Cheesecake türkçesi Cheesecake nedir

  • Seksi kadın posteri (argo terim).
  • Peynirli kek.
  • Peynirli pasta.

Cheesecake ile ilgili cümleler

English: I'd like to eat cheesecake to my heart's content at The Cheesecake Factory.
Turkish: Cheesecake Factory'de canımın istediği kadar peynirli kek yemek istiyorum.

English: Everyone loved the cheesecake I baked yesterday.
Turkish: Dün herkes pişirdiğim peynirli keki sevdi.

English: The cheesecake tasted too sweet.
Turkish: Peynirli kekin tadı çok güzeldi.

English: Jale's lemon cheesecake is to die for.
Turkish: Jale'nin limonlu kekleri ölmeye değer.

English: I'd like to have cheesecake for dessert.
Turkish: Tatlı için peynirli kek istiyorum.

Cheesecake ingilizcede ne demek, Cheesecake nerede nasıl kullanılır?

Cheesecakes : Peynirli pasta. Cheesecake. Seksi kadın posteri (argo terim). Peynirli kek.

Cheesecloth : Tülbent. Tülbent bezi.

Cheesecloths : Tülbent bezi. Tülbent.

Cheese ball : Aptal. Yuvarlak şekilli bir peynir. Geri zekalı. Dangalak. Peynir topu. Mankafa.

Cheese blintzes : Peynir dolgulu sotelenmiş veya fırında kızartılmış krep.

Cheese head screw : Silindirik başlı vida. Silindir başlı vida.

Cheese cake : Peynirli kek. Köy peyniri veya krem peynirle yapılan kek. Peynir keki.

Cheese filling : Fırında pişirilen gıdaların içerisinde yer alan peynir karışımı.

 

Cheese flies : Peynir sinekleri. Peynir sineğini de içine alan çiftekanatlılar familyası.

Cheese by product : Süt yağı dışındaki yağları içermeyen peynir garnitürünün pişirilmesiyle elde edilen bir ürün. Peynir kabuğu.

İngilizce Cheesecake Türkçe anlamı, Cheesecake eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cheesecake ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cheese cake : Peynir keki. Köy peyniri veya krem peynirle yapılan kek.

Exposure : Çıkarma. Kare. Açığa çıkarma. Maruz bırakma. Poz. Ortaya çıkarma. Sergileme. Bir oluşuğun ya da bir yapının, yeryüzünde göründüğü yer ya da yüzey. Duruş. Çıkma.

Pic : Resim. Sinema filmi. Pıc. Ardıl bilgi ölçütü. Azami yük.

Cake : Kabuklaşmış kir. Kalıplaşmış. Kek. Yağlı tohumların veya meyvelerin hidrolik pres, devamlı pres, solvent özütleme yöntemi gibi usullerle yağı alındıktan sonra geriye kalan proteince zengin ürün. Topak. Parça. Kalıp. Kaplamak. Kaplanmak.

Photograph : Fotoğraf aygıtıyla fotoğraf elde etmek. Resmini çekmek. Resim. Resim vermek. Fotoğraf. Fotoğraflamak. Fotoğraf çekmek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Fotoğrafını çekmek.

Cheesecakes : Cheesecake.

Photo : Resim vermek. Spermaya ait. Fotograf. Fotoğraflamak. Foto. Işıl. Işık. Resim. Fotoğraf.

Picture : Çizmek. Canlandırmak. Görüntü. Ç. Tablo. Tasavvur etmek. Düşlemek. Keste. Timsal. Hayal etmek.