Farm türkçesi Farm nedir

  • İşlemek.
  • Çiftlik.
  • Çiftçilik yapmak.
  • Coğrafya, iktisat alanlarında kullanılır.
  • Tarımsal üretimin yapıldığı, üzerinde ev, ahır, depo gibi yapılarla sulama araçları gibi çeşitli donanımların bulunduğu alan.
  • Çiftlik evi.
  • Kiraya vermek.
  • Ekmek.
  • Yetiştirmek.
  • Sürüp ekmek.
  • Vergi.
  • Ekip biçmek.
  • Kira ile vermek.
  • Tarım ve hayvancılıkla uğraşılan, kimi tarım ve hayvan ürünlerinin işlendiği, tek evle köy arası bir kırsal yerleşme türü.

Farm ile ilgili cümleler

English: Ali didn't like living in the city and moved back to the farm where he grew up.
Turkish: Ali şehirde yaşamayı sevmiyordu ve büyüdüğü çiftliğe geri taşındı.

English: Ali is just a farm boy living in a big city.
Turkish: Ali sadece büyük bir şehirde yaşayan bir çiftlik çocuğu.

English: Ali is a farm worker.
Turkish: Ali bir çiftlik işçisi.

English: Ali lives in an isolated farm house.
Turkish: Ali izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.

English: Ali lives on a farm with his wife, Mary, not too far from Boston.
Turkish: Ali karısı Mary ile birlikte Boston'dan çok uzakta olmayan bir çiftlikte yaşıyor.

Farm ingilizcede ne demek, Farm nerede nasıl kullanılır?

Farm aid : Tarımsal yardım.

Farm animal : Çiflik hayvanı.

Farm animals : Çiftlik hayvanları.

 

Farm building : Çiftlik binası.

Farm cheese : Süzme peynir. Bir tür yumuşak beyaz peynir. Köy peyniri.

Farm labourer : Çiftlik işçisi. Irgat. Tarım işçisi. Tarımda çalıştırılan işçi.

Farm manure : Çiftlik gübresi. İşletme gübresi.

Farm credit : Tarım kredisi.

Farm loan : Tarım kredisi.

Farm machinery : Tarım makineleri. Ziraat makineleri.

İngilizce Farm Türkçe anlamı, Farm eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Farm ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Civilising : Medenileştirme. Rafine etmek. İlerletmek. İşlemek (toprak). Evcilleştirmek. Uysallaştırmak (ayrıca 'civilize'). İnceltmek. Eğitmek. Medenileşme.

Dowered : Yetenek vermek. Dul kadına kocasının mülkünden düşen pay. Drahoma vermek. İstidat. Başlık. Drahoma. Çeyiz. Yetenek. Çeyiz vermek.

Assessment : Fikir. Bellilendirme. Biçilen değer. Bir alacak hakkının doğması. Tahakkuk ettirme. Değer biçme. Köy gelirlerinin, köyün zorunlu işlerini ve köydeki aylıklı görevlilerin aylıklarını karşılamaya yetmediği durumlarda, 20 lirayı geçmemek üzere her aileden alınan bir tür yerel vergi. Değeryazım. Belirlenen değer.

Discoursed : Konuşmak. Söylev vermek. Söylev. Söylem. Ayrıntılı bir şekilde konuşmak. Söylemek. Üzerinde durmak. Ciddi ve ayrıntılı bir şekilde yazmak. Bahsetmek.

Setting out : Yola çıkma. Girişmek. Dizmek. Yolculuğa çıkma. Gözler önüne sermek. Başlamak. Yer gösterme. Dikmek. Koyulmak. Sergilemek.

Engrave : Kalemle işlemek. Hakketmek. Kazmak. Biçim vermek. Oymak. Derin iz bırakmak. Kazımak. Kabartma yapmak. Nakşetmek.

Dualities : Dualite. Çift olma durumu. Kalite. İkilik. İkililik. Çifteşlik.

 

Jobbed : Ufak tefek işler yapmak. Görev. İş. Görevi kötüye kullanmak. Kiralamak. İşe yerleştirmek. Hizmet. Zimmetine geçirmek. Alet.

Farm synonyms : cattle farm, home farm, do work, sheeprun, pig farm, farm place, firma, boweries, work, choke off, duties, let out, granges, piggery, lease, brands, dowers, haciendas, discipline, farmhouses, set out, duty, follow the plough, follow the plow, farmsteading, inseminating, disciplining, apanage, commit, jobs, cultivate, inseminates, dowering.

Farm ingilizce tanımı, definition of Farm

Farm kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To labor as a farmer. To engage in the business of tilling the soil. The rent of land, originally paid by reservation of part of its products. To lease or let for an equivalent, as land for a rent. To yield the use of to proceeds.