Abutment türkçesi Abutment nedir

Abutment ingilizcede ne demek, Abutment nerede nasıl kullanılır?

Abutment stone : Dayanak taşı.

Land abutment : Köprü ana ayağı.

Abutments : Köprü ayağı. Dayanak. Köprü kenar ayakları. Kemer ayağı.

Abut on : Biryere bitişmek. Bitişik olmak. Bir yere bitişmek. Sınır komşusu olmak. Bitişmek.

Abut upon : Bir yere bitişmek. Biryere bitişmek. Bitişmek. Bitişik olmak. Sınır komşusu olmak.

Abutting the city : Şehir sınırında olan. Şehrin yanında olan. Şehir ile bitişik olan.

Abutting : Bitişik. Yan yana. Dayanma. Ortak sınırları olan.

Abutters : Komşu arazi sahibi. Bitişik arsa sahibi.

Abutilon : Ilık iklimlerde yetişen sarı. Kırmızı veya mor çiçekleri olan otsul bitki. Abütilon.

Abut : Bitişik olmak. Dayanmak. Uç uca gelmek. Yaslanmak. Varmak. Dokunmak.

İngilizce Abutment Türkçe anlamı, Abutment eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Abutment ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Fulcrums : Manivela dayanağı. Dayanak noktası. Taşıma noktası. Destek noktası. Dayanma noktası. Dayama noktası.

Cutwater : Talimar. Geminin ön tarafındaki suyu kesen kısmı. Geminin ön tarafı. Köprü mahmuzu. Kayık tığı. Gemi pruvasının on kısmı. Kayak tığı. Köprü ayağına takılan mahmuz veya başka yapı. Köprü orta ayak burnu.

 

Headstock : Telli çalgılarda tellerin direncinin karşılanabilmesi için genellikle sapa göre daha büyük ve açılı tutulan, burguların da bulunduğu sapın uç kısmı. Buji başlığı. Torna başı. Beşik. Şasi başlığı. Torna fener mesnedi. Ayna (torna). Yatak. Baş dayak.

Contingence : Değme. Olasılık. Şans. Temas.

Agglutination : Kümelenme. Yığınlar meydana getirme. özellikle polenler, bakteriler, kırmızı kan hücreleri ve protozoonların ya kendiliğinden veya belirli bu- antikorla ya da bir ajan ile muamelesinden sonra bir arada yığınlar meydana getirmesi. aglutinasyon. Bakteri veya alyuvar gibi yüzeyinde antijen taşıyan çok sayıda taneciğin, belirli bir antikor veya bir ajanla muamelesinden sonra birbirine bağlanarak kümeleşmesi. yanlış kan aktarımlarında antikorların alyuvar yüzeyindeki antijenlere bağlanması sonucu alyuvarların bir araya toplanarak kümeler oluşturması, aglütinasyon. Bitişkenlik. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Ekleme. Aglütinasyon. Aglutinasyon. Birikişme.

Leaning : Meyil. Temayül. Eğilim. Düşeyden kaçık. Yatık. Meyilli. Eğim. Eğik. Arzu.

Trestle : Masa ayaklığı. Demir iskeletli köprü. İskele sıpası. Sıpa. Tabanlı dikme. Viyadük. Sehpa. Kazık ayak. Tezgah.

Groining : İki kemerin birleştiği nokta. İki kemerin birleştiği kenar. Nakit. Kıyı koruyucu şedde. Kasık. Nedenlerin açıklaması. Taş seti. Dalgakıran. Set.

Calcar : Yarasalarda kuyruk zarının serbest kenarını desteklemeye yardımcı olan ve ayak bileğinden çıkan bir kemik. bitkilerde çanak ve taç yaprakların kaidesindeki tüp veya çukur şeklinde bir yapı. kuşların kanat veya bacaklarındaki mahmuz şeklindeki yapı. 4.böcek bacağında tibya iğnesi. Mahmuzluk. Mahmuz muhafazası. Kalkar. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.

 

Abutment synonyms : bridge pier, osculation, liaisons, dependance, baselines, back rest, osculations, bases, leanings, patiences, rowels, point, junctures, footing, juncture, haunch, anchorage, baseline, bearing, base, liaison, bracing, groyne, rest, springers, trestles, bearer, grounds, spur, dependence, anchorages, groin, abutments.

Abutment ingilizce tanımı, definition of Abutment

Abutment kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : State of abutting.