Abusing türkçesi Abusing nedir

  • Kötüye kullanmak.
  • Suistimal etmek.
  • Küfretmek.
  • Kötü davranmak.
  • Tecavüz etmek.
  • Kötü emellerine alet etmek.
  • Taciz etmek.

Abusing ile ilgili cümleler

English: You are abusing your authority.
Turkish: Otoriteni kötü yönde kullanıyorsun.

English: The section chief seems to like abusing his authority.
Turkish: Şefin, otoritesini kötüye kullanmayı sevdiğini söyledik.

English: Ali is abusing his authority.
Turkish: Ali yetkisini kötüye kullanıyor.

English: We're not abusing the system.
Turkish: Biz düzeni kötüye kullanmıyoruz.

Abusing ingilizcede ne demek, Abusing nerede nasıl kullanılır?

Disabusing : Uyandırmak. Birini yanlış düşüncesinden vazgeçirmek. Kurtarmak. Görmesini sağlamak. Gözünü açmak.

Abusive : Küfürbaz. Baştan çıkarıcı. Kötü davranan. Ağzı bozuk. Sövgü dolu. Hor kullanan. Kötüye kullanan. Kötüleyici. Bozuk. Taciz eden.

Abusive language : Küfürlü veya kaba dil. Küfürlü dil.

Abusively : Ağzı bozuk bir şeklide. Ağzı bozuk bir şekilde. Zararlı bir şekilde. Kaba ve taciz edici dil ile. Taciz ederek.

Abusiveness : Taciz etme niteliği. Kaba ve taciz edici dil kullanımı. Yolsuzluk. Küfürbazlık.

Abusable : Kötüye kullanılabilen. İstismar ve kötü davranmaya yatkın.

Abused his office : Görevini kötüye kullandı. Konumunu kötülük yapmak için kullandı. İşini kendi kişisel çıkarları için kullandı.

 

Abuse of confidence : Güvenden faydalanmak. Emniyetli suistimal. Güveni kötüye kullanma. Güveni sarsma. İtimadı suistimal. Güvenin kötüye kullanılması. Emniyeti suistimal.

Abuse at somebody hurl : Küfür etmek.

Abusage : Zayıf gramer. Uygunsuz kelime kullanımı. Kötü sözler kullanımı.

İngilizce Abusing Türkçe anlamı, Abusing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Abusing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Quarters : Kışla. Mesken. Ordugah. Konut. Çeyrek. Yaşama alanı. Konak. Kalacak yer. Yatacak yer. Karargah.

Trespass on : Suiistimal etmek. İzinsiz girmek. İhlal etmek. İzinsiz girmek (başkasının arazisine). İstismar etmek.

Presume on : Sömürmek. Yüzgöz olmak. Çıkarı için kullanmak. Suiistimal etmek.

Blaspheming : Allah hakkında kötü konuşmak. Küfretmek (dine). Kutsal şeylere saygısızlık. Dinsel konularda saygısızca konuşmak. Dine küfretmek. Sövmek. Saygısızlıkta bulunmak.

Discommoded : Zahmet vermek. Rahatsız etmek. Rahatsızlık vermek.

Accusative : İsmin -i hali. İsmin -i halindeki. Geçişli fiil taşıyan bir cümlede fiilin doğrudan doğruya etkilediği yani fiildeki işlevin etki bakımından üzerine yüklendiği adın içinde bulunduğu durum. türkçede bu durum ya eksiz yahut da yalın veya iyelik ekleriyle genişletilmiş adlardan sonra gelen +(y)ı/+(y)u eki ile karşılanır: iş bulmak, görüş bildirmek, yol sormak, ağaçlar+ı budamak, yaka+yı kurtarmak, okul+u bitirmek, istedik+im+i getirdi; yazdıklarınız+ı okudum, görünüş+ü koruyunuz gibi. ancak, bu ek üçüncü şahıs teklik ve çokluk iyelik eklerinden sonra araya bir zamir n’si alarak +nı/+nu biçimine girer; arkadaşımın yeni ev+i+ni gezdim. artık yuva+sı+nı kurmaya çalışıyor; bildik+leri+ni anlattı, yorulduğ+u+nu görmedim vb. İsmin i hali. Yükleme durumu. İsmin -i haline ait. Belirtme durumu. Akuzatif. İsmin -i halindeki sözcük.

 

Misemployed : Amacının dışında kullanmak.

Annoys : İzaç etmek. Dalına basmak. Gıcık etmek. Rahatını kaçırmak. Sataşmak. Canını sıkmak. Kızdırmak. Sinir etmek. Sinir bozmak.

Domicile : Ödemek. Kişinin yerleşme amacıyla oturduğu konut. Yerleşmek. Yerleştirmek. Mesken vermek. Oturmak. İkametgah. Ödemek (poliçe). Poliçenin ödendiği yer. İkamet ettirmek.

Discommodes : Zahmet vermek. Rahatsızlık vermek. Rahatsız etmek.

Abusing synonyms : inculpative, tract housing, living quarters, living accommodations, pied a terre, manufactured home, flat, encroached, block, behave poorly, fuck about, aggress, encroaches, blaspheme against, badger, assault, misemploy, ill treated, beshrews, maltreated, misemploys, maltreat, attack, beshrew, lodging, behave badly, blasphemes, act meanly, youth hostel, attacked, betray, badgers, misemploying.

Abusing zıt anlamlı kelimeler, Abusing kelime anlamı

Exculpatory : Masumiyetini ilan eden. Temize çıkartan. Beraat ettiren. Suçlamalardan kurtulan. Suçsuzluğu kanıtlanmış. Beraat eden. Suçsuz çıkartan. Suçsuzluğu anlaşılmış.

Impermanent : Devam etmeyen. Kalımsız. Süreksiz. Daimi olmayan. Devamsız. Geçici. Kalıcı olmayan.