Black vulture türkçesi Black vulture nedir

  • Kartallar (falconiformes) takımının, akbabagiller (vulturidae) familyasından, 116 cm kadar uzunlukta, tüyleri kahverengi kara, afrika, avrupa ve asya'da kayalık ve ağaçlık yerlerde yaşayan bir tür.
  • Kara akbaba.
  • Kartallar (falconiformes) takımının, yeni dünya akbabasıgiller (cathartidae) familyasından, 60 cm kadar uzunlukta, tüyleri kara, orta ve güney amerika'da yaşayan bir tür.
  • Rahip akbaba.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Karga akbabası.

Black vulture ingilizcede ne demek, Black vulture nerede nasıl kullanılır?

Black : Kasvetli. Pis. Morarmış. Kararmak. Karartmak. Kızgın. Koyu. Uğursuz. Siyah giysi. Siyahlatmak.

Vulture : Kerkenez. Akbaba. Tavşancıl. Vultür. Ötleği. Açgözlü kimse.

Black africa : Kara afrika.

Black alder : Cehrigiller (rhamnaceae) familyasından, 2-3 m yükseklikte, kabukları müshil olarak kullanılan ağaççıklar. ciğar. Barut ağacı.

Black amber : Karakehribar. Siyah kehribar. Siyah amber.

Black and blue : Çürümüş. Siyah-mavi. Mosmor. Yara bere içinde. Morarmış. Çürük. Morartı.

İngilizce Black vulture Türkçe anlamı, Black vulture eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Black vulture ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Aardvarks : Memeliler (mammalia) sınıfının, damarlı dişliler (tubulidentata) takımından, vücutları aralıklı olarak kıllarla örtülü, parmakları ve kulakları büyük, kanca tırnaklı türleri içine alan bir familya. Yerdomuzu. Damarlı dişliler. Yer domuzugiller. Memeliler (mammalia) sınıfının, etenliler (placentalia) alt sınıfından, az sayıda ve sütun biçiminde sıralanmış ve her birinin bir kanalı olan minesiz ve köksüz dişleri olan, ağızları boru biçiminde uzamış, kulakları büyük, seyrek kıllı, parmaklarında büyük kanca şeklinde tırnakları olan türlere sahip bir takım.

 

A site : A yeri. Ribozomun üzerinde amino asit taşıyan taşıyıcı rna ların bağlandığı yer. aminoasil yeri, aminoaçil yeri.

Abo blood groups system : Dokuz numaralı insan kromozomunda bulunan ve kırmızı kan hücresinde belli antijenleri gösteren bir alel sistemi. Abo kan grupları sistemi.

Abductor muscle : Uzaklaştırıcı kas. Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas. Abdüktör kas.

A protein : Triptofan sentetaz enziminin bir protein alt birimi. laktoz sentetaz enziminin bir parçası. tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. olgunlaşma proteini. tütün mozaik virüsünün deneysel olarak meydana getirilen protein kılıfının bir oligomeri. Tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. A proteini.

Carrion crow : Leşkargası. Kara kargası. Kara leş kargası. Leş kargası.

A cells : Pankreasın langerhans adacıklarında glukagon salgılayan, içlerinde özel boyalarla boyanan, fevkalade parlak, alkolde çözünmeyen, kırmızı renkli granüller bulunan, az sayıdaki hücre. a hücreleri. hipofiz bezinin ön lobunda (pars distalis) yer alan, içlerinde asidofil granüller taşıyan, boyayı emen, büyüme hormonunu salgılayan bez hücreleri. asidofil hücreler. 3.mayalarda eşeyli üreme sırasında a hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre. A hücresi. Alfa hücreleri.

 

Abambulacral area : Abambulakral bölge. Derisi dikenlilerin tüp ayak taşımayan ve genellikle madreporitin de yer aldığı vücut bölgesi.

Aardwolf : Bir sırtlanın özelliklerine sahip ve esas olarak böceklerle özellikle termitlerle beslenen güney ve doğu afrika yerlisi çizgili memeli. Yeleli sırtlan. Etçiller (carnivora) takımının, sırtlangiller (hyaenidae) familyasından, 80 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, bütün sırtı boyunca uzanan bir yelesi olan, kuzey afrika'da yaşayan bir tür.

Black vulture synonyms : vultur monochus, aardvark, urubu, abacus bodies, abiotic factor, a chromosome, acacia, a cell, abramis zone, abiotic environment.