Camps türkçesi Camps nedir

Camps ile ilgili cümleler

English: Ali returned to the campsite.
Turkish: Ali kamp yerine döndü.

English: The campsite isn't accessible by road.
Turkish: Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.

English: Many Japanese-Americans were sent off to concentration camps during World War II.
Turkish: Birçok Japon Amerikalılar 2.Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarına gönderildi.

English: Ali had the whole campsite to himself.
Turkish: Ali bütün kamp alanını kendine ayırdı.

English: They made temporary camps along the coast.
Turkish: Kıyı boyunca geçici kamplar yaptılar.

Camps ingilizcede ne demek, Camps nerede nasıl kullanılır?

Camps chair : Portatif sandalye.

Heads of the political camps : Parti içindeki çeşitli siyasi grupların liderleri. Ayrı siyasi grupların liderleri.

Summer camps : Okul çağındaki çocukların ve gençlerin yaz tatillerini kırlık yerlerde ya da deniz kıyılarında, sağlık kurallarına uygun ve toplumsal ilişkileri geliştirici bir ortam içinde geçirmeleri için resmi ya da özel eğitim kurumları, kamu kuruluşları ve gönüllü derneklerce açılan dinlenekler. Tatil dinlenekleri. Yaz kampı.

 

Campsite : Kamp bölgesi. Kamping. Düşerge yeri. Kamp yeri. Kamp alanı.

Campsites : Kamp bölgesi. Kamping. Kamp yeri. Kamp alanı.

Scamps : Yaramaz. Hızla koşmak. Sakınarak kullanmak. Yarım yamalak yapmak. Kısmak. Baştan savma yapmak. Kaçmak. Yüzüne gözüne bulaştırmak. Seğirtmek. İdareli kullanmak.

Campstool : Açılıp kapanan kamp iskemlesi. Küçük portatif katlanabilir sandalye.

Camp david accords : Camp david anlaşması. Camp david'de (abd) 1979 yılında israil ile mısır arasında imzalanmış olan barış anlaşması.

Camp david : Orta maryland'de (abd) 1942 yılında başkan franklin delano roosevelt tarafından kurulmuş olan birleşik devletler başkanı'nın kırsal dinlence yeri.

Acampsia : Akampsi.

İngilizce Camps Türkçe anlamı, Camps eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Camps ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Vulgarizes : Kabalaştırmak. Basitleştirmek.

Vulgarise : (britanya ingilizcesi) alçaltmak. Kitleselleştirmek (vulgarize olarak da yazılır). Kabalaştırmak. Basitleştirmek.

Encamped : Kamp kurmuş. Ordugah kurmuş.

Trailer camp : Karavan parkı. Karavan kampı.

Banalise : Banalleştirmek. Adileştirmek (banalize olarak da yazılır). (britanya ingilizcesi) banallaştırmak. Sıradanlaştırmak.

Lodged : Misafir olmak. Yatıya kalmak. Resmi demeç vermek. Misafir etmek. Vurmak. Yerleştirmek. Saplanmak. Takılmak. Bildirmek. Pansiyonda kalmak.

Roosts : Tüneğe konmak. Gecelemek. Tünemek. Tünek.

Lodging : İnsanların oturması için yapılıp düzenlenen yer. Kiralık ev. Kalacak yer. Pansiyon. Mesken. Kalacak yer (geceyi geçirmek için). İskan. Kiralık oda. Geçici olarak oturulan yer.

 

Spend the night : Geceyi geçirmek. Gecelemek.

Bivouacs : Açık ordugah kurmak. Konak. Geceyi çadırsız geçirmek. Çadırda kalmak. Açık havada gecelemek. Açık ordugah. Çadırsız asker kampı.

Camps synonyms : tennis camp, living accommodations, bemean, bivouac, roosting, encamps, camped, populate, be billeted, camp out, roost, vulgarizing, put up, dwell, stop over, bivouacked, live, lodge, tent, vulgarize, vulgarized, trailer park, encamping, encamp, camp, stop off, bivouacking, inhabit, roosted, housing.