Workplace türkçesi Workplace nedir

Workplace ile ilgili cümleler

English: How would you describe the culture of your workplace?
Turkish: İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?

English: I owe my success to the fact that I've never had a clock in my workplace.
Turkish: Başarımı iş yerimde saat bulundurmamam gerçeğine borçluyum.

English: The atmosphere in that workplace is not very inclusive.
Turkish: O iş yerindeki atmosfer çok kapsayıcı değil.

English: About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.
Turkish: Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok.

English: Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
Turkish: Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.

Workplace ingilizcede ne demek, Workplace nerede nasıl kullanılır?

Sexual harassment at the workplace : İşyerinde açıkça gelişen istenmeyen cinsel gelişmeler (genellikle yetkili bir pozisyondaki kimse ile). İşyerinde meydana gelen cinsel taciz. İşyerinde cinsel ayrımcılık.

 

Workpeople : İşçiler. Çalışanlar. İşçi sınıfı. Emekçiler.

Workphone : İş telefonu. İştelefonu.

Workpiece : Eldeki parça. İmalat aşamasındaki ürün. İş. Üzerinde çalışılan iş. İşlenen parça. Gereçler veya makinelerle işlemde bulunulan iş parçası. İşlenecek parça. İş parçası.

Workpieces : İşlenen parça. Eldeki parça. Gereçler veya makinelerle işlemde bulunulan iş parçası. İşlenecek parça. İmalat aşamasındaki ürün. Üzerinde çalışılan iş. İş. İş parçası.

İngilizce Workplace Türkçe anlamı, Workplace eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Workplace ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Shoppes : Dükkan (perakende satış yapılan).

Oyster bank : İstiridye yatağı.

Bureau : Çekmeceli dolap. Çekmeceli yazı masası. Yazı masası. Yazıhane. Büro. Daire. Çalışma masası. Acente. Ofis.

Saloons : Lüks salon. Salon (yolcu gemisinde). Büyük araba. Meyhane. Sürücüyle yolcu arasında ayırıcı bölme bulunmayan kapalı araba. Büyük salon. Salon. Binek arabası (körüksüz). Bar.

Ironworks : Demirhane. Demir fabrikası. İzabe atelyesi.

Brokerage house : Kendi ya da müşterileri adına sermaye piyasası araçları alıp satan ve sermaye piyasası kurulunca yetkili kılınmış banka ve kurumlar. Aracı kurum.

Workshed : Çalışma atölyesi. Çalışma barakası. Atölye olarak kullanılan küçük garaj veya kabin.

Work site : Şantiye.

Farm : Tarımsal üretimin yapıldığı, üzerinde ev, ahır, depo gibi yapılarla sulama araçları gibi çeşitli donanımların bulunduğu alan. Vergi. Ekip biçmek. Çiftlik. Ekmek. İşlemek. Çiftçilik yapmak. Sürüp ekmek. Yetiştirmek. Çiftlik evi.

 

Forge : Demir dövmek. İlerlemek. Yapmak. İşlemek. Demir işlemek. Oluşturmak. Biçim vermek. Taklidini yapmak. Uydurmak. Yaratmak (edebi).

Workplace synonyms : research lab, oyster park, drill site, science laboratory, rope yard, geographical point, telephone exchange, bakeshop, emporiums, office, shebang, work, waterworks, workshop, pit, lumberyard, works, workstations, salons, toolhouse, piscary, emporium, locker room, bakery, job, science lab, shops, store, glassworks, proving ground, studio, smithy, research laboratory.

Workplace zıt anlamlı kelimeler, Workplace kelime anlamı

Studio : İşyeri. Stüdyo daire. Stüdyo. İşlik. Atölye. Atelye. Düzlük. İşliklerde film çevirmekte kullanılan uzun, geniş, yüksek, hangar biçiminde, içinde aydınlatmayı, alıcı devinimlerini, bezem kurmayı kolaylaştıracak düzeni bulunan yapı. tv. bir yayının hazırlandığı işlik ya da işliğin bir bölümü. Tek odalı daire. Set.