Brans türkçesi Brans nedir

Brans ingilizcede ne demek, Brans nerede nasıl kullanılır?

Bran new : Gıcır gıcır. Yepyeni.

Rice bran with embryo : Embriyolu pirinç kepeği. Embriyolu pirinç tanesinin perikarp ve embriyosuyla pirinç kabuğu parçacıkları ve pirinç kırıntıları içeren, ham selüloz muhtevası en çok % 13 olan bir ürün.

Corn bran : Mısır tanesinin dışını örten az bir miktar nişastalı kısım veya embriyo içeren veya hiç etmeyen en az % 5 ham protein ve en çok % 19 ham selüloz içeren bir yan ürün. Mısır kepeği.

Leguminous bran : Mercimek, bezelye gibi baklagil tanelerinden elde edilen, protein bakımından buğdaygil kepeklerine göre daha zengin yem maddesi. Baklagil kepeği.

Mushy bran : Kepeğin bir kovaya konularak üzerine kaynar su dökülü soğumaya bırakılmasıyla elde edilen, genelde atların boş günlerinde tercih edilen, ıslak lapa durumundaki hayvan yemi. Kepek lapası.

Soy bran : Soya tohumunun dışını örten ince tabakadan oluşan bir yan ürün. Soya kepeği.

Bran : Kepek. Buğday kepeği. Tane yemlerin öğütüldükten sonra elenerek ununun ayrılması sonrası geriye kalan selülozca zengin hayvanlara suyla karıştırılarak verildiğinde dışkının kitlesini artırarak atılmasını kolaylaştıran kabuk kısmı.

Sorghum gluten with bran : Tane sorgumların nişasta veya şurup fabrikasyonunda nişastanın ve embriyonun büyük kısmı ayrıldıktan sonra geriye kalan kısmı. Kepekli sorgum glüteni.

 

Branagh : Bir soyadı. Kenneth branagh (1960 doğumlu). Britanyalı ünlü bir aktör ve film yönetmeni (shakespeare oyunlarından yorumladığı filmleriyle ünlüdür).

Branch : Göbek. Yayılmak. Şube. Kollara ayrılmak. Bitkilerin çoğunlukla yapraksız olan, sapın değişik uzunluk veya büyüklükteki küçük sap ve sürgün kısımları. canlıların sınıflandırılmasında kullanılan ve sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, filum, kladus. Ajans. Dallanmak. Soy ağacındaki yer. Branş. Dallandırmak.

İngilizce Brans Türkçe anlamı, Brans eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Brans ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Trade name : Ticari eşyalar üzerine konulan ve o eşyayı üreten veya satanı tanıtmaya, ayırt etmeye yarayan özel işaret; marka. Marka. İşletmenin tescilli ismi. Ticari isim. Ticari unvan. Ticari ünvan. Firma adı. Tecim adı. Ad. Ticari marka.

Brand name : Marka adı. Marka ismi. Bir ürüne ait özel ad. Belli bir marka veya üretilen bir eşyanın bilindiği isim. Marka. Rakamlar. Harfler. Firmanın markasını oluşturan kelimeler.

Name : Adını söylemek. Adını vermek. Şöhret. Ün. İsmiyle çağırmak. Ünlü kişi. İsim. Seçmek. Demek.

Scurfs : Kepek (saç). Kabuk. Ölü deri. Konak. Baş kepeği.

Chaffs : Takılmak. [#şaka Şakalaşma]. Şaka etmek. Takılmak (argo terim). Ufalamak. Şaka. Tahılın dış kabuğu. Tahıl kabuğu. Saman.

Muntz metal : Muntz metali. Dövülebilir pirinç.

Scuffs : Ayağını sürüme. Çizmek. Ayaklarını sürümek. Ayağını sürümek. Şıpıdık. Sadece ayak parmaklarını örten düz tabanlı terlik. Ayaklarını sürüyerek aşındırmak. Hışırtı. Kepek (saç).

 

Copper : Bakır kap. Madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Düşük değerli bakır para. Polis. Bakır para. Sakçı. Aynasız. Bakır rengi. Bakırlamak. Ufak para.

Alpha brass : Alfa pirinci.

Yellow metal : Pirinç. Sarı maden. Sarı metal.

Brans synonyms : high brass, recording label, copper base alloy, atomic number 29, low brass, gilding metal, guinea gold, red brass, marque, scuff, scall, dandriff, bran, cartridge brass, label, scurf, alpha beta brass, ormolu, latten, chaffed, chaff, scalls, pellicle, bearing brass, cu.