Traffic türkçesi Traffic nedir

  • Bir yerleşim yerinde gelip geçmeye ayrılmış yerlerde, sokaklarda ve anayollarda insanların ve taşıtların gidiş gelişi.
  • Ekonomi alanında kullanılır.
  • Yolculuk etmek.
  • (yasadışı) ticaret yapmak.
  • İş yapmak.
  • Tecim alışverişleri.
  • Dolaşım.
  • Karanlık işler yapmak.
  • Trafik.
  • Gidiş geliş.
  • Ticaret.
  • Ticareti yapmak.
  • Alım-satım.
  • Seyrüsefer.
  • Değiş tokuş etmek.
  • Alışveriş.
  • Tecimsel nesneler mal alım ve satımı.

Traffic ile ilgili cümleler

English: According to the World Health Organization, about 1.25 million people die from road traffic accidents each year.
Turkish: Dünya Sağlık Örgütüne göre, trafik kazaları nedeniyle her yıl yaklaşık 1,25 milyon insan ölmektedir.

English: A traffic accident happened there.
Turkish: Orada bir trafik kazası oldu.

English: A traffic accident caused us a lot of trouble.
Turkish: Bir trafik kazası, bize bir sürü soruna neden oldu.

English: A traffic accident deprived him of the use of his left hand.
Turkish: Bir trafik kazası onu sol elini kullanmaktan mahrum etti.

English: A traffic accident took place this morning.
Turkish: Bu sabah bir trafik kazası meydana geldi.

Traffic ingilizcede ne demek, Traffic nerede nasıl kullanılır?

Traffic accident : Arabaların ve diğer araçların ve yayaların karıştığı feci kaza. Trafik kazası. Tarfik kazası.

 

Traffic analysis : Trafik çözümlemesi. Muhabere trafik analizi. Trafik analizi.

Traffic block : Trafik sıkışıklığı.

Traffic capacity : Trafik sığası. Trafik kapasitesi.

Traffic carried : Taşman trafik. Taşınan trafik.

Traffic flow : Trafik akımı. Trafik akışı.

Traffic control : Trafik kontrolü. Trafik polisi. Trafik kontrol. Trafik denetimi. Trafik kurallarını uygulamaktan sorumlu polis şubesi.

Traffic controller : İşaretçi trafik görevlisi. Trafik kontrolörü. Işıklarda vb. trafiği idare eden trafik görevlisi. İşaretçi trafik memuru.

Traffic generator : İnsanların ve taşıtların kent içinde devinimlerine yol açan ve bu devinimleri çoğaltan işyerleri, eğlence yerleri, öğrenim kurumları, vb. etkenler. Dolaşım kaynağı.

Traffic density : Trafik yoğunluğu.

İngilizce Traffic Türkçe anlamı, Traffic eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Traffic ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Tradings : Ticaret yapma. Alım satım yapma. İşlem. Ticari. İş hacmi. İşlem görme. Değiş tokuş.

Navigational : Seyrüsefer ile ilgili. Gemi yolculuğu ile ilgili (deniz araçları veya uçakların seyrini planlama ve yönlendirme). Dolaşımsal. Navigasyonel. Deniz seferiyle ilgili.

Merchandizing : Ticari satış. Ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü. Teşhir tanzim. Satışı geliştirme yöntemi. Mağazacılık. Satın alma. Merchandising. Ürün temini.

Coasting : Taşıtın motoru vites kutusundan ayrılmış durumda iken sürülmesi. Kabotaj. Yavaşlatma. Yokuş aşağı koyverme. Kızakla kayma. Kıyı seyri.

 

Kink : İlginçlik. Dolaştırmak. Tutulma. Halat. Kıvrıklık. Tel veya ipin dolaşması. Dolaşmak (ip vb.). Acayiplik. İp vb dolaşmak.

Cruising : Sabit hız. Sabit hızla yolculuk. Uçuş. Yolculuk. Seyir.

Abel blanchard model : A-b modeli. Abel-blanchard modeli.

Journey : Sefer. Yolculuk yapmak. Seyahat. Seyahat etmek. Geziye çıkmak. Mesafe. Yolculuk. Gezinti yeri.

Traffic synonyms : narcotraffic, commuter traffic, foot traffic, slave traffic, travel by, make a voyage, jobbed, coastings, a level, purchase, commercialism, abc method, deal, counterchange, counterchanged, currencies, bartered, fare, roaming, tractation, barratry, assemblage, mercantile, collection, a posteriori criteria, deal with, a priori analysis, custom, traded, bartering, barter, itinerate, journeyed.

Traffic ingilizce tanımı, definition of Traffic

Traffic kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Commerce, either by barter or by buying and selling. To barter. To pass goods and commodities from one person to another for an equivalent in goods or money. Interchange of goods and commodities. To effect by a bargain or for a consideration. To trade. To exchange in traffic. To buy or sell goods. Trade.