Bushfire türkçesi Bushfire nedir

  • Söndürülmesi güç yangın.
  • (özellikle kırsal alanda çıkan) söndürülmesi güç yangın.
  • Ormanlık veya çalılık arazide hızla yayılan kontrol edilemeyen yangın.
  • Çalı yangını.
  • Kontrol edilemeyen yangın.

Bushfire ingilizcede ne demek, Bushfire nerede nasıl kullanılır?

Bushfires : Söndürülmesi güç yangın. Kontrol edilemeyen yangın. Ormanlık veya çalılık arazide hızla yayılan kontrol edilemeyen yangın. Çalı yangını. (özellikle kırsal alanda çıkan) söndürülmesi güç yangın.

Bush crickets : Ekinler için zararlı türleri de bulunan uzun duyargalı ve genel olarak yeşil renkli düzkanatlılar familyası; yeşil çekirgeler. Ot çekirgeleri.

Bush hammer : Bir dizi piramidik noktalarla kaplı bir veya iki kare yüzeyi olan metal çekiç (taş oymacılığında veya kesmede kullanılan). Mucarta. Murç. Bucarda.

Bush matrix : Bush matrisi.

A bird in the hand is worth two in the bush : .

Beat about the bush : Lafı gevelemek. Kırk dereden su getirmek. Sözü ağzında gevelemek. Lafı dolandırmak. Ağzında gevelemek. Bin dereden su getirmek. Sözü dolandırmak. Lafı çevirmek. Sözü döndürüp dolaştırmak. Lafı ağzında gevelemek.

George bush : Amerika birleşik devletleri'nin 41'nci cumhurbaşkanı (1989-1993). Amerika birleşik devletleri'nin 43'nci cumhurbaşkanı (2001-2009). George herbert walker bush (1924 doğumlu). Eski teksas valisi ve george herbert walker bush'un oğlu. George walker bush (1946 doğumlu).

 

Contact bush : Kontak duyu.

Beat around the bush : Asıl konuya gelmemek. Sadede gelmemek. Sözü uzatmak. Kırk dereden su getirmek. Dolaylı konuşmak. Bin dereden su getirmek. Doğrudan konuşmaktan kaçınmak. Lafın etrafından dolanmak. Sözü döndürüp dolaştırmak. Lafı dolandırmak.

Beating around the bush : Lafın etrafından dolanmak. Lafı dolandırmak. Bin dereden su getirmek. Dolaylı konuşmak. Doğrudan konuşmaktan kaçınmak.

İngilizce Bushfire Türkçe anlamı, Bushfire eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bushfire ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Transportation : Nakliyat. Gönderme. Aşınıp ufalanan özdeklerin dışgüçlerle, özellikle akarsu ve buzullarla yerlerinden alınarak alçak ve düz alanlara ya da denize dek götürülmeleri. Taşıt aracı. Taşımacılık. Nakliye ücreti. Kara, deniz ve havayolu ile her türlü mal, hayvan ve insanın bir yerden başka bir yere götürülmesi. Hukuk, coğrafya, iktisat, kimya, ekonomi alanlarında kullanılır. Nakledilme. Mal, özdek ya da kişilerin çeşitli araçlarla bir yerden diğer bir yere taşınmaları.

Wild fire : Yaban yangını. Yıkıcı yangın. Çayırlık veya gelişmemiş ormanlık alanlarda çıkan yangın. Kontrolü sağlanamaz ateş.

Carfare : Bilet vergini.

Fare : Üstesinden gelmek. Yol parası. Yiyecek. Gıda. Navlun. Yolcu. Bilet ücreti. Yolculuk etmek. Başından geçmek. Gitmek (iş için).

Fire : İşten çıkarmak. İşten kovmak. Isıtmak. Ateş. Soru yağmuruna tutmak. Püskürtmek. Yanmak. Canlandırmak. İşten atmak. Tezkeresini eline vermek.

Wildfire : Söndürülmesi güç ateş.

Wildfires : Söndürülmesi güç ateş.

Forest fire : Orman yangını.

Bushfire synonyms : bushfires.