Serin nedir, Serin ne demek

Serin; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Serin" ile ilgili cümleler

  • "Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin." - R. H. Karay

Yerel Türkçe anlamı:

Bozuk, açık : Senin ağaynan bugünlerde aramız serin.

Serin|| seren || serin düşmek: akşam serinliği başlamak

Biyoloji'deki anlamı:

Alifatik hidroksil yan zinciri olan bir amino asit; B-hidroksialanin.

Kimya'daki anlamı:

Formülü CH2OHCHNH2COOH , e.n. 246 °C (bozunur) ,birçok proteinin bileşeni olan alkol çözünmeyen renksiz kristal halde bir amino asit. Hidroksialanin. 2-amino-3-hidroksipropanoik asit, Hidroksialanin.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Yağ ve yağ asidi metabolizması, kas gelişimi ve bağışıklık sistemi için gerekli, vücutta sisteinden sentezlenebilen kristalize sembolü Ser ve S, yan zinciri hidrofilik olan ve hidroksil grubu kapsayan yarı esansiyel amino asit.

Serin isminin anlamı, Serin ne demek:

Kız ismi olarak; Hafifçe soğuk. Hoşgörülü, sabırlı. Erkek ismi olarak; Hafifçe soğuk. Hoşgörülü, sabırlı.

İngilizce'de Serin ne demek? Serin ingilizcesi nedir?:

serine

Serin hakkında bilgiler

Serin (Ser, S), organik bir molekül ve aynı zamanda hayvansal proteinlerde sıkça bulunan aminoasitlerden biridir. Hayvansal proteinlerde serinin sadece L-stereoizomeri bulunur. Serin insan vücudu tarafından glisin gibi diğer metabolitlerden sentezlenebildiği için dışarıdan beslenme yoluyla alınması şart değildir. Serin, ilk olarak ipek proteinlerinden 1865 yılında izole edilmiştir. İpek bol miktarda serin içerir. Serin ismini, ipek'in latincesi sericum 'dan almaktadır. Serin'in moleküler yapısı ilk defa 1902 yılında çözülmüştür.

 

Serin ve glisinin sentezi 3-fosfogliserat'ın oksidasyonuyla başlar. Bu oksidasyon reaksiyonundan elde edilen 3-fosfohidroksipirüvat, glutamik asitle bir transaminasyon reaksiyonunda kullanılır. Bu tepkimenin sonucunda üretilen 3-fosfoserin'den inorganik fosfat (Pi) grubunun ayrılması sonucunda serin sentezi tamamlanmış olur.

Serinin metabolizmada önemli fonksiyonları vardır. Pürinler, pirimidinler, sistein, triptofan (bakterilerde) ve daha birçok metabolitin biyosentezinde serin önemli bir role sahiptir.

Enzimlerin moleküler yapısına dahil edildiğinde, serinin, katalitik fonksiyonların yerine getirilmesinde çok önemli rolleri bulunur. Kemotripsin ve tripsin gibi birçok enzimin katalitik olarak aktif olan kısımlarında serin bulunduğu gözlenmiştir. Sinir gazları ve haşere ilaçlarında kullanılan bazı kimyasal maddeler, asetilkolin esteraz enziminin katalitik aktif bölgesindeki serin molekülünü kimyasal olarak değiştirerek bu enzimin fizyolojik fonksiyonunu tamamiyle engellerler. Esteraz enziminin enzimatik aktivitesinin yokluğunda, asetilkolin isimli nörotransmitter kısa süre içerisinde organizma için hayati tehlike oluşturacak bir ölçüde birikir, kasılmalar ve ölüm vuku bulur.

 

Serin ile ilgili Cümleler

  • O oldukça serin.
  • Ali serinkanlılığını kaybetti.
  • Lütfen doğrudan güneş ışığından uzakta, serin ve kuru bir yerde saklayın.
  • Serin tut!
  • Serin bir rüzgar vardı.
  • Serindi.
  • Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır.
  • Çocuklar yaz aylarında serin kalmak için su tabancalarıyla oynamayı severler.
  • Serin değil mi?
  • Nehirden gelen serin esintinin tadını çıkardık.
  • Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
  • Serin bir sonbahar geliyor.
  • Serin muhafaza et!

