Searcher türkçesi Searcher nedir

Searcher ile ilgili cümleler

English: Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
Turkish: Birçok Avrupalı ​​araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.

English: The researchers use the portal to enter into a different part of the universe.
Turkish: Araştırmacılar evrenin farklı bir bölümüne girmek için kapı kullanırlar.

English: Researchers say that it's easier to lose weight if you eat three square meals a day.
Turkish: Araştırmacılar günde üç doyurucu yemek yersen kilo vermenin daha kolay olduğunu söylüyor.

English: The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
Turkish: Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.

English: He said, "I plan to become a researcher."
Turkish: O, "bir araştırmacı olmayı planlıyorum" dedi.

Searcher ingilizcede ne demek, Searcher nerede nasıl kullanılır?

Searchers : Araştırmacı. Araştıran. Arama yapan kimse. Arayan. Sonda. Arayıcı.

 

Market researcher : Piyasa araştırmacısı.

Medical researcher : Tıp araştırmacısı.

Opinion researcher : Kamu görüşünü araştıran kimse. Kamuoyu araştırması yapan kimse.

Researcher : Araştırıcı. Arama çalışması yapan kimse. Araştırma görevlisi. Araştırmacı. Araştırman.

Searched for him : Onu aramış. Onun ardından gitmiş. Onun arkasından koşmuş.

Visiting researcher : Misafir araştırma görevlisi.

Searched : Araştırmak. İncelemek. Üstünü aramak. Arandı. Sondalamak (medikal tıp terimi). Yoklamak. Aramak. Gedik açmak (mermi).

Saved searches : Kaydedilen aramalar. Kayıtlı aramalar.

Researchers : Arama çalışması yapan kimse. Araştırmacı. Araştırmacılar.

İngilizce Searcher Türkçe anlamı, Searcher eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Searcher ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Soul : Tin. Şahıs. Maneviyat. İçtenlik. Zencilere ait. Canlılık. Can. Kimse. Hissiyat. Soul.

Prop : Desteklemek. İdrar almak, mideye ilaç veya besin maddelerini sulu olarak vermek, özofagusta tıkanıp kalan yabancı cisimleri çıkarmak, atlarda hava keselerinin tedavisinde yaraların derinliği ve yönünü anlamak, kapanmayan yaralarda buna engel olan yabancı bir cisim veya ayrılmış bir kemik parçası olup olmadığını kontrol etmek gibi amaçlarla kullanılan aygıtlar, katater. Tutmak. Destek. Payanda ile taşımak. Pervane. Tutmak (belirli bir vaziyette). Pin. Yaslamak.

Hunter : Kapaklı saat. Avcı. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Kansas eyaletinde şehir. New york eyaletinde yerleşim yeri. Av köpeği. Kuzey dakota eyaletinde şehir. Oklahoma eyaletinde yerleşim yeri.

 

Enquirers : Soruşturmacı. Sorular soran kimse. Bilgi isteyen kimse. Dedektif.

Carotis : Şah damarı. Karotis.

Contemplator : İncelemeci. Enine boyuna düşünen. Düşünür.

Individual : Başlıbaşına. Bireysel. Fert. Biyoloji, eğitim, sosyoloji alanlarında kullanılır. Birbirinden ayrı. Bir grup canlının yapı ve görevleri bakımından tek bir varlık olan tek bir organizması; tür meydana getiren ve çiftleşebilen organizmaların her biri. fert. Zat. Kimse. Birey. Özgün.

Cannulas : Kanül.

Inquisitive : Tecessüs sahibi. Mütecessis. Yersiz sorular soran. Meraklı. Başkaları hakkında bilgi edinmeyi seven. Başkalarının işleriyle ilgilenen. Soru sorup duran. Çok meraklı.

Seeker : Hedefle güdüm. Arayan kimse.

Searcher synonyms : calosoma scrutator, quester, calosoma, searcher beetle, investigators, querent, investigator, contemplators, analyst, someone, catheters, somebody, cannulae, searchers, prob, mortal, heuristic, sonde, catheter, bougie, chainman, bores, enquirer, inquisitory, bore, examining, dialer, finder, caller, sounder, finding telescope, explorers, dialers.

Searcher ingilizce tanımı, definition of Searcher

Searcher kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : An examiner. One who, or that which, searches or examines. A trier. A seeker. An inquirer.