Undervaluing türkçesi Undervaluing nedir

  • [#küçümseme Küçümsemek].
  • Az değer biçme.
  • Az değer biçmek.
  • Küçümseme.
  • Hafife almak.
  • Değerini küçümseme.
  • Hafife alma.

Undervaluing ingilizcede ne demek, Undervaluing nerede nasıl kullanılır?

Undervaluation : Eksik değer koyma. Az değer biçme. Eksik değerlendirme. Kıymetinden düşme. Değerinin aşırı derecede düşük kıymetlendirilmesi. Eksik değerleme. Hafife alma. Yetersiz değerleme. Noksan değer takdiri.

Undervaluation of national currency : Eksik değerlenmiş kur. Ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin düşmesi. krş. aşırı değerlenmiş kur.

Undervalue : Hafife almak. Az değer biçmek. Değerinden aşağı değer vermek. Azımsamak. Gerçek değerinden az değer vermek. Kıymetini az takdir etmek. Küçümsemek.

Undervalued : Az değer biçilmiş. Az değer biçmek. Eksik değerleme. İşletmenin gizli ihtiyat oluşturmak ve özkaynak kazançlarını gizlemek amacıyla varlıklarının değerini, bilinçli olarak, gerçek değerinin altında göstermesi. Küçümsemek. Hafife almak.

Undervalued currency : Eksik değerlendirilmiş para.

Undervalued exchange rate policy : Eksik değerlendirilmiş kur politikası. Sabit kur sisteminde ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerini düşük tutma politikası. krş. aşırı değerlendirilmiş kur politikası.

 

Undervalues : Azımsamak. Az değer biçmek. Değerinden aşağı değer vermek. Kıymetini az takdir etmek. Küçümsemek. Gerçek değerinden az değer vermek. Hafife almak.

Undervalued exchange rate : Sabit kur sisteminde ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin düşük tutulması. krş. aşırı değerlendirilmiş kur. Eksik değerlendirilmiş kur.

İngilizce Undervaluing Türkçe anlamı, Undervaluing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Undervaluing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Condescend : Tenezzül etmek. Tenezzül. Küçümseme ile davranmak. Düşmek. Tepeden bakmak. Sözde alçakgönüllülük göstermek. Havalara girmek. Lütfetmek.

Defies : Dikelmek. Dayanmak. Kışkırtmak. Meydan okumak. Alnını karışlamak. Karşı gelmek. Karşı koymak. Gücünü aşmak. Karşılaşmaya davet etmek.

Undervalues : Değerinden aşağı değer vermek. Gerçek değerinden az değer vermek. Kıymetini az takdir etmek. Azımsamak.

Contempts : Mahkemeye itaatsizlik. Ayıp. Teessüf. İtaatsizlik. Hürmetsizlik. Hakaret. Hor görmek. İğrenme. Kibir.

Derision : Alay etme. İstihza. Lağa koyma. Lağ. Hor görme. Alay.

Belittle : Kötümsemek. Beğenmemek. Küçük görmek. Aşağılamak. Küçültmek. Alçaltmak.

Extenuated : Eksiltilmiş. Mazur gösterilmiş. Hafifletilmiş. Ciddiye almamak. Azaltılmış. Mazur göstermek. Hafife alınmış. Ciddiye alınmamış. Hafifletmek.

Consider unimportant : Hafifsemek. Burun kıvırmak.

Disdained : Tepeden bakmak. Küçük görmek. Tenezzül etmemek. Horgörmek. Reddetmek. İğrenmek. Aşağılamak.

Undervaluing synonyms : considering unimportant, underestimates, condescending, piddled, underprices, defying, disdains, extenuate, contemptibility, contemptuousness, underpricing, undervalue, set light by, extenuations, belittles, belittling, cavalierness, defied, condescends, deprecate, undervalued, underestimate, coquet, disdain, condescended, undervaluation, contempt, underestimation, palter, derisions, defy, underestimations, contemned.