Serin anlamı, tanımı:

Serin gel : "sakin ol, soğukkanlı davran" anlamında kullanılan bir uyarma sözü.

Serin tutmak : Sıcaktan etkilenmeden daha soğuk bir durumda bulundurmak.

Serinkanlı : Soğukkanlı bir biçimde. Soğukkanlı.

Serince : Az serin, serine yakın.

Serinhisar : Denizli iline bağlı ilçelerden biri.

Serinkanlılık : Soğukkanlılık.

Serinleme : Serinlemek durumu.

Serinlemek : Biraz avunarak ferahlamak. Hafif soğukluk duymak. Hava serin bir duruma gelmek, hafifçe soğumak, serinleşmek.

Serinlenme : Serinlenmek durumu.

Serinlenmek : Serinlik duymak.

Serinleşme : Serinleşmek durumu.

Serinleşmek : Serin duruma gelmek, serinlemek, serinlik vermek.

Serinletme : Serinletmek işi.

Serinletmek : Serin duruma getirmek, serinlik vermek.

Serinlik : Serin olma durumu. Serin hava.

Serinlik vermek : Acısını, sıkıntısını azaltmak, avundurmak. rahatlatmak, huzura kavuşturmak. serin duruma getirmek.

Ayağını sıcak tut başını serin gönlünü ferah tut düşünme derin : "hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyleri sıkıntı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız" anlamında kullanılan bir söz.

Gönlünü serin tutmak : Sakin, soğukkanlı olmak, hemen heyecanlanmamak.

Yüreği serinlemek : Üzüntüsü bir dereceye kadar azalmak.

Yüreğini serinletmek : Üzüntüsünü azaltmak.

Ilık : Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak.

Hafif : Etkisi az olan, sert karşıtı. Önemli olmayan. Sıkıntısız, ferah, rahat olarak. Çok dik olmayan (sırt, yokuş). Gücü az olan, belli belirsiz. Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa. Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı. Güç veya yorucu olmayan, kolay. Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek). Kalınlığı veya yoğunluğu az olan.

Soğukluk : Soğuk, sevimsiz ve ilgisiz davranış, ilgisizlik. Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği, bürudet. Yemeğin sonunda yenen meyve, hoşaf, komposto vb. şeyler. Cinsel istek duymama durumu. Kırgınlığa, dargınlığa yol açabilen sevgi azalması. Sevimsiz olma durumu, antipati. Hamamlarda yıkanılan yerle giyinilen yer arasındaki az ısıtılan yer.

Organik : Canlı, güçlü (ilişki). Bir görevi yerine getirmekle yükümlü kuruluşla ilgili olan. Doğal yolla yapılan. Organlarla ilgili, uzvi.

Molekül : Element veya bileşikleri oluşturan ve onların özgül niteliklerini gösteren en küçük birim, madde. Fiziksel kimyada bir veya birkaç atomun birleşmesinden oluşan, birkaç çekirdek veya elektronlu yapı. Bir bütünün en küçük parçası.

Aynı : Başkası değil, yine o. Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Benzer. Aralarında ayrım olmayan.

Zaman : Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Belirlenmiş olan an.

Serinbayır : Bitlis ili, Ahlat ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Serincil : (bitki) (coğrafya)

Serinçayır : Ardahan ili, Göle belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Serindere : Adıyaman şehrinde, Sincik belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Kocaeli şehrinde, Bahçecik nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Rize kenti, Ardeşen belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Seringöze : Erzincan şehri, Bozoğlak nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Seringül : 5. Bir kız ismi olarak anlamı; Hoşgörülü, sabırlı güzel.

Serinin kısmi toplamları :

Serinin mutlak yakınsaklığı : [Bakınız: serilerin koşullu yakınsaklığı]

Serinin toplamı : Nörlund ( N, pn) toplama yöntemi ile elde edilen sayı.

Serinin terim terim integrallenmesi :

Diğer dillerde Serin anlamı nedir?

İngilizce'de Serin ne demek? : n. type of small finch that is related to the canary (native to Europe and northern Africa)

n. serine, amino acid derived from vitamins B-6 and niacin (required for metabolism of fats, muscle development and a healthy immune system)

n. canary

Fransızca'da Serin : [le] kanarya

Almanca'da Serin : adj. frisch

Rusça'da Serin : adj. свежий, прохладный, освежающий

adv. свежо