Çiftlik mantısı nedir, Çiftlik mantısı ne demek

  • Sertçe yoğrulmuş ceviz iriliğindeki hamur parçalarının çay tabağı büyüklüğünde açılmasından sonra içine kıyma, soğan, pazı, havuç, tuz ve karabiber konup tavada pişirilmesiyle hazırlanan bir yemek türü

Çiftlik mantısı anlamı, tanımı:

Çiftlik : Niğde iline bağlı ilçelerden biri. Tarım yapılan, hayvan yetiştirilen, çalışanlarının da oturması için evler bulunan geniş toprak parçası. Çift olma durumu. Kolaylıkla yarar sağlanabilen yer.

Çift : Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler). Küçük maşa veya cımbız. Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki hayvan. Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş.

Mantı : Bu hamur parçalarıyla hazırlanan yemek. İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları.

Sert : Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan. Güçlü kuvvetli. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı. Hırçın, öfkeli, hiddetli. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen. Gönül kırıcı, katı, ters. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı. Titizlikle uygulanan, sıkı. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde.

 

Ceviz : Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia). Bu ağacın dışı kabuklu, içi yağlı ve nişastalı yemişi, koz. Bu ağacın kerestesinden yapılmış.

Hamur : Kâğıtta tür, nitelik. Öz, asıl, maya. Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu. Ağrı iline bağlı ilçelerden biri. İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri).

Parça : Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Tane. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Pasaj. Güzel, alımlı kız veya kadın. Müzik eseri. Nesne. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz.

Büyük : Önemli. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Büyük abdest. Üstün niteliği olan. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Niceliği çok olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı.

Açılma : Çatlama. Açılmak işi. Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi. Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama.

Kıyma : Küçük kuşbaşı etlerden kavrularak yapılmış kışlık kavurma. Çekilmiş et. Kıymak işi.