Anlaş nedir, Anlaş ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Karşı, ön taraf, gözönü, her taraftan görülebilen yer, meydan, açıklık.

Anlaş ile ilgili Cümleler

  • “İki komutan arasında o gün gizli bir anlaşma yapıldığı söylentisi çıkmıştı.”
  • Ali ve Mary anlaştılar.
  • Anlaşmanın detaylarını öğreneyim? İnsanların canını yaktınız ibineler.
  • Onların şaşkınlığı anlaşılabilirdir.
  • Sanırım bu kazançlı bir anlaşma olabilir.
  • Arabulucular iki taslak metin üzerinde anlaşmaya vardı, ama hala anlaşma sağlanamayan birçok konu var.
  • Anlaşma hazır.
  • Bu korku anlaşılır.
  • Ali ve ben genellikle birbirlerimizle anlaşırız.
  • “Miras dağılımında üvey annesiyle aralarında anlaşmazlık çıkmış.”
  • Ali anlaşmayı reddetti.
  • Anlaşma pazartesi duyuruldu.
  • Anlaştığımıza sevindim, Tom.
  • Anlaşıldı!
  • “Anlaşmazlığa düşmezdik. İyi çocuklardı.”
  • Anlaşma imzalamamız gerekmeyebilir.

Anlaş ile ilgili Atasözü veya Deyim

anlaşma yapılmak : anlaşma belgesi düzenlenip imzalanmak.

anlaşmaya varmak : bir konuda birisiyle anlaşmak.

anlaşmazlığa düşmek : anlaşamamak, uyuşamamak.

anlaşmazlık çıkmak : bir konuda uyuşmazlık söz konusu olmak.

Anlaş anlamı, kısaca tanımı

Abd kanada serbest ticaret anlaşması : ABD ile Kanada arasında sanayi malları ticaretini konu eden ve serbest ticaret bölgesinin (NAFTA) kuruluşunu sağlayan 1988 yılında imzalanmış anlaşma. karşılığı serbest ticaret bölgesi

 

Alacaklılarla anlaşma : Borçlunun, batkınlık durumu dışında, alacaklısı ile ödeme kuralları üzerinde yapmış olduğu özel anlaşma.

Aldatmalı anlaşma : Yarışçıların, yönetmeliklere aykırı olarak, kötü ve hileli yollarla anlaşmaları.

Ankara anlaşması 1926 : Bk. Musul Sorunu.

Anlaşabilme : Anlaşabilmek durumu.

Anlaşabilmek : Anlaşma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Anlaşık devletler : Birinci Dünya Savaşından önce bağdaşık devletlere karşı aralarında anlaşan Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya devletlerine verilen ad. bk. üçlü anlaşma.

Anlaşılabilme : Anlaşılabilmek durumu.

Anlaşılabilmek : Anlaşılma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Anlaşıverme : Anlaşıvermek durumu.

Anlaşıvermek : Çabucak anlaşmak.

Anlaşma devletleri : [Bakınız: İtilaf Devletleri].

Anlaşma katsayısı : Sıralayıcı ölçekle elde edilmiş ölçümler arasindaki uyuşma düzeyini gösteren sayısal değer.

Anlaşmalı azel : Azel piyasalarında, firmaların aralarındaki fiyat veya miktar rekabetini önlemek için, açık veya örtük bir biçimde anlaşmaları durumu. karşılığı tröst, kartel.

Anlaşmalı oyun : Oyun setindeki ödüllere ilişkin olarak oyuncuların aralarında açık ya da örtük herhangi bir biçimde anlaşma yaptıkları oyun türü. karşılığı anlaşmasız oyun.

Anlaşmalı sayışım : Tecim ve ödeme anlaşmalarının uygulanması sırasında tutulan alacak ve borç sayışımı.

Anlaşmalı ticaret : Genellikle finansman zorluklarının yaşandığı ülkeler arasındaki ticarette gündeme gelen ve satılan mal, hizmet veya teknoloji karşılığında satıcının da alıcıdan kısmen döviz kullanarak ya da hiç döviz kullanmadan aynı miktar ya da satışın belli bir oranında dışalım yaptığı, genel anlamda bir takas işlemi olan uluslararası ticaret biçimi. Satılan mal, hizmet veya teknoloji bedellerinin tamamen mal, hizmet veya teknolojiyle veya kısmen nakit parayla karşılanmasına dayanan ticaret.

 

Anlaşmalı ülke : Aramızda tecim ve ödeme anlaşması bulunan ülke.

Anlaşmalı ülkeler uyruğu : Paris Birliği Andlaşması'nı uygulayan ülkelerin uyruğu olan kişi.

