Ablet türkçesi Ablet nedir

Ablet ile ilgili cümleler

English: I took three tablets of a cold medicine before going to bed.
Turkish: Yatmaya gitmeden önce üç tablet soğuk algınlığı ilacı aldım.

English: Dissolve the tablet in a glass of water.
Turkish: Tableti bir bardak su içinde erit.

English: Ali takes six tablets every morning after breakfast.
Turkish: Ali her sabah kahvaltıdan sonra altı tablet alır.

English: I can't swallow these tablets without a drink of water.
Turkish: Bir bardak su olmadan bu tabletleri yutamam.

English: It says on the label to take two tablets.
Turkish: Etikette iki tablet alınacağını söylüyor.

Ablet ingilizcede ne demek, Ablet nerede nasıl kullanılır?

Acamol tablets : Acamol tabletler. Ağrı kesici görevi gören haplar.

Cablet : Çevresi 25 santimetreden küçük olan kablo (3.5 cm çapından küçük). İnce ip. Palamar.

Cablets : Çevresi 25 santimetreden küçük olan kablo (3.5 cm çapından küçük). Palamar.

Chew tablet : Ağza alındığında dağılan veya çiğnenerek dağıtılan tablet. Çiğneme tableti.

Chocolate covered tablet : Tabletlerin yapısında bulunan etkin veya yardımcı maddeleri havanın nem ve rutubetinden korumak ya da bunlara ait kötü tat veya kokuyu maskelemek için hazırlanmış tablet. Çikolata kaplamalı tablet.

 

Digitizing tablet : Bir tablet ve kopya kalemi içeren işaret aygıtı. Bir sanatçının kalem vuruşlarını bilgisayar grafiklerine dönüştüren giriş aygıtı. Sayısallaştırıcı tablet. Dijitalize eden tablet. Sayısallaştıran tablet.

Coated tablet : Draje. Kaplanmış tablet.

Data tablet : Veri tableti.

Clay tablet : Üzerinde çivi yazısı ile yazılmış bilgi bulunan, çoğu kez dışında da, içindeki bilgiyle ilgili ad, özet ya da benzeri bilgi yazılı koruyucu kabı olan kilden yapılmış tablet. Kil tablet.

Film covered tablet : Tabletlerin, kendi ağırlıklarının % 2-3 kadarını oluşturan povidon, metil veya etilselüloz gibi maddelerle kaplanmış durumu. Film kaplı tablet.

İngilizce Ablet Türkçe anlamı, Ablet eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ablet ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Competent : Doyurucu. Usta. Ehil. Yetkili. İşin ehli. Yetenekli. Yeterli. Yasal. Salahiyetli. Becerili.

Dace : Kemikli balıklar (teleostei) takımının, sazangiller (cyprinidae) familyasından, 20 cm kadar uzunlukta, avrupa ve karadeniz bölgesi'nin bütün ırmaklarına yayılmış bir tür. Gümüşlü balık. Çamça. Çamca balığı. Bir çeşit sazan.

Zander : Büyük tatlı su levreği. Sudak balığı. Tatlısu levreği. Sudak. Uzunlevrek.

Daces : Gümüşlü balık. Çamça. Çamca balığı.

Ability : İktidar. Liyakat. Öğrenilmeden kazanılan ve kişinin ansal yeterlik ya da edim ve eylem konularında iş başarma gücü. Kudret. Hukuk, eğitim, ekonomi alanlarında kullanılır. İşçiye ilişkin iş yapabilme yeteneği. Becerik. Hüner. Özgüç. Yetenek.

 

Capable : Yetenekli. Kabiliyetli. Muktedir. Etki altında kalabilen. -e açık. Yaman. Meyilli. Eğilimli. Yatkın. Duyarlı.

Power : Birim zamana düşen iş birimleriyle ölçülen iş yapma oranı. vatla ölçülen iş yapma oranı; elektrik gücü (1 vatlık bir güç, saniyede 1 jul iş yapar). Vekalet. Etki. İş yapma hızı; birim zamanda yapılan iş. görsel bir aygıtın ayrıntıları seçme yeteneği. Erk. Üs (matematik terimi). Otorite. Güç. Nüfuz. Vekaletname.

Ablet zıt anlamlı kelimeler, Ablet kelime anlamı

Inability : İktidarsızlık. Acizlik. Hukuk, ekonomi alanlarında kullanılır. Bir kimsenin borçlarını ödeyemeyecek durumda olması. gücü bir işi başarmaya yetmez olanın durumu. Aciz. Yeteneksizlik. Olanaksızlık. Beceriksizlik. Acziyet. Güçsüzlük.

Unable : Liyakatsiz. Elinden gelmez. Olanaksız. Aciz. Gücü yetmez. Yapamayacak durumda. İktidarsız. Yapamaz. Yapamıyacak durumda.

Incompetent : Eksik. Beceriksiz. Ehliyetsiz. Yetersiz. Gereken yetenekte olmayan. Beceriksiz (kimse). Yetkisiz. İstidatsız. Kabiliyetsiz. Na-ehil.