Black alder türkçesi Black alder nedir

  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Barut ağacı.
  • Cehrigiller (rhamnaceae) familyasından, 2-3 m yükseklikte, kabukları müshil olarak kullanılan ağaççıklar. ciğar.

Black alder ingilizcede ne demek, Black alder nerede nasıl kullanılır?

Black : Siyah. Karalayıcı. Kararmak. Kara. Kara renk; üzerine düşen bütün ışığı soğuran cisimlerin rengi. Morarmış. Kasvetli. Kızgın. Siyahi.

Alder : Kızılağaç. Akçaağaç. Biyoloji, gitar alanlarında kullanılır. Gürgen. Gürgengillerden, kerestesi kolay işlenebilir ve pür gitar gövdesi olarak kullanılan tonu yalın karakterli orta ağırlıkta ve düşük maliyetli bir ağaç. Huş ağacığiller (betulaceae) familyasından, meyveleri kozalak şeklinde, pulları beş loplu, yaprak döken ağaç ya da çalılar.

Black africa : Kara afrika.

Black amber : Siyah amber. Karakehribar. Siyah kehribar.

Black and blue : Çürük. Siyah-mavi. Morarmış. Çürümüş. Morartı. Yara bere içinde. Mosmor.

Black and white : Aklı karalı. Yazı. Siyah beyaz. Basılı şey. Siyah ve beyaz. Siyah beyaz resim.

İngilizce Black alder Türkçe anlamı, Black alder eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Black alder ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A cell : Mayalarda eşeyli üreme sırasında alfa hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre. A hücresi.

 

Abductor muscle : Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas. Uzaklaştırıcı kas. Abdüktör kas.

Aardwolf : Etçiller (carnivora) takımının, sırtlangiller (hyaenidae) familyasından, 80 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, bütün sırtı boyunca uzanan bir yelesi olan, kuzey afrika'da yaşayan bir tür. Yeleli sırtlan. Bir sırtlanın özelliklerine sahip ve esas olarak böceklerle özellikle termitlerle beslenen güney ve doğu afrika yerlisi çizgili memeli.

Abacus bodies : Abacus cisimcikleri. Dişteki odontoblast hücrelerinde içleri muntazam dizilmiş kalsiyum granülleri ve kollagen öncülerini içeren golgi kesecikleri.

Aardvarks : Yerdomuzu. Damarlı dişliler. Memeliler (mammalia) sınıfının, etenliler (placentalia) alt sınıfından, az sayıda ve sütun biçiminde sıralanmış ve her birinin bir kanalı olan minesiz ve köksüz dişleri olan, ağızları boru biçiminde uzamış, kulakları büyük, seyrek kıllı, parmaklarında büyük kanca şeklinde tırnakları olan türlere sahip bir takım. Memeliler (mammalia) sınıfının, damarlı dişliler (tubulidentata) takımından, vücutları aralıklı olarak kıllarla örtülü, parmakları ve kulakları büyük, kanca tırnaklı türleri içine alan bir familya. Yer domuzugiller.

A cells : A hücresi. Alfa hücreleri. Pankreasın langerhans adacıklarında glukagon salgılayan, içlerinde özel boyalarla boyanan, fevkalade parlak, alkolde çözünmeyen, kırmızı renkli granüller bulunan, az sayıdaki hücre. a hücreleri. hipofiz bezinin ön lobunda (pars distalis) yer alan, içlerinde asidofil granüller taşıyan, boyayı emen, büyüme hormonunu salgılayan bez hücreleri. asidofil hücreler. 3.mayalarda eşeyli üreme sırasında a hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre.

 

Abiotic environment : Abiyotik çevre. Abiyotik ortam. Cansız çevre. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi.

A site : Ribozomun üzerinde amino asit taşıyan taşıyıcı rna ların bağlandığı yer. aminoasil yeri, aminoaçil yeri. A yeri.

Abiotic factor : Abiyotik faktör. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen, iklim faktörleri, toprağın özellikleri ve suyun kimyasal yapısı gibi faktörler. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen iklim faktörleri, toprağın özellikleri, suyun kimyasal yapısı gibi faktörler.

Abambulacral area : Abambulakral bölge. Derisi dikenlilerin tüp ayak taşımayan ve genellikle madreporitin de yer aldığı vücut bölgesi.

Black alder synonyms : dog wood, a protein, aardvark, a chromosome, abramis zone, abo blood groups system, acacia.