Anlaşmanın özel koşulları : Özel izin anlaşmasında, genel koşullar yanında yer alan özel nitelikteki koşullar.

Anlaşmasız : Anlaşması olmayan, anlaşmaya dayanmayan. Anlaşma yapılmadan.

Anlaşmasız azel : Azel piyasalarında, firmaların aralarında fiyat veya miktar konusunda işbirliği yapamadıkları durum.

Anlaşmasız oyun : Oyun setindeki ödüllere ilişkin olarak oyuncuların aralarında açık ya da örtük herhangi bir biçimde anlaşma yoluna gitmeyip kendi çıkarlarını gerçekleştirmek yönünde seçenek belirledikleri oyun türü. karşılığı anlaşmalı oyun.

Anlaşmasızlık : Anlaşmasız olma durumu.

Anlaştırabilme : Anlaştırabilmek işi.

Anlaştırabilmek : Anlaştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Arusha anlaşması : AET ile Doğu Afrika Topluluğu'nu oluşturan ülkeler arasında 1968 yılında imzalanan ve 1975 yılında Lome Anlaşmasının imzalanmasıyla yürürlükten kalkan tercihli ticaret anlaşması.

Avrupa para anlaşması : Kısa süreli dış ödeme açıkları için Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne üye olan ülkelere, oluşturulan fon aracılığıyla mali yardım sağlamak üzere, Avrupa Ödemeler Birliğinin sona ermesiyle, 1958 yılında kurulan birlik.

Bingazi anlaşmaları : (02.Ağu.72).

Blair house anlaşması : (AB,ABD) bk. Cairns Grubu. Sübvansiyonlu gıda malları dışsatımını sona erdirerek tarım ürünlerinin uluslararası ticaretinin serbestleştirilmesine yönelik ilk adım olarak 1992 yılında Avrupa Topluluğu (AT) ile ABD arasında yapılan anlaşma.

Camp david anlaşmaları : (26.Mar.79).

Celle saint cloud anlaşması : (02.Mar.59).

Cezayir anlaşması : (Şattül Arap, 1975).

Cmr anlaşması : Uluslararası karayolu taşımasıyla ilgili sorumluluk ve sözleşmeleri düzenleyen ve 1956 yılında Cenevre’de imzalanıp 1961 yılında yürürlüğe giren anlaşma.

Çok elyaflı tekstil anlaşması : Sanayileşmiş ülkelerin baskıları sonucunda tekstil ürünlerinin dışalımına miktar kısıtlamaları getirilmesine izin veren ve 1974 yılında GATT sözleşmesi çerçevesinde imzalanan ve 2004 yılına kadar uygulanan anlaşma. karşılığı gönüllü dışsatım kısıtlamaları, tarife dışı engeller, yeni korumacılık.

Destekleme kredi anlaşması : Uluslararası Para Fonu ile üye ülke arasında destekleme kredisine ilişkin yapılan anlaşma. karşılığı destekleme kredileri.

Döviz takas anlaşması : Merkez bankaları arasında sabit bir kur üzerinden geri satın alma koşuluyla döviz satma anlaşması.

Fiyat belirleme anlaşması : Piyasa gücü oluşturmak amacıyla iki ya da daha fazla üreticinin aralarında önceden belirlenen bir fiyattan satış yapmak için anlaşmaları. karşılığı fiyat karteli.

Geçici anlaşma : [Bakınız: Türkiye-AET Geçici Anlaşması]. Tecimsel uygulamalarla gümrük işlemleri üzerinde iki ülkece geçici olarak yapılan anlaşma.

Genel borçlanma anlaşması : Uluslararası mali sistemin işleyişini engelleyecek krizleri önlemek amacıyla finansman gereksinimi olan ülkelere ek kaynak sağlanması için ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, İsveç, Kanada ve Japonya'nın IMF’ye kredi açmasını öngören 1962 yılında yürürlüğe giren özel düzenleme.

Geri alım anlaşması : Bir ülkedeki kamu veya özel kesim fırmasının, diğer ülkedeki kamu veya özel kesim firmasına makine-donanım, üretim teknolojisi veya anahtar teslimi fabrika satması durumunda kurulacak tesislerde üretilecek malların, satış bedeli kadarlık kısmını veya bir bölümünü geri satın almasına dayanan anlaşma.

Gümrük tarifeleri ve ticaret genel anlaşması : Kotaları kaldırarak tarifelere dönüştürmek ve tarifeleri de zaman içinde azaltarak dünya ticaretini serbestleştirmek amacıyla anlaşmaya taraf ülkeler arasında karşılıklı ödün ilkesine göre görüşmeler yapılması ilkesiyle 1947 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde imzalanıp 1948 yılında yürürlüğe giren anlaşma. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması Uruguay görüşmeleri sonrasında 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü adını almıştır.

