Beneficiary türkçesi Beneficiary nedir

  • Varis.
  • Lehdar.
  • Güvence ödeği, belgit ve benzeri değerlerden yararlanan kişi. herhangi bir nedenle başkasının iyeliğinde ve elinde bulunan nesnenin iyesi. bir hak, ayrıcalık ya da yarar iyesi. kendi yararı için üçüncü bir kişiye taşınır ya da taşınmaz malını veren ya da iyelendiren kişi.
  • Elde eden kimse.
  • Faydalanan kimse.
  • Lehtar.
  • İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır.
  • Hak sahibi.
  • Yararlanan.
  • Yararlanan kimse.
  • Faydalanıcı.
  • Çek veya poliçenin ödeneceği, belgenin üzerinde adı yazılı olan kişi.
  • Kar eden kimse.

Beneficiary ingilizcede ne demek, Beneficiary nerede nasıl kullanılır?

Beneficiary account : Yararlanıcı hesabı. Müstefit hesap. Lehdar hesap. Lehtar hesap. Başka birinin yararlanması için açılan banka hesabı.

Secondary beneficiary : Bir sigorta veya teminat fonundan birinci hak sahibinin almamasından dolayı ödemeyi veya parayı almaya hak sahibi ikinci kimse. İkinci hak sahibi.

Ultimate beneficiary : En yüksek hak sahibi. Bölündüğü zaman bir güven fonunun alıcısı. En son hak sahibi.

Beneficiaries : Hak sahibi. Yararlanan kimse. Hak sahipleri. Lehtarlar. Yararlanıcılar. Lehtar.

Beneficial : Mülkten yararlanma hakkıyla ilgili (hukuk terimi). Karlı. Hayırlı. Yararlı. Mülkten yararlanma hakkıyla ilgili. Faydalı. Kazançlı.

 

Beneficiate : Fayda sağlamak (çoğunlukla satış ve tarımda kullanılır). Yarar sağlamak.

Beneficial owner : Mülkiyet hakkı başkasına ait olsa bile o maldan tam olarak yararlanan kimse. Malik. Mülk sahibi gibi yararlanan kimse. Mülkten yararlanan hak sahibi. Menkul kıymetin en son hamili. Bir menkul kıymetin en son hamili. Mülkten tam olarak yararlanan sahip. İntifa hakkı sahibi.

Beneficialness : Yararlılık. Faydalılık. Hayırlı olma durumu. Hayırlı olma.

Beneficial insect : Biyolojik haşere kontrolü aracısı. Haşereleri yiyen böcek. Faydalı böcek.

Beneficial insects : Biyolojik haşere kontrolü aracısı. Faydalı böcek. Haşereleri yiyen böcek.

İngilizce Beneficiary Türkçe anlamı, Beneficiary eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Beneficiary ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Heiresses : Kadın mirasçı. Mirasçı. Bayan varis. Bayan mirasçı. Mirasçı kadın. Kadın varis.

Pensioner : Emekli aylığı alan kişi. Yatılı okul öğrencisi. Emekli maaşı alan kimse. Emekli maaşı alan. Emekli kimse. Tekaüt. Emekli. Emekli aylığı alan kimse. Mütekait.

Heres : Mirasçı.

Inheritor : Kalıtçı. Mirasçı.

Heritor : Kalıtçı. Mülk sahibi. Mirasçı. Arazi sahibi.

Indorsees : Ciro edilen. Ciro edilen kimse.

Alienees : Devir işlemi lehtarı. Mülk devralan. Kendisine bir mal temlik olunan kimse. Temlik işlemi lehdarı. Devredilen kimse. Kendisine mal devredilen kimse (hukuk terimi). Devir işlemi lehdarı. Ferağ edilen.

Obtainer : Elde eden. Sağlayan. Sağlayan kimse veya şey. Mirasçı.

Devisees : Mirasçı. Vasiyet edilen kimse. Kendisine mirasla taşınmaz bırakılan. Musaleh. Vasiyetten yararlanan kimse. Lehine gayrimenkul vasiyet edilen.

 

Recipient : Teslim alan. Alıcı. Kendisine kan verilen birey. embriyo naklinde embriyoların nakledildiği taşıyıcı dişi, resipient. Alan. Alacak olan kimse. Alan kimse. Duyarlı. Tebellüğ eden. Gönderileni alacak olan.

Beneficiary synonyms : co beneficiary, title holder, haeres, obtainers, alienee, part owner, deriver, inheritress, claimants, inheritors, supporter, beneficiaries, eligibles, acquirers, heirs, heiring, pensionary, took advantage of, person entitled, claimant, supporters, heir, heirer, endorsees, endorsee, concessioner, donee, devisee, eligible, inheritrix, legatee, heritors, acquirer.

Beneficiary ingilizce tanımı, definition of Beneficiary

Beneficiary kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Holding under a feudal or other superior. Holding some office or valuable possession, in subordination to another. A feudatory or vassal. Having a dependent and secondary possession. Hence, one who holds a benefice and uses its proceeds.