Variolate türkçesi Variolate nedir

  • Variolat.
  • Çiçek hastalığına benzeyen.
  • Çiçek hastalığı gibi.

Variolate ingilizcede ne demek, Variolate nerede nasıl kullanılır?

Variolation : Variolizasyon.

Variola : Çiçek hastalığı. Çiçek. Çopur. Çiçek virüsü.

Variolar : Çiçek hastalığıyla ilgili. Çiçek hastalığı geçirmekte olan. Variolöz. Varioler. Çiçek hastalığına özgü. Çiçek hastalığı hastası.

Variole : Çukurcuk. Çiçek bozuğu.

Variolite : Benekli. Süngertaşı. Variyolit.

Panoistic ovariole : Böceklerde, besin hücrelerinin bulunmadığı ve vitellüsün folikül epitelinden teşekkül ettiği ovaryol tipi. Panoistik ovaryol.

Meroistic ovariole : Meroistik tip ovaryöl. Böcek ovaryumunda yumurta hücreleri ve besleyici hücrelerin bulunduğu ovaryol tipi.

Polytrophic ovariole : Böcek ovaryumunda besleyici hücrelerin yumurta odası içinde yumurta hücresi (oosit) ile beraber ya da yumurta odasına bitişik ayrı bir oda içinde almaşık dizili bulunduğu ovaryol tipi. Politrofik ovaryol.

Variolitic : Süngertaşımsı. Çukurcuklu. Benekli.

Kino vario : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Doğu almanya'da geliştirilen çok resimli işlem. (üç gösterici, görüntülük üzerinde birbirine geçen alanlara görüntü yansıtacak biçimde yerleştirilir. bu göstericilerdeki üç filmin çeşitli yerleri örtülerle kapanmıştır. bu üç filmin görüntüleri böylelikle görüntülüğün çeşitli bölümlerinde yanyana gelerek çok değişik ve dramatik etkilere yol açabilir). Kino-vario.

 

İngilizce Variolate Türkçe anlamı, Variolate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Variolate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Contravene : İhlal etmek. Uymamak. Uyuşmamak. İtiraz etmek. Karşı çıkmak. Çatışmak. Bozmak. Başkaldırmak. Karşı gelmek. Reddetmek.

Infract : Çiğnemek (bir sorumluluk veya zorunluluğu). İhlal etmek. Aşmak. İhlalde bulunmak.

Goof : Aptalca davranmak. Atlatmak. Pot kırmak. Gaf. Becerememek. Aptalca bir hata. Bozmak. Aptalca bir hata yapmak. Hata. Aptalca hata.

Breach : İhlal. Gedik. Çiğneme. Karşı gelmek. Bozma (anlaşmayı). Bozulma. Gedik açmak. Yarık. Kırmak. Güvenliği kırmak.

Sin : Günaha girmek. Günah. Günah işlemek. Suç. Kabahat.

Transgress : (sınırı) aşmak. Çiğnemek (emir vs.). İhlal etmek. Çiğnemek (yasa vb). Tecavüz etmek. Günah işlemek. Bozmak. Aşmak. Karşı gelmek. İhlalde bulunmak.

Fly in the face of : Sözünü dinlememek. Zıt düşmek. Hiçe saymak. Takmamak. Karşı gelmek. Sözleşmeye vb uymamak. Şiddetle karşı çıkmak. Meydan okumak. Baş kaldırmak. -e meydan okumak.

Go against : Zıtlaşmak. Aleyhinde olmak (sonuç). Karşı çıkmak. -e karşı olmak. -e karşı gelmek. Ters düşmek. Aykırı olmak. Karşı olmak. Aleyhinde olmak. Karşı koymak.

Drop the ball : Pot kırmak. Çuvallamak. Başarısız olmak. Topu düşürmek.

Trespass : Tecavüz etmek. Tecavüz etmek (hak). Günah işlemek. (başkasının mülküne) izinsiz girmek. Suç işlemek. Bozmak. (sınırları vb) çiğnemek. Günah. İzinsiz girmek. Araziye tecavüz.

 

Variolate synonyms : run afoul, fly in the teeth of, disrespect, varioloid, conflict, offend, intrude, boob, blunder, break, infringe.

Variolate zıt anlamlı kelimeler, Variolate kelime anlamı

Conform to : Bir isteği veya durumu karşılamak. Uymak. Riayet etmek. Yönetmeliğe veya kanunlara uymak. Benzemek. Bir modeli takip etmek. Şeklen benzer olmak. Kurala uymak. Uygun olmak. Kurallara bağlı kalmak.

Respect : -e riayet etmek. Saygı duymak. Saygı. Riayet. Uyma. Riayet etmek. Saygı göstermek. Hatır saymak. Çekit. Hürmet etmek.

Keep : Yerine getirmek. İç kale. Kayıt tutmak. Tutmak. İlerlemek. Konumunda tutmak. Yönelmek. Kalmak. Bakmak. Bakım.