Tracking türkçesi Tracking nedir

  • (topoğrafyada) bir harf çiftini aralarındaki mesafeyi azaltarak normalden daha yakın olarak yerleştirme tekniği.
  • İzini sürme.
  • İzcilik.
  • Takip etme.
  • Peş peşe gitme.
  • Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere devindirilmesi; özellikle öne, geriye, yanlara, aşağıya, yukarıya sürekli devinimi.
  • Tekerlek izi.
  • Takip.
  • Kelime arası boşluk.
  • Kerning.
  • Avlama.
  • Bilgisayar, ekonomi, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
  • Ray döşeme.
  • Kaydırma.
  • İzleme.

Tracking ile ilgili cümleler

English: Your tracking number is: 111222333.
Turkish: Senin takip numaran 111222333'tür.

English: Is there a tracking number for the package?
Turkish: Paket için bir takip numarası var mı?

Tracking ingilizcede ne demek, Tracking nerede nasıl kullanılır?

Tracking error of a measuring instrument : Ölçme aygıtının izleme hatası.

Tracking in : Öne kaydırma. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Alıcının öne doğru devindirilerek konuya yaklaşması durumu. geriye kaydırmanın karşıtı.

Tracking problem : İzleme sorunu.

Tracking service : İzleme servisi.

Tracking shot : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kaydırmayla elde edilmiş çekim. Alıcının, devinimli bir konuyu sürekli olarak çerçeve içinde tutmak amacıyla bu konuyla birlikte devinerek gerçekleştirdiği çekim. İzleyici çekim. Kaydırmalı çekim.

 

Acquisition and tracking radar : Yakalama ve izleme radarı.

Back tracking : Gerileme. Geri iz sürme. İşe en son alınanları işten çıkartma. Bir işyerinde kıdemsiz işçilerin kıdemli işçilerden önce işten çıkarılması.

Beacon tracking : Parıldak yardımıyla izleme.

Target tracking radar : Hedef takip radarı. Hedef izleyen radar.

Tracking signal : İzleme sinyali.

İngilizce Tracking Türkçe anlamı, Tracking eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Tracking ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Translocation : Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Hareket etme. Her iki kromozomda kırık ve anormal düzenlemeyle tamiri sonucu oluşan bir kromozom parçasının homolog olmayan başka bir kromozoma transfer edildiği bir yapısal kromozom anormalliği. Taşınma. Translokasyon. Yerinden oynatma. Aktarı. Yer değiştirme. Kromozomun bir parçasının kopup başka bir kromozoma eklenmesi biçiminde olan kromozom mutasyonu.

Following : Sözü edilen. Yandaş grubu. Aşağıdaki. Yandaş türkümü. -in ardından. Destekçiler türkümü. Yandaşlar. Ertesi. Müteakip. Taraftarların hepsi.

Prosecutions : Sürdürme. Kovuşturma. Devam. Dava. İlerletme.

Catachresis : Bir metaforu uzatma. Kelimelerin yanlış kullanımı. Bir kelimeyi mecazi bir şekilde hatalı kullanma. Kaydırmaca. Kelimeyi yanlış kullanma. Sözü yanlış kullanma.

Trailblazing : Öncü. Bir yolun kaplanması. Çığır açan. Öncü olma. Kendilerinin öncü olduklarını düşünen insanların hareketleri veya fikirleri. Işık ile işaretleme. Bilinmeyen bölgeleri keşfetme.

 

Dislocations : Kayma. Bozma. Çıkık. Şaşırtma. Çıkıklar. Yerinden oynatma.

Chases : Kovmak. Oluk. Avlanma bölgesi. Peşinde olmak. İzlemek. Takip etmek. Oluk açmak. İz sürme. Hakketmek. Kovalama.

Traveling : Yolculuk yapma. Seyyar. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Gezici. Seyahat. Yolculuk. Hareket halinde. İlerleme.

Placing : Plasman. Görevlendirmek. Yatırmak (para). Yerleştirme. Yerleştirmek. Ismarlamak. Yerini belirlemek. Yatırım yapmak. Yerine koyma.

Tracking synonyms : pursual, trackings, furrows, shotting, wheel track, pursuits, pursuance, dollying, track laying, hunting, follow up, fallow up, the chase, shifting, killings, scouting, scoutings, panning, venery, pursuit, sliding, shift, followings, huntings, surveillance, scrolling, watching, trailing, tracings, chase, furrow, tracing, chasing.