Cool türkçesi Cool nedir

Cool ile ilgili cümleler

English: Ali doesn't want to be my friend. He thinks that he's too cool for me.
Turkish: Ali arkadaşım olmak istemiyor. O benim için çok havalı olduğunu düşünüyor.

English: Ali is a cool guy.
Turkish: Ali harika bir adam.

English: A cool autumn is coming.
Turkish: Serin bir sonbahar geliyor.

English: Ali is a pretty cool guy.
Turkish: Ali oldukça harika bir adam.

English: A pig will wallow in the mud in order to cool down.
Turkish: Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır.

Cool ingilizcede ne demek, Cool nerede nasıl kullanılır?

Cool and collected : Telaşlı olmayan. Heyecanlı olmayan. Aklı başında.

Cool as a cucumber : Soğukkanlı. Duygusuz. Çok sakin. Kayıtsız.

Cool bag : Soğuk torba.

Cool cat : Rahat kimse.

Cool color : Soğuk renk. Soğukluk izlenimi veren renk. Maviler. Morlar ve yeşil renklere ait olan renk.

Cool headed : Serinkanlı. Soğukkanlı.

Cool place : Serin yer.

Cool colours : Soğuk renkler. Suyun ve göğün rengi mavi, lacivert ve mor, çimenlerin ve ağaçların rengi yeşil soğuk renkler öbeğine girer.

Cool it : Sakin olun. Yavaş ol. Tamam kendine gel. Hoop. Sakin ol. Hop dedik.

 

Cool off : Heyecanı sönmek. Soğumuş. Serinlemiş. Serinlemek. Sakinleşmiş. Öfkesi yatışmış.

İngilizce Cool Türkçe anlamı, Cool eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cool ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Keels : Karina. Kömür mavnası. Omurga. Delta ve benzeri uçaklarda dengeyi sağlamak için kullanılan üçgen biçiminde parça. Tomruk işaretlemek için kullanılan kırmızı bir boya. Teknecik. Sıcak bir sıvıyı karıştırarak soğutmak. Yaprak damarı. Alabora etmek.

Nerve : Gayret. Damar (yaprak). Cüret. Asap. Arsızlık. Sinir. Metanet. Cesaret. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı.

Let up : Azalmak. Gevşemek. Yumuşamak. Kesilmek (yağmur). Sertliğini kaybetmek. Durmak. Dinmek. Dinmek (yağmur). Kesilmek.

Freshes : Işıl ışıl. Körpe. Körpelik. Taravet. Yeni olmuş. Taze. Acemi. Acemilik. Dirilik.

Freshens : Canlanmak. Tazeleşmek. Ferahlamak. Doğurmak (inek). Tazelemek. (inek) doğurmak. Canlandırmak. Tazeleştirmek. Sertleşmek (rüzgar).

Imperturbability : Sakinlik. Ağırbaşlılık.

Serine : Alifatik hidroksil yan zinciri olan bir amino asit; b-hidroksialanin. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. B-6 vitamininden ve niasinden elde edilen amino asit (yağların metabolizması kas gelişimi ve sağlıklı bir immün sistem için ihtiyaç duyulan). Yağ ve yağ asidi metabolizması, kas gelişimi ve bağışıklık sistemi için gerekli, vücutta sisteinden sentezlenebilen kristalize sembolü ser ve s, yan zinciri hidrofilik olan ve hidroksil grubu kapsayan yarı esansiyel amino asit.

Alter : Değişim geçirmek. Başkalaştırmak. Hadım etmek (hayvan). Kısırlaştırmak. Başkalaşmak. Değiştirmek. Hadım etmek. Değişmek. Başka türlü olmak.

 

Caller : Alısünle arayan kimse. Oyunu yöneten kimse. Uğrayan kimse. Çağıran. Ziyaretçi. Misafir. Arayan. Kısa ziyaretçi. Kısa ziyaret yapan kimse. Telefon eden kimse.

Fall out of love with : Aşkı bitmek. Birini artık sevmemek. Sevgisi tükenmek. Sempatisi kalmamak.

Cool synonyms : freshing, coolish, equanimity, calmness, freshen, fresh, disinclining, chilliness, nonchalance, hush, chillier, disaffects, freshest, estrange, chilliest, disaffecting, calming down, quiet down, cool place, get cold, quench, oxidation, freshen up, get cool, nippier, keel, become tranquilized, indispose, become estranged, coolest, change, freshened, disincline.

Cool zıt anlamlı kelimeler, Cool kelime anlamı

Hot : Sıcak. Rahatsız edici. Biberli. Radyoaktif. Heyecanlı. Ateşli. Yeni. Acılı. Yüksek düzeyli radyoaktiflik. Şiddetli.

Warm : Hararetli. Isınmak. Sıcak yer. Taze. Sıcak. Sıcacık. Isıtmak. Heyecanlandırmak. Isınma. Kızmak.

Heat : Kızgınlık. Östrüs. Kızışmak. Isıtmak. Bir özdeğin öğecikleri ya da özdecikleri düzeyindeki öteleme, dönme ve titreşim devinimleri ile ilgili toplam erkesi. Kızdırmak. Sıcaklık. Hareketlendirmek. Bir özdeği, ısıldevingen bir durudan dahayüksek sıcaklıktaki ısıldevingen duruya götürmek için verilmesi gereken erke niceliği. Bir cismin uzamasına, genleşmesine, buharlaşmasına, erimesine, sıcaklığının artmasına ve bir iş yapmasına sebep olan fiziksel enerji.

Cool ingilizce tanımı, definition of Cool

Cool kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Moderately cold. Coolness. The cool of the morning or evening. Between warm and cold. Lacking in warmth. Said of the temperature of the air between hot and cold. As, ice cools water. A moderate state of cold. To become less hot. To make cool or cold. To lose heat. As, the cool of the day. Producing or promoting coolness. To reduce the temperature of.