Balance of international indebtedness türkçesi Balance of international indebtedness nedir

  • İktisat alanında kullanılır.
  • Bir ülkenin dış dünya ile toplam varlık ve yükümlülüklerini miktar, tür ve vadelerine göre ayrıştırarak ülkenin net borçlu ya da alacaklı olduğunu, ülkenin belli bir andaki uluslararası yatırımlarının durumunu gösteren hesap.
  • Uluslararası borçluluk dengesi.

Balance of international indebtedness ingilizcede ne demek, Balance of international indebtedness nerede nasıl kullanılır?

Balance : Bir sayışımın alacaklı değeri ile borçlu değeri arasındaki fark. Kalan. Tikel ya da tam denge koşulu. Düşünmek. Kütle ya da ağırlık ölçümü için hazırlanmış özel düzenek. Denk gelmek. Denge kurmak. Denklik. Sayışımdan sonra görünen kalıntı. Dengeli olmak.

Of : Hakkında. -in. -den. -den övünerek bahsetmek. İle ilgili. Yüzünden. -li. -nin. Nin. Li.

International : İnternasyonel. Enternasyonel. Arsıulusal. Milletlerarası. Uluslararası. Enternasyonal. Devletlerarası. Beynelmilel.

Indebtedness : Borçlanma. Minnet. Minnetarlık. Borçluluk. Müdana. Borçluluk durumu. Minnettarlık.

Balance of a debt : Borç bakiyesi.

Balance of accounts : Bir sayışımın borç ve alacağı ile kalıntıları arasında denge kurma. Hesap kesimi. Sayışımları denkleme.

Balance of arms : Silahlar eşlemi. Silahlar dengesi.

 

Balance of achievements : Muvaffakiyet düzeyi. Başarılar dengesi. Başarılar seviyesi.

Balance of an account : Bakiye. Hesap bakiyesi.

İngilizce Balance of international indebtedness Türkçe anlamı, Balance of international indebtedness eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Balance of international indebtedness ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

A shift in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

 

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Balance of international indebtedness synonyms : international invesment position, ability to pay principle, a change in demand, abolition of forced labour convention, a shift in supply, a shift in demand, a pass through certificate, abnormal budget.