Yetme nedir, Yetme ne demek

  • Yetmek işi

Yerel Türkçe anlamı:

Tahtaboş, balkon.

Dam.

Taranmış koyun yünü.

Minder.

Yetme ile ilgili Cümleler

  • Tom'un ömrü çocuklarının liseyi bitirmesini görmeye yetmedi.
  • O kadar lükse Tom'un gücü yetmez.
  • Yetmez gücün bir bana yetmez.
  • İkinci el araba almaya param yetmez.
  • Herkesin bir araba almaya gücü yetmez.
  • Bir araba, diyorsun! Onun parası bir torba soğan satın almaya bile yetmez.
  • Bir kamyona paranın yetmeyeceğini dediğini düşünüyordum.
  • Okula gitmeye gücüm yetmez.

Yetme kısaca anlamı, tanımı:

Yeni yetme : Toy, acemi. Ergen.

Yetmek : Olgunlaşmak. Yeterli sebep olmak. Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak. Başkasına gereksinim duymamak, kendine yeter olmak. Bir yaşa erişmek, ulaşmak. Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmek.

Böbrek yetmezliği : Böbreklerin yeterince işlev görememesi.

Canına yetmek : Katlanamayacak duruma gelmek, bezmek, bıkmak.

El ermez güç yetmez : Bir iş karşısındaki güçsüzlüğü anlatmak için kullanılan bir söz.

Eli ermez gücü yetmez : Çaresiz, zavallı.

Eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek : Güçlü birine kızıp da ondan alamadığı hıncını çevresindekilerden çıkarmak.

Gücü yetmek : Eldeki imkânlarla ancak altından kalkabilmek, üstesinden gelebilmek. üstesinden gelebilir olmak.

 

Günü yetmek : Gebe için doğum vakti gelmek. ölüm zamanı gelmek.

Kalp yetmezliği : Kalbin kanı pompalama yeteneğinin kaybolması, dokulara yeterli kan ve oksijenin gitmemesi sonucu oluşan hastalık.

Karaciğer yetmezliği : Karaciğerin yeterince işlev görememesi.

Ölüsü bile yetmek : En zayıf olduğu durumda bile başarılı olmak.

Solunum yetmezliği : Herhangi bir nedenle solunum işlevinin yetersiz olması veya yaşamın devamı için gerekli olan oksijenin vücuda alınamaması.

Takati yetmemek : Gücü yeterli olmamak.

Vadesi yetmek : Ölmek.

Yeni yetmelik : Yeni yetme olma durumu.

Yetmenti : Eski, küçük minder.

Yetmesizlik : Doymazlık.

Yetmezlenme : Yetmezlenmek işi.

Yetmezlenmek : Yeterli bulmamak. İlgili cümle: "“Anasının dediklerine yetmezlendi; yine öyle kızgın bakmalarını sürdürdü.”" B. Günel.

Yetmezlik : Yetmeme durumu. tıp Kendisinden beklenen işlevi yerine getirememe. Eksiklik, noksanlık.