Referent türkçesi Referent nedir

Referent ingilizcede ne demek, Referent nerede nasıl kullanılır?

Self referent : Kendine başvuran.

Referential : Göndergesel. Gösterim ile ilgili. İma yollu.

Referents : Gönderge. İmlem.

Enforce referential integrity : Bilgi tutarlılığına zorla.

Give preferential treatment : Torpil yapmak.

Preferential share : Ortaklık ana sözleşmesiyle kimi paylara kar dağıtımında ve diğer yönlerde daha üstün yararlar sağlayan pay belgiti. Ayrıcalıklı pay belgiti. İmtiyazlı hisse. Öncelikli hisse senedi.

Preferential trading agreement : Tercihli ticaret anlaşması. Anlaşmaya taraf ülkelerin tek yanlı veya karşılıklı olarak belirli mallar üzerindeki gümrük tarifelerinde indirimde bulunmalarına dayanan en dar kapsamlı iktisadi bütünleşme aşamalarından biri. krş. gümrük birliği, iktisadi birlik, serbest ticaret bölgesi, ortak pazar.

Reference address : Referans adresi.

Preferential tariff : Yeğli bildirmelik. Gümrük, ekonomi alanlarında kullanılır. Öncelikli tarife. Bir ülkenin "en çok kayrılan ulus kuralı" dışında belli kimi ülkeler mallarına girişte uyguladığı, genel bildirmelikten daha düşük bildirmelik. (ingiltere'nin. ingiliz uluslar topluluğu'ndaki ülkeler mallarına uyguladığı bildirmelik gibi.). Bazı ülkelerin malları üzerinde uygulanan ve daha az gümrük vergisini kapsayan eder çizelgesi. Farklı tarifeler. Rüçhanlı tarife. Tercihli tarife. Bazı ülke mallarına uygulanan düşük gümrük tarifesi. Öncelikli eder çizelgesi.

 

Preferential : Tercih hakkı olan. Öncelikli. Tercih gösteren. İmtiyazlı. Ayrıcalıklı. Tercihli. Tercih hakkına sahip olan.

İngilizce Referent Türkçe anlamı, Referent eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Referent ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Signal : Uyarıcı gösterge. Bilgisayar, bilişim, fizik, madencilik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. İm. Uyarı. Sinema ve televizyon çalışmalarında yapım takımının sessizce anlaşması, belli işlerin başlama ve bitişlerinin, gerçekleştirilmesinin belirtilmesi için el ve kolla, ışıkla, kulaklıklardan sesle verilen komutlar. İşaretle bildirmek. -i sinyali vermek. Bir yayın dizgesinde bilgi taşıyan elektrik akımı ya da radyo dalgası. Çınav. İşaret vermek.

Correlation : Bağlılık. Her ikisi de nicel olan herhangi bir x tesadüfi değişkeniyle y tesadüfi değişkenin aldığı değerler dizisi arasında bir uygunluk halinin olup olmadığını araştıran yöntem. Bağlılaşım. Bağlılaşma. Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi. korelasyon. İki değişken arasında karşılıklı nicel bağlantı. Bağlılık derecesi. Ünsüz uyumuna veya iki ünlü arasındaki ses değişmesi olaylarına bağlı olarak tonluluk ve tonsuzluk bakımından birbirinin yerine geçen t / d, ç / c, p / b, k /g gibi ünsüzler: geçit/geçidi, gitti/girdi, esti/ezdi, ağaç/ağacın, kap/kaba, hevenk/hevengi, çocuk/çocuğu vb. İlişki.

 

Signification : Delalet. İfade. Anlam. Anlam verme. Anlamlama. Signifikasyon. Meal. İşaretleme. Mana.

Connexion : Alaka. İrtibat. İlişki. Dostluk. Arkadaş. Akraba. Yakınlık. İlgi. Dost.

Significations : Meal. İşaretleme. İfade. Anlam. Signifikasyon. Mana. Delalet. Anlamlama.

Anaphor : Artgönderim (dilbilim) yinelem. Gönderim.

Boredoms : Can sıkıntısı. Bun. Bıkkınlık. Afakan. Gına. Sıkıntı. Usanç.

Term : Bilim, teknik, sanat, spor, zanaat gibi çeşitli uzmanlık alanlarının kavramlarına verilen sınırlı ve özel anlamdaki ad: radyo, televizyon, bilgisayar, dil bilimi, yüklem, benzeşme, özgül ağırlık, dörtgen, atardamar, yer çekimi vb. Bir borcun ödenmesi veya bir işin yapılması için borcu veren veya işin yapılmasını isteyen kişi tarafından tanınan süre. -e ... adını vermek. Anlaşmak. Devre. İsim vermek. Önel. Bilgisayar, hukuk, gramer, iktisat alanlarında kullanılır. Terim. İsimlendirmek.

Bearing : Üstlenme. Hareket. İlgi. Meyve verme. Etki. İlişki. Alaka. Çekme. Dayanma. Ayak.

Boredom : Sıkıntı. Afakan. Bun. Bıkkınlık. Usanç. Gına. Bir soruşturu ya da görüşmenin dönümcül sınırı aşacak düzeyde uzaması durumunda beliren ve yanıtların özgünlüğünü yitirmesine yol açan bıkkınlık. Sıkılma. Can sıkıntısı.

Referent synonyms : tacking, denotive, referents, denotative.

Referent zıt anlamlı kelimeler, Referent kelime anlamı

Connotative : Sezdirimsel. İmalı. Hatırlatıcı. İma eden. Yananlamsal. Çağrımsal.

Forward : İleri. İleriye doğru. Akıncı. Şımarık. Futbol, bilgisayar alanlarında kullanılır. Sunmak. İleriye yönelik. Yönlendirmek. Öne. Yollamak.