Çiftlik nedir, Çiftlik ne demek

Çiftlik; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de özel olarak kullanılır.

"Çiftlik" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Neden çift tabanca? Çiftliği daha bir gösteriş." - E. Işınsu
  • "Orada kızına bir çiftlik almış, işten el çekmişti." - Ö. Seyfettin

Coğrafya'daki terim anlamı:

Tarım ve hayvancılıkla uğraşılan, kimi tarım ve hayvan ürünlerinin işlendiği, tek evle köy arası bir kırsal yerleşme türü.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

Tarımsal üretimin yapıldığı, üzerinde ev, ahır, depo gibi yapılarla sulama araçları gibi çeşitli donanımların bulunduğu alan.

Tarih'teki anlamı:

Osmanlı İmparatorluğunda, toprağının verimi derecesine göre 70-150 dönüm genişliğinde ekilip biçilebilen toprak birimi.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Çocukların ektikleri iki ya da üç metre kare alanındaki tarla parçası. (Derekuşçulu *Görele -Giresun)

Hayvanla bir günde sürülebilen bir dönüm kadarlık tarla. (*Ağın -Elâzığ)

İngilizce'de Çiftlik ne demek? Çiftlik ingilizcesi nedir?:

farm

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

 

Samsun kenti, Ondokuzmayıs belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Diyarbakır şehrinde, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Muğla şehri, Fethiye ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Erzurum kenti, Çiftlik nahiyesine bağlı bir yer. Sakarya ili, Ferizli ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Uşak şehri, Banaz ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Ordu şehrinde, Korgan ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Kayseri şehri, Sarıoğlan ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Çiftlik hakkında bilgiler

Çiftlik, insanların bitki ve hayvanları yetiştirip yararlandıkları işletme. Günümüzde pek çok tür çiftlik vardır; balık, inek, koyun, domuz, mantar, tavuk, arı ve devekuşu çiftlikleri gibi.

Çiftlik ile ilgili Cümleler

  • Çiftlik hayvanları uzaklara götürüldü ya da öldürüldü.
  • Çiftlik fiyatları yüzde elli beş düştü.
  • Çiftlik yola bitişik.
  • Ben asla bir çiftlikte yaşamadım ama ebeveynlerimin ikisi de çiftliklerde büyüdü.
  • Ben bir çocukken bir çiftlikte yaşıyordum.
  • Çiftlik yola dayanıyor.
  • Ali bir çiftlik almakla ilgilendiğini söyledi.
  • Eski çiftlikleri yıkacağız.
  • Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
  • Beş kardeş çiftlikte birlikte çalıştı.
  • Gün doğumundan gün batımına kadar çiftlikte çalışır.
  • Her alanda çiftlik evleri vardı.
  • Çiftliklerde çok sayıda insan çalışır.
  • Çiftliklerde ya da küçük kasabalarda yaşadılar.

Çiftlik anlamı, kısaca tanımı:

Hayvan : Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık.

 

Çift : Küçük maşa veya cımbız. Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş. Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler). Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki hayvan.

Yarar : Çıkar. Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj. Yarayan, elverişli, uygun.

Çiftlik kahyası : Çiftlik işlerini yöneten kimse.

Çiftlik kebabı : Soğan ve biberle kavrulan kuzu etinin çeşitli baharat karıştırılarak kendi suyunda pişirilmesiyle yapılmış olan bir kebap türü.

Çiftlik mantısı : Sertçe yoğrulmuş ceviz iriliğindeki hamur parçalarının çay tabağı büyüklüğünde açılmasından sonra içine kıyma, soğan, pazı, havuç, tuz ve karabiber konup tavada pişirilmesiyle hazırlanan bir yemek türü.

Çiftlikköy : Yalova iline bağlı ilçelerden biri.

Tarım : Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat.

Çalış : Çalma işi.

Oturma : Oturmak işi. Kısa süre için konukluğa gitme.

Geniş : Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat. Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı. Eni çok olan, enli, vâsi. Çok. Bol (elbise).

Toprak : Memleketli. Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Ülke. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Kara. Arazi, tarla.

Parça : Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Müzik eseri. Güzel, alımlı kız veya kadın. Pasaj. Tane.

Durum : Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır.

İnsan : Âdemoğlu, âdem evladı. Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse). Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı.

Olma : Olmak işi.

Kolaylıkla : Sıkıntı çekmeden, güçlüklere uğramadan, kolayca.

Yer : Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Ülke. Durum, konum. İz. Görev, makam. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Gezinilen, ayakla basılan taban. Yerküre. Önem. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal. Durum, konum, vaziyet.

Niğde : Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Bağlı : Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir bağ ile tutturulmuş olan. Kapatılmış olan, kapalı. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste.

Biri : Bilinmeyen bir kimse. Bir tanesi.

Çiftlik hayvanları : Ürünlerinden gelir elde etmek amacıyla kullanılan koyun, sığır, keçi ve at gibi evcil hayvanlar.

Çiftlik idaresi : Hayvancılık işletmesinde hayvanların üretimi, sağlıklarının korunması, ürünlerin pazarlanması, yem ve diğer girdilerinin sağlanmasıyla işçilik gibi her türlü düzenlemenin yapılması.

Çiftlik yemleri : Çiftlikte üretilebilen her türlü bitkisel yemler.

Çiftlikalanı : Balıkesir ili, Tütüncü nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Çiftlikdere : Balıkesir ilinde, Savaştepe ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Çanakkale şehrinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Çiftlikkale : Kahramanmaraş kenti, Ekinözü ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Çiftlikköyü : Şırnak ilinde, Silopi ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Çiftlikler : Adana şehri, Ceyhan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Çiftlikmehmetağa : Kırşehir ilinde, Akpınar ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Çiftlikören : Sivas ilinde, Kuşkayası bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Diğer dillerde Çiftlik anlamı nedir?

İngilizce'de Çiftlik ne demek? : [Çiftlik] n. farm, ranch, farmstead, bowery, duality, grange, hacienda

Fransızca'da Çiftlik : ferme [la], mas [le]

Almanca'da Çiftlik : n. Anwesen, Bauernhof, Besitzung, Farm, Gehöft, Hof

Rusça'da Çiftlik : n. усадьба (F), ферма (F), парность (F), четность (F)