Circumstantial türkçesi Circumstantial nedir

Circumstantial ingilizcede ne demek, Circumstantial nerede nasıl kullanılır?

Circumstantial evidence : İkinci derecede deliller. Dolaylı beyyine. İkinci derecede delil. Dolaylı kanıt. İkinci derece delil. Belirti. İkinci derecede kanıt. Emare. İkinci derece kanıt.

Circumstantiality : Lafı uzatma. Çevresel konuşma. Detaylarla doluluk. Koşullara bağlı olma özelliği.

Circumstantially : Tesadüfi bir şekilde. Duruma bağlı olarak. Tesadüfen. Ayrıntılı bir şekilde. İkinci derecede önemli olarak. Rastlantıyla.

Circumstantials : Koşullara bağlı. Duruma bağlı. Durumla ilgili. İkinci derecede. Tesadüfi. İkinci derecede önemi olan. Ayrıntılı. Endirekt.

Uncircumstantial : Tesadüfi olmayan. Duruma bağlı olmayan. Şans eseri meydana gelmeyen.

Circumstantiations : Detaylı tanımlama. Detayların tetkiki.

Circumstantiation : Detaylı tanımlama. Detayların tetkiki.

Circumstance : Keyfiyet. Detay. Şart(lar). Teferruat. Koşul. Hal. Zenginlik. Durum. Ayrıntı. Olay.

Circumstances : Zenginlik. Koşullar. Varlık. Mali durum. Ahval. Durumlar. Şartlar.

Circumstantiated : Ayrıntılarıyla açıklamak. Kanıtlarla desteklemek.

İngilizce Circumstantial Türkçe anlamı, Circumstantial eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Circumstantial ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Exhaustive : Enine boyuna. Geniş kapsamlı ve ayrıntılı. Teferruatlı. Detaylı. Kapsamlı. Eksiksiz. Etraflı. Yorucu. Zahmetli.

Accidental : Arıza. Kaza eseri olan. İlinekli. Kazara olan. Tesadüfen meydana gelen. Rastlantısal. Geçici. Yanlışlıkla olan. Rastlantı sonucu olan.

Remotest : Mesafeli. Soğuk (davranış). Küçük. Ücra. Çok eski. Sapa. Çok uzak. Dolaylı. Uzak.

Elaborate : Özenle hazırlanmış. Detaylandırmak. Karmaşıklaştırmak. Ayrıntılandırmak. Üzerinde durmak. İncelikli. Açmak. İnce işle ve emekle meydana getirmek. Ayrıntılı bir şekilde hazırlamak. Ayrıntıyla donatmak.

Concurrent : Aynı zamanda olan. Eşzamanlı olan. Birleşen. Eş zamanlı. Rastlantısal. Uyuşmuş. Aynı zamanda oluşan. Mutabık. Anlaşmış.

Conditionals : Bağlı. Kayıtlı. Şartlı. Bağıl. Şarta bağlı. Mukayyet. Koşullu. Meşrut.

Lengthy : Fazlasıyla uzun. Çok uzun. Uzunluğu olan. Uzun. Upuzun.

Lowly : Yalın. Alçakgönüllü. Sade. Kemter. Düşük. Aşağı. Mevkice aşağı. Rütbece aşağı. Mütevazı.

Indiscriminately : Ayırt etmeden. Fark gözetmeden. Ayrım gözetmeden. Rastgele. Ayrım gözetmeksizin. Ayrımcılık yapmadan. Ayrıma tabi tutmadan. Lalettayin. Rasgele. Ayrıksız.

Conditional : Şart kipi. Koşullu. Kayıtlı. Bağıl. Şarta bağlı. Bir oluş ve kılışın şart biçiminde düşünüldüğünü anlatan, dolayısıyla, hiç bir yargı bildirmeyen, aynı zamanda dilek görevi de yapan tasarlama kipi: sırtını evin köşesindeki çınar ağacına yasladı: şuraya oturuversem... bu sabah rüzgarı hep böyle esse... güneş yerini hiç değiştirmese... şu tavuk boyuna gıdaklasa... (t. buğra, yalnızlar, s.174). beride, gökyüzü her ne kadar mavileşse, kayalar sarı sarı ışıldasa da, yayla zamanı geçmişti artık (t. buğra, yarın diye bir şey yoktur, s. 166) vb. dilimizde şarta bağlı oluş ve kılışlar genellikle geniş zaman eki üzerine getirilen -sa eki ile karşılanmaktadır: yağmur yağarsa, hava biraz serinler. tavsiyelerinize uyarsam, planladığım hedefe ulaşabilir miyim? vb. Şartlı. Bağlı.

 

Circumstantial synonyms : comprehensives, coincidental, lowliest, lengthiest, inferior, occasional, situational, fortuitous, detailed, specific, elaborated, minor, one horse, inferiors, indirect, lowlier, chance, remote, second rate, adjunctly, incidental, global, by, blow by blow, positional, adventitiously, fluky, adventitious, at length, lowlying, second degree, indiscriminateness, lengthier.

Circumstantial zıt anlamlı kelimeler, Circumstantial kelime anlamı

Nonspecific : Nonspesifik. Tanımlanmamış. Özel olmayan.

General : Genel mahiyette. Halk. Şef. Umum. Genel. Yaygın. Baş. Paşa. Ordu komutanı.

Circumstantial ingilizce tanımı, definition of Circumstantial

Circumstantial kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Generally in the plural. Consisting in, or pertaining to, circumstances or particular incidents. Opposed to an essential. As, the circumstantials of religion. Something incidental to the main subject, but of less importance.