Avurt nedir, Avurt ne demek

Yerel Türkçe anlamı:

Bilgiçlik taslıyan.

Dedikodu, kötüleme.

Lokma.

Başağın saptan ilk çıktığı yer.

Ağzın bitim yerleri.

Çene, ağız.

Gramer anlamı:

Yanakların elmacık kemiğinden çene kemiğine kadar olan ve ağız boşluğu hizasına gelen kısmı.

Diğer sözlük anlamları:

Söz, lâf, sohbet.

Bilimsel terim anlamı:

Azerbaycan Türkçesi: ovurd; Türkmen Türkçesi: ovurt; Gagauz Türkçesi: aurt; Özbek Türkçesi: lunc; Uygur Türkçesi: qovuz;Tatar Türkçesi: aňqaw; Başkurt Türkçesi: urt; Kmk: uwurt; Krç.-Malk.: uwurt; Nogay Türkçesi: uwirt;Kazak Türkçesi: jak kuwısı; Kırgız Türkçesi: caaktın art cagı; Alt:: oos içinde t'aak aldı boş t'er;Hakas Türkçesi: oort ~ naah îstîndegî pos çir; Şor Türkçesi: aksı içinde naak sögüniň poş çeri;Rusça: zaşçyoçnoye prostranstvo

İngilizce'de Avurt ne demek? Avurt ingilizcesi nedir?:

cheek, pouch

Avurt anlamı, kısaca tanımı:

Avurt satmak : Korkutucu sözler söylemek. beceremeyeceği şeyleri becerebilecekmiş gibi konuşmak.

Avurt şişirmek : Yanağın iç tarafındaki boşluğu su veya havayla doldurup şişkin duruma getirmek.

Avurtları çökmek : Çok zayıfladığı yüzünden belli olmak.

Avurdu avurduna geçmek : Çok zayıflamak.

 

Avurt ünsüzü : Dil ucunun ön damağa veya art damağa çarpmasından oluşan ve dilin yanlarından akan ses: Dil, bel, el, dal, bal, al kelimelerindeki l ünsüzü gibi.

Art avurt : Avurdun arka bölümü.

Ön avurt : Avurdun ön bölümü.

Avurtlama : Avurtlamak işi.

Avurtlamak : Yüksekten atmak. Büyüklenmek, çalım satmak.

Avurtlu : Çalım satan, yüksekten atan.

Art avurt ünsüzü : Dil ucunun dişlere dokunması ve ciğerlerden gelen havanın daha geriden avurtlara çarpması ile oluşan kalın l ünsüzü: dal, bal, al vb.

Ön avurt ünsüzü : Dil ucunun dişlere dokunması, dil sırtının önde biraz çukurlaşarak yanlarını açık bırakması ve ciğerlerden gelen havanın gevşek kalan bu yanlardan avurtlara çarpması ile oluşan ön boğumlanmalı l ünsüzü: el, tel, bilmek vb.

Hiza : Doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu.

Bölüm : Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Çağ, devir. Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon.

Avurt etmek : Dedikodu yapmak birini arkasından kötülemek. Öfkelenip surat asmak. Böbürlenmek, gururlanmak.

Avurt öttürmek : Çene yormak, bağırıp çağırmak.

Avurt satmak : beceremeyeceği şeyleri becerebilecekmiş gibi konuşmak; korkutucu sözler söylemek.

Avurt savurt : Şarlatanlık.

Avurt urmak : Çene çalmak, sohbet etmek.

Avurt zavurt : Ivır zıvır, abur cubur, gereksiz şeyler, anlamsız sözler.

 

Avurt zavurt etmek : Tehditli söz söylemek, ileri geri, terbiyesizce konuşmak.

Avurtepe : Şanlıurfa şehri, Karacadağ nahiyesine bağlı bir bölge.

Avurtlak : Avurdu yumru, sarkık olan insan veya hayvan. Başak tutmak üzere olan ekin. Yanakları büyük olan. bk. avırtlak. Büyük ağızlı. Giysinin uygun gelmeyip kabarık kalması. Kemiriciler (Rodentia) takımından, Güneydoğu Anadolu ve Kafkaslarda yaşayan altın sarısı renkli bir memeli türü.

Avurtları çökmek : çok zayıfladığı yüzünden belli olmak. İlgili cümle: "“Hüdai, Bayram'ın avurtları çökmüş solgun yüzüne bakarak bir varsayım yapmıştı.”" A. Kulin.

Diğer dillerde Avurt anlamı nedir?

İngilizce'de Avurt ne demek? : n. cheek pouch, pocket in the skin of the cheek that opens into the mouth

Fransızca'da Avurt : joue [la]

Almanca'da Avurt : die Backentasche

Rusça'da Avurt : n. щека (F)