Canning türkçesi Canning nedir

  • Konservecilik.
  • Konserveleme.
  • Kutuya koyma.
  • Elverişli nitelikteki hammaddenin ön işlemlerden sonra teneke kutulara, cam kavanozlara veya amaca uygun benzer kaplara doldurulması ve kapların hava almayacak biçimde hermetik kapatılması sonucu ısıl işlem uygulaması gibi temel işlemler.
  • Kutulama.
  • Konserve yapımı.
  • Konserve yapma.
  • Tenekeleme.
  • Madeni kaplarda ambalajlama.

Canning ingilizcede ne demek, Canning nerede nasıl kullanılır?

Canning factory : Konserve fabrikası.

F value in canning : Sağlık açısından en riskli ve sıcaklığa en dayanıklı mikroorganizmalar baz alınarak belirlenen, konservelerin sterilizasyon aşamasında kullanılan değer. Konservelerde f değeri.

Cannings : Konserveleme. Tenekeleme. Konservecilik. Madeni kaplarda ambalajlama. Konserve yapma. Kutuya koyma. Kutulama.

Automatic scanning : Otomatik tarama.

Cathode ray scanning tube : Katot ışınlı tarama tüpü.

Electrostatic scanning : Elektrostatik tarama.

Film scanning : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Film tarama. Filmin üzerindeki optik görüntüleri televizyon imlerine çevirmek amacıyla film yayın aygıtında gerçekleştirilen tarama.

Electrical scanning : Elektriksel tarama.

Interlaced scanning : Aralıklı tarama. Aralıklı tanıma. Düz taramada elektron demetinin bütün resmi soldan sağa ve yukarıdan aşağıya bir kez taramasına karşılık, aynı demetin önce tek satırları tarayarak bir alan, sonra çift satırları tarayarak ikinci alanı taraması yöntemi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Tek-çift tarama. Geçmeli tarama.

 

Field scanning : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Alan taraması. Geçmeli taramada bir alan oluşturan tarama; yani, resmi oluşturan tüm satırların, tek ya da çift olarak, yarısının taranması.

İngilizce Canning Türkçe anlamı, Canning eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Canning ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Potting : Çömlekçilik. Dikme. Konserveleme (kavanozda). Saksıya dikme.

Preservation : Filmin bozulmasını önlemek amacıyla alınan önlemlerin tümü. Saklama. Saklanma. Korunum. Koruma. Kentlerin belli kesimlerinde yer alan çağbilimsel ve yapıtasarcılık değerleri yüksek yapıtlarla, anıtların ve doğa güzelliklerin -kentte bugün yaşayanlar gibi- gelecek kuşakların da yararlanması için her türlü yıkıcı, saldırgan ve dokuncalı eylemler karşısında güvence altına alınması. bk. çevre korunması. Korunma. Muhafaza. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Encampment : Kamp yeri. Kamp. Düşerge. Düşerge yeri. Ordugah. Karargah.

Habitation : İkamet. Konut. Mesken. Oturma. Yerleşme. Barınak. Ev. Oturacak yer. Yerleşim. Yurt.

Readying : Hazırlık yapma. Hazırlanma.

Bivouacking : Çadırsız asker kampı. Açık ordugah. Açık havada gecelemek. Açık ordugah kurmak. Geceyi çadırsız geçirmek. Kamp kurmak. Konak. Çadırda kalmak.

Birth control : Doğum kontrolü.

 

Boxings : Boks yapan. Doldurma kutulama. Boks. Yumrukoyunu.

Family planning : Aile planlama. Aile planlaması. Aile planlanması. Kodak josparlaması. Nüfus planlaması.

Preparation : Sahne çalışmasına geçmeden önce oyunun özüne ve biçimine ilişkin olan ön çalışma. yazarın önemli bir olayı inandırıcı yapabilmek için daha önceden bir olayı ortaya çıkaracak- nedenleri gösteren hazırlığı. Anıklama. Hazırlama. Müstahzar. Tedarik. Giriş müziği. Hazır ilaç. Bilgisayar, kimya, tiyatro, veterinerlik alanlarında kullanılır. Basur ilacı. Bir oyunda gelişecek olayları önceden ortaya atıp onları birden olmuş gibi göstermekten kaçınmak; gelişmelerine inandırıcılık vermek. (sahne çalışmasından önce dramatürgi, sahne düzeni, dekor, giysi, makyaj, sahne tekniği, ışık, efekt v.b.).

Canning synonyms : birth prevention, tenting, programing, inhabitancy, cannings, programming, preservations, inhabitation, encasement, boxing, scheduling.

Canning zıt anlamlı kelimeler, Canning kelime anlamı

Top : Üst kısmını koparmak (bitkinin). Üstünden geçmek (bir yerin). Üst. Üstünü kapamak. Baş. Kapamak. Alt etmek. Birinci olmak. Tavan.

Bottom : Dip koymak. Dibe ulaşmak. Dip. Bir temel üzerine yerleştirmek. Ulaşmak. Alt. Temeline inmek. Dipteki. Dibe dokunmak. Değmek.

Canning antonyms : undynamic.