Defies türkçesi Defies nedir

  • Meydan okumak.
  • Dikelmek.
  • Baş kaldırmak.
  • Gücünü aşmak.
  • Alnını karışlamak.
  • Karşı gelmek.
  • Dayanmak.
  • Karşılaşmaya davet etmek.
  • Küçümsemek.
  • Karşı koymak.
  • Kışkırtmak.
  • Kafa tutmak.

Defies ingilizcede ne demek, Defies nerede nasıl kullanılır?

Defied : Gücünü aşmak. Karşılaşmaya davet etmek. Dikelmek. Karşı koymak. Meydan okumak. Kışkırtmak. Dayanmak. Karşı gelmek. Alnını karışlamak. Küçümsemek.

Defied him : Ona açıkça meydan okudu. Ona itaat etmedi. Ona karşı geldi.

Defience : Nispet.

Defier : Meydan okuyan kimse. Meydan okuyan. Karşı koyan.

Defiers : Karşı koyan. Meydan okuyan.

Defibrillate : Elektrik şokları kullanarak kalp kası hareketini önlemek. Defirbilasyon gerçekleştirmek. Kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanmak (tıp veya medikal terimi).

Defibrillators : Kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanan elektikli makine (tıp veya medikal terimi). Defibrilatör.

Defiances : Karşı koyma. Başkaldırma. Karşı çıkma. Nispet. Muhalefet. İsyankarlık. Saygısızlık. Gözdağı. Meydan okuma.

Defiance : Saygısızlık. İtaatsizlik. Meydan okuma. Muhalefet. Başkaldırma. Nispet. İsyankarlık. Gözdağı. Karşı koyma. Karşı çıkma.

Defibrillative : Defirbilasyon ile ilgili. Kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanımı ile ilgili (tıp veya medikal terimi).

 

İngilizce Defies Türkçe anlamı, Defies eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Defies ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cordon : Şerit. Şerit kurdele. İnsan dizisi. Askeri kordon. Polis kordonu. Kordon görevli veya araçlardan oluşan dizi. Kordon altına almak. Bükme kaytanı. Kordon.

Antagonise : Düşmanlığa sebep olmak. Karşı çıkmak. Husumeti tahrik etmek. Önlemek (ayrıca antagonize). Düşman etmek. Kızdırmak. Aleyhine çevirmek. Husumete sebep olmak.

Brave : Cesaretle karşı koymak. Yiğit. Göğüs germek. Bahadır. Cesur. Kahraman. Cesaretle karşılamak. Kızılderili savaşçı. Görkemli. Cesaret göstermek.

Abided : İkamet etmek. Çekmek. Kalmak. Katlanmak. Sadık kalmak. Beklemek. Tahammül etmek. Durmak. Sadik kalmak.

Antagonized : Kızdırmak. Aleyhine çevirmek. Düşman etmek. Karşı çıkmak.

Rash : Aceleci. Kızarıklık. Düşüncesiz. Döküntü. Atılgan. Atak. İhtiyatsız. Gözüpek. İsilik. Kaşıntı.

Succession : Halefiyet. Zincir. Dizi. Ardıllık. Art arta gelme. Ardışık olma. Tiyatro oyununda olayların nedenleri ile sonuçlarının inandırıcı sıra ile birbirini izlemesi. Yerini alma. Zincirleme. Bir yerleşim yerindeki nüfusun, düşün, uygulayım ve yaşam biçimleriyle ilgili niteliklerinin yerini, yenilerinin alması.

Limit : Daraltmak. Limitlerini belirlemek. Sınırlama getirmek. Olaylar ve süreçlerde kimi niteliklerin ulaşacağı düşünülen son nicellik değeri. (ing. boundary) evreleri birbirinden ayıran yüzey. Sınırlamak. Tavan sınır. Hasretmek. Kısıtlamak. Belirlemek. Erey.

 

Rise against : Başkaldırmak. İsyan etmek. -e karşı ayaklanmak. -e başkaldırmak. Karşı çıkmak.

Set : Bir odayı ya da kapalı bir alanı gösteren dekor. Küme. Batmak. İç dekoru. Belirlenmiş. Geleneksel. Aynı yapıdaki öğelerden oluşan topluluk. Sabit. Dönem. İnatçı.

Defies synonyms : lanthanide series, stations of the cross, helium group, electrochemical series, electromotive series, patterned advance, concatenation, counter, antagonises, defying, chain, blizzard, antagonizes, buck, arguing, stand up to, bridling, throw down the gauntlet, bearding, abetted, base upon, dare, antagonize, stick up to, be among the living, abrook, braving, aggravate, abuts, actinide series, abidden, abutted, contempts.

Defies zıt anlamlı kelimeler, Defies kelime anlamı

Hide : Saklanmak. Yaşırmak. Bilgisayar, biyoloji alanlarında kullanılır. Saklamak. Ortaçağ arazi ölçü birimi. Herhangi bir hayvanın işlenmiş ya da işlenmemiş olan derisi. Post. Gizlenmek. Dayak atmak. Cilt.

Indefinite : Sayısız. Belirtisiz. Sonsuz. Süresiz. Belgisiz. Kesin olmayan. Sınırsız bir süre için. Sınırsız. Müphem. Belirsiz.

Undefined : Tanımlanmamış. Tanımsız.