Agglutination türkçesi Agglutination nedir

  • Tutkallama.
  • Bakteri veya alyuvar gibi yüzeyinde antijen taşıyan çok sayıda taneciğin, belirli bir antikor veya bir ajanla muamelesinden sonra birbirine bağlanarak kümeleşmesi. yanlış kan aktarımlarında antikorların alyuvar yüzeyindeki antijenlere bağlanması sonucu alyuvarların bir araya toplanarak kümeler oluşturması, aglütinasyon.
  • Aglutinasyon.
  • Birikişme.
  • Yığışım.
  • Yapıştırma.
  • Yığınlar meydana getirme. özellikle polenler, bakteriler, kırmızı kan hücreleri ve protozoonların ya kendiliğinden veya belirli bu- antikorla ya da bir ajan ile muamelesinden sonra bir arada yığınlar meydana getirmesi. aglutinasyon.
  • Kümelenme.
  • Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Aglütinasyon.
  • Bir sıvı içerisinde dağılmış olan maddelerin bir araya gelerek küme oluşturmaları. özellikle bakteriler, kırmızı kan hücreleri ve protozoonların kendiliğinden veya belirli bir antikorla veya bir ajanla karşılaşmasından sonra bir arada yığınlar meydana getirmesi.
  • Bitişme.
  • Ekleme.
  • Bitişkenlik.

Agglutination ingilizcede ne demek, Agglutination nerede nasıl kullanılır?

Agglutination test : Aglütinasyon test. Aglütininlerin özel antijenlerle kümelenmesi esasına dayanan tanı testi.

Passive agglutination test : Partiküller üzerinde kaplanmış eriyebilir antijenlerin antikorlarla bağlanması esasına dayanan bir serolojik test. Pasif aglütinasyon testi.

 

Slide agglutination test : Lam aglütinasyon testi. Lam kümelenme testi. Lam üzerinde partiküler antijenlerle serumdaki antikorların özgül bağlantılar oluşturması sonucu gözle görülebilir kümeler meydana gelmesi ilkesine dayalı olarak yapılan immünolojik tanı yöntemi.

Agglutinations : Tutkallama. Yapıştırma. Aglütinasyon. Yığışım. Aglutinasyon. Ekleme. Bitişkenlik. Bitişme.

Autoagglutination : Otoaglütjnasyon. Otoaglutinasyon.

Agglutinating : Bitiştirmek. Bileştirmek. Tutkallamak. Yapıştırmak.

Agglutinatively : Eklemeli bir şekilde. Yapışkan bir şekilde. Yapışma sırasında.

Agglutinative : Yapıştırma işlemine ait. Bağlantılı. Bitişimli. Bitişken. Eklemeli. Gram bitişken.

Porcine hemagglutinating encephalomyelitis virus disease : Kusma ve bitkinlik hastalığı. Domuzların hemaglütine edici ensefalomiyelitis virüs enfeksiyonu.

Agglutinative language : Kelimelerin değişmeyen kökler varyasyonlarından oluştukları dil. Bitişken dil. Sondan eklemeli dil. Sözcüklerindeki anlam değişiklikleri türkçe, moğolca ve bantuca'da olduğu gibi, köksel değişmelerle değil de, ön ya da soneklerin yardımıyla oluşan dil.

İngilizce Agglutination Türkçe anlamı, Agglutination eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Agglutination ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Affiliations : Üyelik. Yakın ilişki. Üye ortaklar. Birleştirme. Üyeliğe kabul bağlanma. Katma. Bağlama. Evlat edinme.

Clustering : Gruplaştırma. Bir dizi benzer şeyi gruplandırma. Örnek birim geliştirme. Kümeleyen. Bir açıkuçlu soruya alınan değişik yanıtların kavramsal ilişkilerine göre anlamlı yanıt kümelerine ayrılması. Salkımlama. Kümeleme.

 

Conglomerations : Yığılma. Yığma. Küme. Bir araya toplanma. Birikinti. Holding. Birikim. Oluşum. Yığın.

Adhesion : Moleküller arasında birbirilerine tutunmalarını sağlayan çekim kuvveti. birbirinden ayrı iki organ veya zarın yangı ve benzeri nedenlerle yapışması. yangı sürecinde nötrofil lökositlerin, venül ve kılcal damar endoteline yapışması. birleşme, yapışma, tutunma. Yapışkanlık. Fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Yapışma. Normalde birbirinden ayrı iki organ veya zarın iltihap gibi nedenlerle birbirine yapışması. Katılma. Değişik özdek katmanları arasındaki özdeciksel çekimden kaynaklanan tutunum. Vefa. İltihak neticesi. Adezyon.

Transfer : Göçürmek. Takım değiştirme. Havale etmek. İletmek. Aktarmak. Devir. Bir ses kuşağının basım yoluyla başka bir kuşağa geçirilmesi. mıknatıslı sesi optik sese çevirme. bir sesi, üzerinde saptandığı araçtan başka bir araca (plaktan kuşağa, kuşaktan plağa...) geçirme. Bir yerden veri gönderip başka bir yerden almak. veriyi bir dış bellekten başka bir dış belleğe aktarmak. Erke ya da özdeğin bir yerden başka bir yere götürülmesi. Transfer etmek.

Aggregations : Bir araya gelme. Küme. Toplanma. Toplama. Yığın. Birleştirme.

Clumping : İndirmek (argo terim). Yumruklamak. Kümeye eklemek. Atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses. Kümeleşme. Ağır adımlarla yürümek. Yığmak.

Annexion : İlhak. İliştirme. Ek. Topraklarına katma eylemi. Katma.

Junctures : Aralık. Zaman. Mafsal. Önemli an. Birleşme. Bağlantı. Durum. Birleşme yeri. Dikiş yeri.

Hemagglutination : Alyuvar kümeleşimi. Kimi bakteriler veya virüslerin yüzeylerinde bulunan hemaglütinin proteinleri sayesinde, bu mikroorganizmaların uygun alyuvar hücreleri yüzeyine bağlanması ve alyuvarları çöktürmesi. yanlış kan aktarımlarında antikorların alyuvar yüzeyindeki antijenlere bağlanması sonucu alyuvarların bir araya toplanarak kümeler oluşturması gibi alyuvar kümeleşmesine verilen ad. Eritrositlerin çöktürülmesi. Hemoaglutinasyon. Alyuvarları kümeleme. Alyuvar kümeleşmesi. Hemaglütinasyon. Kan kümeleşimi. Alyuvarkümeleşimi.

Agglutination synonyms : haemagglutination, linguistic process, biological process, isoagglutination, organic process, annexe, additions, joining, agglomerations, bonding, conglomeration, anschluss, liaison, splicing, juncture, agglomerate, annexing, gumming, joinings, agglomeration, annexations, epoxying, cementation, concentration, convergence, aggregate, syncretism, addition, convergences, agglutinations, addendum, moderating, adding.

Agglutination ingilizce tanımı, definition of Agglutination

Agglutination kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Adhesion of parts. The state of being thus united. The act of uniting by glue or other tenacious substance.