Bearing türkçesi Bearing nedir

  • Ürün verme.
  • Rulman.
  • Ayak.
  • Üstlenme.
  • İlişki.
  • Duruş.
  • Duruş biçimi.
  • Hareket.
  • Bedenin duruşu.
  • Mil yatağı.
  • Çekme.
  • İlgi.
  • Etki.
  • Doğurma.
  • İlinti.
  • Taşıyan.
  • Alaka.
  • Rota.
  • Yatak.
  • Davranış.
  • Meyve verme.
  • Dayanma.
  • Katlanma.
  • Taşıma.
  • Doğum.
  • Birisine katlanma.
  • Bağıl devinimli iki parça arasında sürtünmeyi ve aşınmayı azaltmaya yarayan örgen.

Bearing ile ilgili cümleler

English: Moses came down from the mountain bearing divine commandments.
Turkish: Musa ilahi emirleri taşıyan dağdan indi.

English: His overbearing manner infuriates me.
Turkish: Onun küstah tavrı beni kızdırıyor.

English: Bearing can be unbearable.
Turkish: Katlanma dayanılmaz olabilir.

English: He came bearing a large bunch of flowers.
Turkish: O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.

Bearing ingilizcede ne demek, Bearing nerede nasıl kullanılır?

Bearing a grudge : Düşmanlık beslemek. Kan gütmek. Kin gütmek. Düşmanlık hissetmek. Kin beslemek.

Bearing adjuster : Yatakayarlayıcı. Yalak ayarlayıcısı. Yatak ayarlayıcısı.

Bearing alloy : Yatak alaşımı. Rulman alaşım.

Bearing area : Taşıma alanı. Oturma yüzeyi. Yatak yüzeyi. Mesnet alanı.

Bearing axle : İstinat mili.

Bearing box : Yatak kutusu. Rulman kutusu. Yatak mahfazası.

Bearing bracket : Yatak braketi. Yatak mesnedi. Yatak mesneti.

 

Bearing cage : Yalak kovanı. Yatak kafesi. Rulman yuvası. Yatak kovanı.

Bearing bushing : Yatak burcu. Yatak buşingi.

Bearing block : Yatak sehpası. Yükleme bloğu. Yatak taşıyıcısı. Yatak gövdesi. Yatak bloğu.

İngilizce Bearing Türkçe anlamı, Bearing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bearing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Commerce : Alışveriş. Ticaret. Tüccarlık. Bireylerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların kar elde etme amacıyla giriştikleri her türlü mal değişimi. Cinsel ilişki. İktisat, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Alım satım. İşlenmemiş, işlenmiş, yapılmamış, taşınır, durağan mal alım ve satımı. kira ve kiralama, çeşitli olaylarda gerçekleşen kırılma ve dökülmenin onarımına, uğraşı edinilmek koşuluyla seyretme, eğlence yerleri açarak çalıştırma ve benzeri kazanç sağlayacak işlerle uğraşma. İş.

Leanings : Temayül. Eğik. Düşeyden kaçık. Arzu. Meyil. Meyilli. Eğim. Yatık. Eğilim.

Clouting : Paçavra. Patlatmak. Güç. Nüfuz. İndirmek (argo terim). İndirmek. Darbe. Prestij. Vurmak.

Draftings : Çekim. Mekanik çizim. Müsvedde. İlk versiyonun bir tasarlaması. Çizim. Teknik resim. Sanatsal çizimler veya şablonlar. Yudum.

Plates : Tabaklar. Maça kurutma levhası.

Advertency : Farkındalık. Dikkat.

Abutment : Yan ayak. Köprü ayağı. Dayanak. Mesnet. Kemer ayağı. Bitişme. Bitişme yeri. Dayanak veya destek. Ayak (köprünün kıyıya dayandığı yerdeki).

Routes : Herzamanki yol. Yol. Güzergah. Hat. Yollar. Yürüyüş emri.

Labour : Doğum sancısı çekmek. Emek harcamak. ä°şçi partisi üyesi. Emekle meydana getirmek. İşçi. Çalışmak. Boğuşmak. İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak üzere giriştiği, hem doğal ve toplumsal çevresini, hem de kendi kendisini değiştiren çalışma süreci. İş gücü. Çabalamak.

 

Bed : Genel olarak, birkaç katmandan oluşmuş kayaç birimi. Tarh. Bir su kütlesinin dip bölgesine verilen ad. Çiçeklik. Mezar. Temel. Tabaka. Yerleşmek. Altında ve üstünde bulunan kayaçlardan gözle ya da fiziksel olarak az çok açıkça ayrılabilen, kalınlığı 1 cm'den az olmayan tortul kayaç birimi.

Bearing synonyms : personal manner, delivery, conveyances, jambs, appropriateness, histrionics, clout, being folded, tacking, behavioral, exposure, affaires, inducing, relation, breedings, carrier, connection, bushing, act, freight, fruitions, carry forward, osculation, conduction, assumptions, act on, asperity, childbearing, plication, parturition, doubling up, deliveries, bearers.

Bearing zıt anlamlı kelimeler, Bearing kelime anlamı

Unrelatedness : Bağsızlık. İlişkisizlik. Bağlantısızlık. İlişiksizlik. Bağlı olmama durumu.

Gracefulness : Nezaket. Zariflik. İncelik. Zarafet.

Awkwardness : Kullanışsızlık. Münasebetsizlik. Acemilik. Sakarlık. Biçimsizlik. Eli işe yakışmazlık. Beceriksizlik. Hantallık. Yakışık almayan. Uygunsuzluk.

Bearing ingilizce tanımı, definition of Bearing

Bearing kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Mien. Carriage. The manner in which one bears or conducts one`s self. Behavior.