Arracks türkçesi Arracks nedir

Arracks ingilizcede ne demek, Arracks nerede nasıl kullanılır?

Barracks : Kışla tesisleri. Kışla. Çirkin büyük bina.

Carracks : Carack. 14 ile 16. yüzyıllar arasında kullanılmış bir ticaret gemisi. Ticaret gemisi olarak akdeniz'de popüler olan büyük kalyon (14'üncü yüzyıldan 16'ncı yüzyıla kadar kullanılan).

Confinement to barracks : Kışla içine izole etme. Cezaevine hapsetme. Bir yerin alt kısmında alıkoyma.

Detention barracks : Askeri hapishane.

Arrack : Rakı. Arak.

Barracuda : Yırtıcı bir balık türü. İskarmos. Kemikli balıklar (teleostei) takımının, kefalgiller (mugillidae) familyasından, 1 m kadar uzunlukta, atlantik okyanusu ve akdeniz' de yaşayan bir tür. İskarmoz balığı.

Sarracenia : Sarraceniaceae familyasına ait olan.

Barracked : Tezahürat yapmak. Eğreti yapı. Kışlada oturtmak. Koğuş. Kışla. Kulübe. Baraka. Bağırarak sözünü kesmek. Bağırarak desteklemek.

Carrack : Carack. 14 ile 16. yüzyıllar arasında kullanılmış bir ticaret gemisi. Ticaret gemisi olarak akdeniz'de popüler olan büyük kalyon (14'üncü yüzyıldan 16'ncı yüzyıla kadar kullanılan).

Barrack : Kulübe. Eğreti yapı. Baraka. Koğuş. Bağırarak sözünü kesmek. Kışlada oturtmak. Tezahürat yapmak. Bağırarak desteklemek. Kışla.

 

İngilizce Arracks Türkçe anlamı, Arracks eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Arracks ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

John barleycorn : Malttan yapılan içki. Sert içki.

Raki : Anzarot.

Strong drink : Sert içki.

Anisettes : Anizet. Anasonlu içki.

Liquor : Sıvı, mayi. bir maddenin su içindeki eriyiği. Likör.

Anisette : Anasonlu içki. Anizet.

Hard drink : Alkollü içki. Sert içki.

Booze : Alem yapmak. Piyizlenmek. İçki alemi. Sert içki. Demlenmek. Mazot. Cümbüş. Alem. Dem çekmek. İçki içmek.

Arracks synonyms : squad room, arak, arrack, spirits, casern, military quarters, hard liquor.

Arracks zıt anlamlı kelimeler, Arracks kelime anlamı

Discourage : Gözünü korkutmak. Cesaretini kırmak. Engellemek. Önlemek. Hayal kırıklığına uğratmak. Umudunu köreltmek. Mücadele gücünü kırmak. Korkutmak. Hevesini kırmak. Vazgeçirmek.