Scapes türkçesi Scapes nedir
Scapes ile ilgili cümleler
English: If Moustapha escapes, it'll be your fault.
Turkish: Eğer Mustafa kaçarsa bu senin hatan olur.
English: Austria's hilly landscapes reminded Mr. Bogart of The Sound of Music.
Turkish: Avusturya'nın tepelik manzaraları Bay Bogart'a Müziğin Sesini hatırlattı.
English: He often paints landscapes.
Turkish: O, sıklıkla manzara resmi yapar.
English: His name escapes me.
Turkish: Onun adını hatırlayamıyorum.
English: Life escapes from me in every breath.
Turkish: Her nefeste yaşam benden uzaklaşıyor.
Scapes ingilizcede ne demek, Scapes nerede nasıl kullanılır?
Cloudscapes : Gökyüzü resmi. Bulutların görüntüsünü resmeden sanat çalışması. Gökyüzünün resmedilmesi. Bulutların görüntüsünü gösteren resim. Bulut şeklinin görüntüsü.
Escapes : Aklına gelmemek. Paçayı sıyırmak (argo terim). Kaçmak. Hatırından çıkmak. Kurtulmak. Firar etmek. Atlatmak. Kaçak yapmak. Kaçıp kurtulmak. Gözünden kaçmak.
Landscapes : Peyzaj. Manzara. Kır manzarası. Belirli bir bölgenin sunduğu doğal görüntü. Bahçeyi düzenlemek. Araziyi düzenlemek. Havali manzarası. Manzara resmi. Çevreyi güzelleştirmek. Bahçe düzenlemek.
Moonscapes : Ay manzarası.
Seascapes : Deniz resmi. Deniz manzarası.
Scapegrace : Beş para etmez kimse. Hayırsız. Yaramaz.
Scapegoats : Başkasının suçunu yüklenen kimse. Günah keçisi. Başkalarının cezasını çeken. Abalı. Günah tekesi. Şamar oğlanı.
Scapegoating : Vur abalıya tutumu. Birkimseyi veya birşeyi günahkeçisiyapma eylemi. Bir kimseyi günah keçisi yapma. Bir başka insan veya nesneyi düşmanlığı odağı haline getirme eylemi veya işlemi. Bir toplumsal kümenin saldırganlık eğilimini, herhangi bir toplumsal sorunun sorumlusu tuttuğu bir bireye ya da kümeye yöneltmesi. Suçu diğerlerinin üzerine atma işlemi veya eylemi. Suçu başkasının üzerine atma.
Townscapes : Şehir manzarası. Kentsel peyzaj.
Scape : Sütun gövdesi. Duyarga. Sütun. Anten. Sap. Bitki sapı. Boyun. Yapraksız çiçek sapı. Uzantı.
İngilizce Scapes Türkçe anlamı, Scapes eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Scapes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Stanchion : Puntal. Destek direği. Payanda. Tutmak. Destek. Gemi inşaatında kolon. Taşımak. Direk. Ayak.
Concavity : İçbükey yüzey. Konkavlık. Çukurluk. İçbükeylik. Konkavlık.
Diverticulum : Divertikülüm. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Torbacık. Ayrılan yol. kör kese. Çıkmaz. Ucu kapalı kanal. bir kanal ya da boşluktan ayrılan ucu kapalı kör kese. Bir vücut boşluğundan dallanan kese (anatomi terimi). Kolondaki küçük geniş keseler. Organın iç boşluğuna açılan, son ucu kapalı, kese biçiminde oluşum, divertikül, divertikel, divertikel, divertikülüm.
Detector : Sezici. Bulucu. Algıç. Yüklü parçacıkların ya da ışılcıkların içinden geçerken oluşturdukları üşerleşim ile kendilerini ele verdikleri gm sayacı, çiftüşek gibi aygıtlardan her biri. Hissedici. Dedektör. Akım yönlendirici. Detektör. Biyoloji, fizik alanlarında kullanılır.
Stipe : Kongövde.
Spectrum : Tayf. Türlü dalga boylarındaki elektromıknatıssal ışınımların sırasını ve sıklık, erke gibi özelliklerini belirleyen çizge. Işığın dalga boylarına göre ayrılmış biçimi; her dalga boyundaki ışık yeğinliğini gösteren çizge. matematik bir işlerin özgün değerlerinin tümü. Elek-tromıknatıslı ışınımların, kendilerini oluşturan dalga uzunluklarına ya da yinelenimlere ayrıldıklarında sağlanan sonuç. (görünür ışık bölümünde bunun iyi bir örneği, beyaz ışığın bir optik biçmeden geçtiğinde ortaya çıkan renkler kuşağıdır). insan kulağının algılayabileceği ve değerlendirebileceği ses dalgaları yineleniminin kuşağı; ses izgesi. Ekonomi, fizik, kimya, uzay, nükleer enerji, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Göz kamaştıktan sonraki görüntü. Görünge. İzge. Görüntü. Spektrum.
Outrunner : Arabanın yanında koşan eskort. Filiz. Köpek sürüsünün lideri köpek. Dal. Önden gelen. Önde koşan.
Fust : Küflülük. Köhnelik. Kötü koku.
Crooked : Çarpık çurpuk. Yamuk yumuk. Dolandırıcı. Yamuk. Namussuz. Deforme olmuş. Yalancı. Çökmüş. Çarpık. Kargacık burgacık.
Scapes synonyms : internationality, spatial property, approximate range, spatiality, scape, bill, compass, lobularity, cervix, bluntness, pylon, angularity, pillar, scrag, aerial, horn, roundness, collum, extension, topography, range, expanse, sweep, latitude, pallet, curvature, shafts, contrast, dullness, stilt, hafting, contour, cauline.
Scapes zıt anlamlı kelimeler, Scapes kelime anlamı
Crooked : Sahtekar. Çarpık. Deforme olmuş. Çarpık çurpuk. Hilekar. Çökmüş. Dolandırıcı. Yamuk. Yalancı. Kargacık burgacık.
Straight : Düzgün. Düz. Doğru. Düz hat. Doğruca. Kent. Yarış çizgisi. Uyuşturucu kullanmayan kimse. Düz çizgi. Eşcinsel olmayan kimse.
Sharpness : Zekilik. Açıkgözlük. Bir ölçümün, ötekilerden açıkça ayrılabilir olması ya da ölçtüğü sürekliliğin konumları arasında belirgin ayrımlar gözetebilme özelliği. Keskinlik. Şiddet. Açıkgözlülük. Akıllılık. Seçiklik. Netlik. Sertlik.
Scapes antonyms : angularity, straightness, roundness, dullness, crookedness, indispose, dispose.
Bu kısımda Scapes kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Scapes ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Scapes anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Scapes ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.