Connecting türkçesi Connecting nedir

Connecting ile ilgili cümleler

English: I want to get a connecting flight to Boston.
Turkish: Boston'a bir aktarmalı uçuş almak istiyorum.

English: I am connecting this computer to the Internet.
Turkish: İnternet'e bu bilgisayarla bağlanıyorum.

Connecting ingilizcede ne demek, Connecting nerede nasıl kullanılır?

Connecting bar : Bağlama çubuğu.

Connecting bolt : Bağlama civatası. Bağlama cıvatası. Bağlantı cıvatası. Tespit civatası.

Connecting cable : Ara kablosu. Bağlantı kablosu. Fişli aküplöman kablosu. Ara kablo. Bağlama kablosu. Bağlama teli.

Connecting clamp : Birleştirme kelepçesi. Bağlama kelepçesi.

Connecting cord : Bağlama iplik. Bağlantı kordonu.

Connecting flight : Bağlantılı uçuş. Yolcunun uçak değiştirmesini gerektiren ara durağı olan uçuş. Aktarmalı uçuş.

Connecting link : İlgi. Bağlama parçası. Halka. Taşıma rayı. Bağlantı (iki şey arasındaki).

Connecting piece : Birleştirme parçası. Ara parça. Bağlantı parçası.

Connecting flange : Tespit flanşı. Birleştirme flanşı. Tespit flanjı. Bağlantı flanşı.

Connecting pipe : Bağlantı borusu. Birleştirme borusu.

İngilizce Connecting Türkçe anlamı, Connecting eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Connecting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Combining : Kaynaştırma. Birleştirme.

Attachers : Bitiştiren. Tutturan. İliştiren. Haczeden. Ekleyen. Bağlayan şey veya kimse.

Initation : Rna sentezinin başlaması. hayvan davranışında bir uyartıya bir davranışla verilen cevap.

Initialisation : (britanya ingilizcesi) bir şeyi başlangıçtaki değerine veya pozisyonuna getirme işi. Başlatma. Bir yazılım veya donanımın işlem için hazırlanması (bilgisayar). Öndeğer atama. Başlangıç durumuna getime. Başlangıç. Girişme (initialization olarak da yazılır). İlk kullanıma hazırlama. Bir bilgisayar diskini okuma veya yazma için hazırlama.

Combiners : Katıştırıcı. Birleştiren kimse veya bir şey.

Unification : Yeni bir yapının ya da tasarının gerçekleştirilebilmesi için, ayrı ayrı ellerde bulunan taşınmaz malların, tek bir iyelikte toplanarak üzerinde yapı yapılmasına elverişli bir yerbölüm biçimine sokulması. Birleşme. Birleştirme. Birleştirim.

Relation : Akrabalar. Rabıta. Oran. Bilgisayar, sosyoloji alanlarında kullanılır. Nispet. Söyleme. Anlatma. Bağ. Akraba.

Incorporative : Birleştirme eğiliminde olan. Bir araya getirme meyilinde olan. Bitişik yerleri ele geçirerek veya birleştirerek genişleyen.

Coilers : Kangal sarıcı. Koyler. Başka bir nesneyi saran kimse veya şey. Bobin sarıcı. Bağ.

Annectent : Birleştiren (zooloji). Anektan.

Connecting synonyms : cohesiveness, beginning, jointer, series, affiliation, coiler, interconnectedness, commitment, actuating, annectant, joiner, anchoring, coupler, bracing, functioning, concatenation, clamping, contact, commencing, employing, initialisations, attacher, connective, operating, connexion, inchoation, attaching, binding agent, bracings, union, commitments, connection, embodiers.

 

Connecting zıt anlamlı kelimeler, Connecting kelime anlamı

Unconnected : İlgisiz. Ayrı. İlişkisiz. Bağlanmamış. Bağımsız. Tutarsız. Alakasız. Birbirine bağlı olmayan. Bitiştirilmemiş. Rabıtasız.

Unrelatedness : Bağsızlık. Bağlı olmama durumu. İlişkisizlik. İlişiksizlik. Bağlantısızlık.

Connected : İlişkili. Bağlı. Bitişik. Alakadar. İlintili. Birleşik. İlgili. Akraba. Bağlantılı.

Connecting antonyms : unconnectedness, irrelevance, disconnectedness, incoherence, separation.