İkili ödeme anlaşması : İki ülke arasında dış ticaretten doğan yükümlülüklerin taraflarca yerine getirilememesi durumunda, iki ülke yetkili makamlarının karşılıklı yükümlülüklerin yerine getirileceğine ilişkin güvence vermek amacıyla yaptıkları anlaşma.

İkili ticaret anlaşması : Genellikle uluslararası piyasalarda rekabet gücü zayıf ülkelere olanak tanımak amacıyla, iki ülkenin aralarındaki ticareti düzenlemek ve birbirlerine özel ayrıcalıklar tanımak için yaptıkları anlaşma.

İş anlaşmazlıkları : Uygulanılmakta olan iş koşullarının tümü ya da bir kaçının niteliği, yönetmi ve benzeri nedenlerle işçi ve işvereni doğrudan doğruya ve karşılıklı olarak ilgilendiren işlemlerde her iki yan arasında ortaya çıkan anlaşmazlık.

İşletme özel izin anlaşması : Bulgunun işletilmesi için yapılan özel izin anlaşması.

Jamaika anlaşması : Ayarlanabilir sabit kur sisteminden esnek kur sistemine geçilmesiyle birlikte IMF’in ana sözleşmesinde kur sistemlerine yönelik maddenin bu doğrultuda değiştirilmesi amacıyla 1976 yılında Jamaika’da imzalanan anlaşma.

Lisans anlaşması : [Bakınız: lisans sözleşmesi].

Louvre anlaşması : Döviz kurlarında istikrarı sağlamak amacıyla işbirliği oluşturmak üzere G5 ülkeleri ve Kanada tarafından 1987 yılında Paris’te imzalanan anlaşma.

Mal anlaşması : Olağan istekten daha çok elde edilen malların dağıtım ve değişim kuralları yapımı ve gönderilmesi; ederlerinin saptanması amacıyla yapılan anlaşma.

Mal değişimi anlaşması : İki ülke arasında gerçekleşen borçlu ve alacaklı durumların hangi koşul ve kurallara göre karşılığında neler verilerek ödeneceğinin karşılıklı olarak bir anlaşmaya bağlanılması.

Marka dağıtımcılığı anlaşması : Markanın dağıtım işlerinde kullanılması için, çeşitli ülkelerin dağıtımcıları ile yapılan anlaşma.

Ödeme anlaşması : İki ya da daha çok ülke arasında karşılıklı ödenecek paralara ilişkin anlaşma.

Özel anlaşmalar : Belge ile tanınan koruma dışında kalarak yapılan anlaşmalar.

Özel anlaşmalara dayanan dışalım : NATO altyapı ve kıyıötesi harcamaları kapsamında yapılan ve “İthalat” Yönetmeliği’nce düzenlenen dışalım türü.

Özel izin anlaşmaları : Özel izin verilirken yapılan anlaşma ve bunun yazılı belgesi.

Piyasa payı düzenleme anlaşmaları : Dışalım mallarıyla rekabet edemeyen yerli sanayilerini korumak amacıyla, dışalımını sınırlandırmaya yönelik olarak dışalımcı ülke ile dışsatımcı ülke arasında yapılan anlaşmalar. karşılığı gönüllü dışsatım kısıtlamaları. Geniş fiyat dalgalanmalarını önlemek amacıyla bir mal veya ürünün piyasa payını belirlemek için ülkeler arasında yapılan ticari anlaşmalar.

Rüsumu sitte anlaşması : Osmanlı İmparatorluğu ile iç borç sağlayan Galata Bankerleri gibi yerli alacaklılar arasında 1879 yılında yapılan ve tütün, tuz, şeker, ispirto gibi temel maddelerden sağlanan gelirlerin borçların ödenmesi amacıyla kullanılmasını öngören anlaşma.

Serbest ticaret anlaşması : İki veya daha çok ülkenin aralarındaki ticareti geliştirmek amacıyla ticaretteki sınırlamaları kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak için yaptıkları anlaşma.

Sıfırlama anlaşması : İki ülke ya da ülke grubunun karşılıklı olarak her türlü gümrük vergileri ve dışsatım sübvansiyonlarını sıfırlamalarına ilişkin yaptıkları anlaşma.

Smithsonian anlaşması : Doların altına çevrilgenliğinin ortadan kaldırılmasını ve diğer ulusal paralara göre ortalama % 9 oranında değersizleştirilmesini öngören, 1971 yılında imzalanan ve uluslararası para sistemini değiştiren anlaşma.

