Videotape türkçesi Videotape nedir

  • Video kamera ile filmlemek.
  • Kasetlemek.
  • Video şeridi.
  • Video bandı.
  • Kaset kaydı yapmak.
  • Videoteyplemek.
  • Video.
  • Video kaset.
  • Kameraya çekmek.
  • Video bantı.
  • Kamera ile kaydetmek.
  • Videoya çekmek.
  • Videoteyp.
  • Video kasetine hareketli görüntüler kaydetmek.

Videotape ile ilgili cümleler

English: I recorded a rugby game on videotape.
Turkish: Bir rugby maçını video kasete kaydettim.

English: I buy a videotape.
Turkish: Ben bir video kaseti satın aldım.

English: Ali videotaped it.
Turkish: Ali onu videoya kaydetti.

English: I rented a videotape this morning.
Turkish: Bu sabah bir video kaseti kiraladım.

Videotape ingilizcede ne demek, Videotape nerede nasıl kullanılır?

Videotape editing : Kurgu. Bir filmin çevrilişi sırasında elde edilen filmler arasında seçim yapmak, bunları çevirim oyunluğundaki sıralarına göre dizmek, bu çekimlerin uzunluklarını saptamak, çekimlerin içerik yönünden ilişkilerini göz önüne almak, bunları belirli bir anlatıma göre düzenleme işi; böylelikle, kurgu yardımıyla, filme özgü uzay ve zamanı yaratmak, filmsel gerçeği ve evreni kurmak, filmin tartımını ve dizemini gerçekleştirmek, filmin akıcılığını sağlamak gibi çapraşık ve değişik sonuçları amaçlayan çalışma. (abd'de) görsel bir etki yaratmak üzere, kısa ve çarpıcı çekimlerin birleştirilmesi; bu birleştirmeden doğan durum (bu iş için abd'de yalnız montage terimi kullanılır, asıl kurgu editing terimiyle anlatılır). tv. mıknatıslı görüntü kuşağındaki çekimlerin uyumlu bir bütün oluşturacak yolda bir araya getirilmesi. sinemadaki kurgu çalışmasının çok değişik biçiminin televizyonda doğrudan doğruya yayın sırasında ve anında yapılması (bu işlem, resim seçme terimiyle belirtilir). Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

 

Videotape operator : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Mıknatıslı görüntü aygıtını kullanan kimse. Mıknatıslı görüntücü.

Videotaped : Video kamera ile filmlemek. Kasetlemek. Kaset kaydı yapmak. Videoteyplemek. Video kasetine hareketli görüntüler kaydetmek. Kamera ile kaydetmek. Filme alınmış. Kasete alınmış.

Videotapes : Video kasetine hareketli görüntüler kaydetmek. Kaset kaydı yapmak. Videoteyplemek. Kasetlemek. Video kamera ile filmlemek. Kamera ile kaydetmek. Video kasetler.

Videotaping : Videoteyplemek. Kasetlemek. Video kasetine hareketli görüntüler kaydetmek. Kamera ile kaydetmek. Video kamera ile filmlemek. Kaset kaydı yapmak.

Video card : Grafik kartı. Video kartı. Ekran kartı. Görüntü kartı.

Video attribute : Video türü.

Video capture devices : Video yakalama aygıtları.

Videotext : Yazı görüntüleme. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Yazılı bilgileri istenildiği anda televizyonda izlemeyi sağlayan yöntemlerin genel adı. (izleyicinin almaca bağlı ve üzerinde düğmeler bulunan bir aygıtın düğmelerine basarak hava durumu, son haberler, borsa haberleri, spor karşılaşmaları ya da at yarışlarının sonuçları, uçak, vapur, tren tarifeleri, vb. bilgileri görüntülükte izleyebilmesini sağlayan bu yöntemler, değişik ülkelerde "ceefax", "oracle", "prestel", "viewdata", "titan", "captains", vb. gibi tecim adlarıyla da tanınmaktadır).

 

Video cable : Görüntü kablosu.

İngilizce Videotape Türkçe anlamı, Videotape eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Videotape ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Tape recording : Banda alma. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Bant kaydı. Televizyon görüntülerini ve bunlarla ilgili sesleri, yayından ya da doğrudan doğruya yapım sırasında mıknatıslı görüntü aygıtı yardımıyla mıknatıslı görüntü kuşağına aktarma. Kaset kaydı. Bant kayıt. Görüntü kaydı. Banda kaydetme. Bant. Kasete kaydetme.

Video cassette : Üzerine hareketli görüntü ve ses kaydı yapılan kaset. Video bant.

Videoing : Video filmi. Video terminal. Ekran. Görüntü.

Video player : Oynatıcı video. Video çalar.

Enter : Geçirmek. Buyurmak. İçeriye girmek. Sahneye çıkmak. Kaydolmak. Yazılmak. Üyesi olmak. Sokmak. Giriş yapmak.

Record : Seslendirmek. Seslendirme eylemi. Sicil. Atletizm, bilgisayar, bilişim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Yazmak. Kaydetmek. Teybe almak. Sonaşam. Kayda geçirmek. Tutanak.

Videotapes : Video kasetler.

Video : Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Devinimli görüntülerin kablolar ya da telsiz bağlantısıyla çok uzaklardaki yerlere ulaştırılması ve buralarda izlenebilmesi. (bunu gerçekleştirmek için gerekli başlıca aygıt ve donanımlar alıcı, kablolar, verici, verici dalgalık, alıcı dalgalık, almaçtır. alıcı, aktarılacak konuyu satır satır, nokta nokta tarayarak çözümler. bu çözümlemeye uygun biçimde oluşan televizyon imleri, eşeksenli kablolar ya da verici yayacın verici dalgalığı yoluyla almaca doğru yola çıkarılır. bu ikinci durumda, televizyon imlerini bir taşıyıcı dalga, dalgalığa ulaştırır. bu dalgalığın almaca verdiği televizyon imleri almacın çeşitli katlarından geçerek bir elektron topundan çıkan elektron demeti yardımıyla almacın görüntülüğünde konuyu yeniden kurar. görüntülükteki bu resim, alıcının ereğindeki resmin tıpkısıdır). bir ülkede televizyonu oluşturmak için gerekli kuruluşların tümü, televizyon işleyimi. güzel sanatların bir kolu olarak televizyon sanatı. televizyonu gerçekleştirmek için yapılan çalışmaların tümü, televizyonculuk. bir ülkenin kendine özgü nitelikler taşıyan ulusal televizyonu. Televizyon. Sın. Ekran. Video filmi. Video terminal. Görüntü.

Vid : Görüntülü ve sesli bilgi kaydedebilen manyetik bant (argo terim).

Put down : Yere koymak. Düşürmek. Azaltmak. Öldürmek (hayvan). Kısmak. Yüklemek. Sanmak. Tenkit etmek. Bastırmak. Değer biçmek.

Videotape synonyms : video recording, movie, videos, videotaped, videotaping, taping, video tape recorder, videocassettes, tape.