Plains türkçesi Plains nedir

  • Montana eyaletinde yerleşim yeri.
  • Ovalar.
  • Çayırlar.
  • Georgia eyaletinde şehir.
  • Kansas eyaletinde şehir.
  • Otlaklar.
  • Düzlükler.

Plains ile ilgili cümleler

English: There were no fences on the great plains.
Turkish: Büyük ovalarda hiç çit yoktu.

English: Missouri has both mountains and plains.
Turkish: Missouri'nin hem dağları hem de ovaları vardır.

English: "It's cold! I hate it!" Yoshiki complains with teary face.
Turkish: "Hava soğuk! Bundan nefret ediyorum!" Yoshiki yaşlı yüzüyle şikayet ediyor.

English: Ali almost never complains about anything.
Turkish: Ali neredeyse herhangi bir şey hakkında şikâyet etmez.

English: By the 1750s, all the tribes of the Great Plains had horses.
Turkish: 1750'lere kadar Great Plains'in tüm kabilelerinin atları vardı.

Plains ingilizcede ne demek, Plains nerede nasıl kullanılır?

Plainsman : Ovalı.

Plainsmen : Ovalı.

Plainsong : Kilise müziği.

Plainspoken : Lafını sakınmayan. Patavatsız. Dobra dobra konuğan. Açıksözlü. Lafını esirgemeyen. Açık sözlü.

Plainspokenness : Lafını sakınmama. Patavatsızlık. Açık sözlülük.

Plain carbon steel : Sade karbonlu çelik. Yalın karbon çeliği.

Plain coffee : Sade kahve.

Peneplains : Yontukova. Peneplen. Yontukdüz. Aşınma sürecini tamamlamış düzlük. Erozyon ovası.

 

Plain dealing : Dürüst davranış. Dürüstlük. Dürüst iş. Louisiana eyaletinde yerleşim yeri. Açık davranma.

Explains : Açıklamak. Hesap vermek. İzah etmek. Anlatmak. Açıklama yapmak.

İngilizce Plains Türkçe anlamı, Plains eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Plains ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Complex : Bilinçaltına itilen birçok tutum, duygu ve anıların etkisi altında oluşan ve çok kez sinirli davranışlarla sonuçlanan ruhsal durum. Mürekkep. Blok. Saplantı. Yalın olmayan.2- çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan bir yükün ya da bileşik. Karışık. Karışık şey. Site. Çok parçalı. Bilgisayar, eğitim, fizik, kimya, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Abbas : Baba. Arapça bir isim.

Mean : Kastetmek. Haşin. Cimri. İstemek. Bilgisayar, eğitim alanlarında kullanılır. Aritmetik ortalama. Orta. Huysuz. Demek istemek. Çirkin.

Intend : Kararlı olmak. Niyet etmek. Tasarlamak. Seçmek. Düşünmek. Azmetmek. Amaçlamak. Niyeti olmak. Demek istemek. Hedeflemek.

Ambrose : Hoş kokulu bir baharat. Kaba ve yabani ot içeren bir bitkiler familyası. Kuzey dakota eyaletinde şehir.

Baden : Pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri. Illinois'de (abd) bir köy. Güneybatı almanya'da tarihi bir bölge. Avusturya'da bir kasaba. Bir soyadı. Indiana'da (abd) bir kasaba. Ontario (kanada) vilayetinde bir köy.

Still : Susturmak. Hareketsiz. Durdurmak. Durgun. Sakinleştirmek. Yatışmak. Yine de. Yatıştırmak. Sakinleşmek. Dindirmek (fırtına vb'ni).

Alden : Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Bir soyadı. Amerika'da sayısız şehrin ismi. Minnesota eyaletinde şehir. New york eyaletinde yerleşim yeri. Gene hackman'ın gerçek adı (1930 doğumlu). Bir kadın veya erkek adı. Eugene alden hackman. İowa eyaletinde şehir.

 

The lowlands : Çukur şekiller. Güneydoğu iskoçya'daki ovalar.

Alexander : Maine eyaletinde yerleşim yeri. New york eyaletinde yerleşim yeri. İowa eyaletinde şehir. Kuzey dakota eyaletinde şehir. Erkek ismi. Bir erkek adı.

Plains synonyms : sewage disposal plant, industrial plant, disposal plant, distillery, smeltery, mint, adeling, abba, aragon, bainbridge, think, recycling plant, draw a bead on, smelter, packing plant, boston, auburns, be after, arma, factory, brewery, aspire, arlington, atlanta, adrian, refinery, hope, alamo, shoot for, alma, auburn, adel, albert.