Vid türkçesi Vid nedir

  • Videoteyp.
  • Görüntülü ve sesli bilgi kaydedebilen manyetik bant (argo terim).
  • Video.

Vid ile ilgili cümleler

English: A WMV file is a video file.
Turkish: Bir WMV dosyası bir video dosyası.

English: After school, I study, then play videogames.
Turkish: Okuldan sonra, ben ders çalışırım, daha sonra video oyunları oynarım.

English: "Noobs?" Dima asked, a slight hint of anger in his voice. "This isn't a video game, Al-Sayib! This is real life!"
Turkish: Dima kızgın bir sesle sordu: "Nubz? Bu bir oyun değil Saib! Bu hayatın kendisi!

English: A videocamera is in the office.
Turkish: Bir video kamera ofiste.

English: Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
Turkish: Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.

Vid ingilizcede ne demek, Vid nerede nasıl kullanılır?

Vidarabine : Pürin nükleozit (adenozin) analoğu olup herpes virüslere karşı kullanılan ilaç. Vidarabin.

Vide infra : Aşağı bakınız. Aşağıya bakın. Aşağıya bakınız.

Vide supra : Yukarıya bakınız.

Video : Ekran. Devinimli görüntülerin kablolar ya da telsiz bağlantısıyla çok uzaklardaki yerlere ulaştırılması ve buralarda izlenebilmesi. (bunu gerçekleştirmek için gerekli başlıca aygıt ve donanımlar alıcı, kablolar, verici, verici dalgalık, alıcı dalgalık, almaçtır. alıcı, aktarılacak konuyu satır satır, nokta nokta tarayarak çözümler. bu çözümlemeye uygun biçimde oluşan televizyon imleri, eşeksenli kablolar ya da verici yayacın verici dalgalığı yoluyla almaca doğru yola çıkarılır. bu ikinci durumda, televizyon imlerini bir taşıyıcı dalga, dalgalığa ulaştırır. bu dalgalığın almaca verdiği televizyon imleri almacın çeşitli katlarından geçerek bir elektron topundan çıkan elektron demeti yardımıyla almacın görüntülüğünde konuyu yeniden kurar. görüntülükteki bu resim, alıcının ereğindeki resmin tıpkısıdır). bir ülkede televizyonu oluşturmak için gerekli kuruluşların tümü, televizyon işleyimi. güzel sanatların bir kolu olarak televizyon sanatı. televizyonu gerçekleştirmek için yapılan çalışmaların tümü, televizyonculuk. bir ülkenin kendine özgü nitelikler taşıyan ulusal televizyonu. Video terminal. Sın. Video filmi. Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Görüntü. Video. Televizyon. Video kaset.

 

Video attribute : Video türü.

Video cassette player : Video kaseti göstericisi.

Video cassette : Üzerine hareketli görüntü ve ses kaydı yapılan kaset. Video bant. Video kaset.

Video cable : Görüntü kablosu.

Video card : Ekran kartı. Grafik kartı. Video kartı. Görüntü kartı.

Video channel : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Televizyon kanalı. Alıcı ile bunun bağlı olduğu öbür aygıtların oluşturduğu bütün. alıcıdan bu aygıtlara uzanan yol. Video kanalı. Alıcı oluğu.

İngilizce Vid Türkçe anlamı, Vid eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Vid ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Assist : Yardım etmek. Yardımcı olmak. Sayı yaptırma. Hazır bulunmak. Muavenet. Desteklemek. Asiste etmek. İmdat. Asistanlık yapmak.

Bambino : Bebek. Bebek (italyanca). Çocuk.

Orphan : Orfon. Yetrim. Öksüz. Kimsesiz bırakmak. Yetim. Kimsesiz. Ailesiz. İzole olmuş lokasyonlarda bulunan, izole olmuş bir gen kümesinin üyesi olan gen. Yetim bırakmak.

Tiddler : Balık yavrusu. Yavru balık. Küçük balık. Çocuk.

Expedite : Sürat vermek. Hız vermek. Tacil etmek. Hızlandırmak. Kolaylaştırmak. Göndermek. Çabuklaştırmak. Yollamak. Süratlendirmek. Süratini artırmak.

Videotape : Video kaset. Kameraya çekmek. Video bandı. Video kamera ile filmlemek. Videoya çekmek. Kasetlemek. Kamera ile kaydetmek. Video kasetine hareketli görüntüler kaydetmek.

Minor : Daha az. Önemsiz. Rüştünü ispat etmemiş kimse. Minör. İlk notadan itibaren sırasıyla 1 tam, 1 yarım, 2 tam, 1 yarım ve 2 tam aralıklardan oluşan ses dizisi. İkincil. İkinci derecede. Küçük. Reşit olmayan. Ufak.

Urchin : Afacan. Yumurcak. Alacan. Yaramaz çocuk. Bacaksız. Sokak çocuğu. Haşarı çocuk. Deniz kestanesi. Mahalle çocuğu. Kirpi.

Youngster : Delikanlı. Çocuk. Yavru. Subyan. Genç adam. Genç.

Pickaninny : Zenci çocuk (kötü). Zenci çocuk.

Vid synonyms : infant prodigy, poster child, give care, juvenile person, street child, child's body, piccaninny, nipper, ease, preschooler, kiddy, yearling, support, kindergartener, bairn, video player, subserve, wait on, video, waif, tyke, care, nestling, fry, wonder child, foster child, video tape recorder, help, juvenile, videoing, imp, scamp, fosterling.

Vid zıt anlamlı kelimeler, Vid kelime anlamı

Adult : Normal olarak seyahat hizmetlerine tam ücret ödemesi gereken kişi. Organizmaların eşeysel olgunluğa erişmiş olması; eşey organlarında eşey hücrelerinin olgunlaşarak çalışmaya başlaması. Yetişkin. Erişkin. Bedensel, ruhsal ve duygusal bakımdan olgunluğa erişmiş olan kimse. yasaların belirttiği belli bir yaşı aşmış olup toplumsal sorumluluklarını bilme durumunda olan genç insan. Biyoloji, eğitim, veterinerlik alanlarında kullanılır. Yetişkin kişi. Reşit. Er kişi. Oluşmuş, gelişimini tamamlamış. bir böceğin olgun, seksüel olarak etkin, genellikle kanatlı son gelişim evresi.

Inactivity : Tesirsizlik. Etkisizlik. Avarelik. Üşengeçlik. Tembellik. Durgunluk. Hareketsizlik.

Disservice : Zararlı davranış. Zarar. Kötülük. İncitmek. İncitici davranış. Hasar. Ziyan. Zararlı iş. Kırmak.