Sensory nerve türkçesi Sensory nerve nedir

  • Dış veya iç reseptör organlardan veya duyu alıcılarından alınan uyarıları sinir merkezine ileten sinirler.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Duyu siniri.
  • Alıcıdan merkezi sinire doğru tepkileri taşıyan getiren sinir.
  • Dış ya da iç reseptör organlardan ya da duyu alıcılarından alınan uyartıları sinir merkezlerine ileten sinirler.

Sensory nerve ingilizcede ne demek, Sensory nerve nerede nasıl kullanılır?

Sensory : Göz, kulak, burun ya da dille alınan duyumla ilgili. Duyumsal. Duyusal. Duygusal. Duyulara ait. Algısal. Duyulara ilişkin.

Nerve : Cesaret vermek. Cüret. Metanet. Gayret. Damar (yaprak). Soğukkanlılık. Yüzsüzlük. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı. Sinir. Çaba.

Sensory areas : Duyu alanları.

Sensory deprivation : Uyaran yoksunluğu. Vücudun tüm hislerinin suni yöntemlerle kesilmesi durumu. Duyu yoksunluğu. Duyusal yoksunluk.

Sensory discrimination : Duyum keskinliği. Duyusal ayırt etme.

Sensory disorder : Duyusal rahatsızlık.

İngilizce Sensory nerve Türkçe anlamı, Sensory nerve eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Sensory nerve ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A chromosome : Diploit bir kromozom takımındaki normal kromozomlar, b kromozomunun zıddı ve normalden fazla olan kromozomlar. A kromozomu.

 

Abramis zone : Akarsuların durgun akan ve abramis türlerinin baskın olduğu bölgesi. Akarsuların durgun akan bölgeleri. Abramis zonu.

Aardvarks : Yer domuzugiller. Yerdomuzu. Damarlı dişliler. Memeliler (mammalia) sınıfının, etenliler (placentalia) alt sınıfından, az sayıda ve sütun biçiminde sıralanmış ve her birinin bir kanalı olan minesiz ve köksüz dişleri olan, ağızları boru biçiminde uzamış, kulakları büyük, seyrek kıllı, parmaklarında büyük kanca şeklinde tırnakları olan türlere sahip bir takım. Memeliler (mammalia) sınıfının, damarlı dişliler (tubulidentata) takımından, vücutları aralıklı olarak kıllarla örtülü, parmakları ve kulakları büyük, kanca tırnaklı türleri içine alan bir familya.

A site : A yeri. Ribozomun üzerinde amino asit taşıyan taşıyıcı rna ların bağlandığı yer. aminoasil yeri, aminoaçil yeri.

A protein : A proteini. Triptofan sentetaz enziminin bir protein alt birimi. laktoz sentetaz enziminin bir parçası. tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. olgunlaşma proteini. tütün mozaik virüsünün deneysel olarak meydana getirilen protein kılıfının bir oligomeri. Tek iplikli rna fajlarındaki bir protein.

Abductor muscle : Abdüktör kas. Uzaklaştırıcı kas. Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas.

Aardwolf : Bir sırtlanın özelliklerine sahip ve esas olarak böceklerle özellikle termitlerle beslenen güney ve doğu afrika yerlisi çizgili memeli. Etçiller (carnivora) takımının, sırtlangiller (hyaenidae) familyasından, 80 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, bütün sırtı boyunca uzanan bir yelesi olan, kuzey afrika'da yaşayan bir tür. Yeleli sırtlan.

 

A cells : Alfa hücreleri. A hücresi. Pankreasın langerhans adacıklarında glukagon salgılayan, içlerinde özel boyalarla boyanan, fevkalade parlak, alkolde çözünmeyen, kırmızı renkli granüller bulunan, az sayıdaki hücre. a hücreleri. hipofiz bezinin ön lobunda (pars distalis) yer alan, içlerinde asidofil granüller taşıyan, boyayı emen, büyüme hormonunu salgılayan bez hücreleri. asidofil hücreler. 3.mayalarda eşeyli üreme sırasında a hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre.

Abiotic environment : Abiyotik çevre. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Abiyotik ortam. Cansız çevre.

Sensory nerve synonyms : sensation nerve, a cell, abambulacral area, abo blood groups system, sensitive nerve, abiotic factor, aardvark, abacus bodies, acacia, sensilla.