The only one türkçesi The only one nedir

  • Tek olan.

The only one ile ilgili cümleler

English: Ali is probably the only one around here who can speak French.
Turkish: Ali muhtemelen buralarda Fransızca konuşabilen tek kişidir.

English: Ali is the only one carrying an umbrella.
Turkish: Ali şemsiye taşıyan tek kişiydi.

English: Ali is the only one here that can speak French.
Turkish: Ali burada Fransızca konuşabilen tek kişi.

English: Ali is the only one here who can dance.
Turkish: Ali burada dans edebilen tek kişidir.

English: Ali is probably the only one around here who knows how to play the cello.
Turkish: Ali muhtemelen buralarda viyolonsel çalmayı bilen tek kişidir.

The only one ingilizcede ne demek, The only one nerede nasıl kullanılır?

The : Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belgili tanımlık.

Only : Eşsiz. Ağırbaşlı. Sırf. Yegane. Biricik. Tek. Sadece. Ama. Ne var ki. Yalnızca.

One : Biri. Bir sayısı. Bir. Tek. 1. Bir tane. Kimse. Birisi. İnsan. Bir (sayı olarak).

The only : Mücerret. Bir. Tek. Eşsiz. Yalnızca. Ağırbaşlı. Sırf. Biricik. Yegane. Sadece.

The only child : Dikme.

The only way : Tek çözüm yolu. Tek çıkar yol. Tek çözüm yöntemi. Tek yol.

Only one : Yalnızca bir.