

Ore geology : Maden yatakları bilimi. Maden yataklarının oluş zamanını, bölgeyle ve kayaç bilgisiyle ilgili oluşumunu inceleyen uygulamalı yerbilim dalı.

 

Ore dressing : Töz hazırlama. Cevher hazırlama. Cevher zenginleştirme.

İngilizce Ore dyke Türkçe anlamı, Ore dyke eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ore dyke ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Alkali rocks : Alkali kayaçlar. Alkali kayaç. Öteki bileşenlere oranla, alkalilerin çokluğu gibi ayırt edici bir özellik gösteren ve genel olarak sodyumlu piroksen, sodyumlu amfibol ya da feldspatsıları kapsayan magmatik kayaçlar.

Alcalic fumarole : Alkali tüten. 100-200 derece sıcaklıkta, nh2 cl, co2, h2s ve h2o bileşimli gazlar çıkaran fumaroller.

Aggregats : Başlangıçta birbirinden ayrı minerallerin, herhangi bir nedenle bir araya gelerek birlikte büyüyüşler gösteren bir topluluk durumuna gelmeleri. Topluluk.

Abrasive power : Akarsuyun ve akarsuyla taşınan katı maddelerin, devimsel enerjileri arasındaki orantı.(akarsuyun devimsel m . v2 enerjisi = m . v2; taşınan maddelerin devimsel enerjisi = -»- dir. m = suyun kütlesi, v = akarsuyun hızı, m = maddelerin kütlesi, v = taşınan maddelerin hızı.). Aşındırıcı güç. Akarsuyun aşındırma gücü. Aşındırıcı kuvvet.

Adventive cone : Parazitik koni. Bir yanardağın yamacında ve eteğinde, çoğunlukla bir yarık üstünde bulunan lav ya da tüf konisi. İlerleme konisi. Ek koni. İlerleme hunisi.

After shock : Art sarsıntı. Artçı deprem (depremden sonra). Artçı sarsıntı. İlk yeğin depremin ardından gelen ve genel olarak yavaş yavaş yeğnileşen sarsıntı. Artçı şok.

Advance of aglacier : Buzul ilerlemesi. Buzulun önden uzanması.

 

Acrozone : Menzil zonu. Uç kuşağı. Belirli bir taşıl türünün, cinsinin ya da başka bir bölümleme biçiminin, bütün ucunu kapsayan ya da onu belirten katmanlı kayaçlar.

Absolute age : Salt yaş. Bir kayacın ya da bir katmanın yıl ve sayıyla belirtilen yaşı. Mutlak yaş. Kesin yaş.

Algonkian : Alkongien. Kuzey amerika yerlileri tarafından konuşulan dil ailesi. Kambriya dönemi katmanlarının altına gelen, içinde tanımlanamayan taşıl kırıntıları bulunan eski bir oluşuk. (kayaçları genel olarak arkeene oranla daha az başkalaşmıştır.). Bir prekambriyen sistemi. Algonkiyen.

Ore dyke synonyms : abyss, acid fumarole, absolute chronology, adjacent rock, agricultural geology, abysal environment.