Takas anlaşmaları : İki ülkenin merkez bankaları arasında imzalanan ve özellikle ödemeler bilançosunda geçici nedenlerle ortaya çıkan büyük açıkları finanse etmek veya ulusal paradan spekülatif kaçışları önlemek gibi amaçlarla ulusal paraların değişimini öngören anlaşma.

Tecim anlaşmaları : Uluslararası tecimi düzenlemek ve uygulamak amacıyla yapılan yazılı anlaşmalar.

Tekelci özel izin anlaşması : Özel izin alana, tüm hak veren anlaşma.

Tercihli ticaret anlaşması : Anlaşmaya taraf ülkelerin tek yanlı veya karşılıklı olarak belirli mallar üzerindeki gümrük tarifelerinde indirimde bulunmalarına dayanan en dar kapsamlı iktisadi bütünleşme aşamalarından biri. karşılığı gümrük birliği, iktisadi birlik, serbest ticaret bölgesi, ortak pazar.

Türkiye aet geçici anlaşması : Türkiye AET ilişkileri çerçevesinde tarafların ticari hükümleri uygulaması amacıyla 1 Eylül 1971 tarihinde yürürlüğe giren ve katma protokolle birlikte sona eren anlaşma. karşılığı Türkiye-AET Katma Protokolü.

Uluslararası mal anlaşmaları : Belirli birincil malların fiyatlarını istikrara kavuşturmak ve dışsatımcı ülkelere düzenli ve istikrarlı bir gelir sağlamak amacıyla söz konusu malların üreticisi ülkeler arasında yapılan anlaşmalar.

Uluslararası ödeme anlaşmaları : Ulusal parası çevrilgen olmayan iki ülke arasındaki hesapların veya donmuş alacakların tasfiyesine olanak sağlamak amacıyla yapılan anlaşmalar.

Uluslararası yatırım anlaşmazlıkları çözüm merkezi : Ev sahibi ülkelerle yabancı yatırımcılar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümünde, 1966 yılında kurulan ve Dünya Bankası grubu içinde yeralan merkez. Taraflar sözkonusu merkeze gönüllü olarak başvurmakta ve çıkan sonucu kabul etmek zorundadırlar.

Üçlü anlaşma : Birinci Dünya Savaşından önce Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya devletleri arasında yapılan bağlaşmaya verilen ad. bk. anlaşık devletler.

Yalın özel izin anlaşması : Yararlanma hakkını bir kişiye verirken, kendisi için yararlanmayı ve üçüncü kişilere verme hakkını da tanıyan anlaşma.

Yapım anlaşmaları : Yönetimde en iyi ve verimli sonuçlara varmak için, bu konuda görgüsü olanlarla yapılan anlaşmalar.

Anlaşık : Aralarında anlaşma bulunan taraflardan, kimselerden biri.

Anlaşılan : Anlaşıldığına göre, galiba, muhtemelen.

Anlaşılma : Anlaşılmak işi.

Anlaşılmak : Anlama işine konu olmak. Belli olmak, ortaya çıkmak.

Anlaşılmaz : Anlaşılması güç olan, bir anlam verilemeyen, karışık, muğlak, tuhaf.

Anlaşılmazlık : Anlaşılmaz olma durumu.

Anlaşma : Anlaşmak durumu. Devletler arası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılmış olan uzlaşma ve bu uzlaşmanın tespit edildiği belge, uyuşma, itilaf, antant, konvansiyon. Sözleşme.

Anlaşmak : Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak. Sözleşmek, sözleşme imzalamak.

Anlaşmalı : Anlaşmaya dayanan.

Anlaşmalı iflas : Batık durumunda alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları için aralarında yaptıkları sözleşme, konkordato.

Anlaşmazlık : İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza, sürtüşme.

Anlaştırma : Anlaştırmak işi.

Anlaştırmak : Anlaşmayı, uzlaşmayı, uyuşmayı sağlamak.

Centilmenlik anlaşması : Hukuksal ve resmî olmayan ancak tarafların karşılıklı güvenlerine dayanan sözlü anlaşma.

Çerçeve anlaşma : Hükûmet ile sendika ve işverenler arasında toplu sözleşme öncesinde varılan ön anlaşma.

Kredi anlaşması : Kredi alınması için yapılmış olan anlaşma.

Diğer dillerde Anlamsızlık tiyatrosu anlamı nedir?

İngilizce'de Anlamsızlık tiyatrosu ne demek ? : absud theatre