Classily türkçesi Classily nedir

  • Modaya uygun bir tarzda.
  • Bir üst sınıf modası içinde.
  • Modaya uygun olarak.
  • Zarif bir şekilde.
  • Şık bir şekilde.

Classily ingilizcede ne demek, Classily nerede nasıl kullanılır?

Classic : Geleneksel. Değerini kanıtlamış yapıt. Klas. Klasik eser. Yeni akımlar ve düşünceler karşısında, zaman aşımına uğramadan hala güncelliğini, tazeliğini koruyabilmiş yapıt, örnek : shakespeare'in yapıtları. aynı anlama gelmek üzere klasik terimi de kullanılabilir. Klasikleşmiş. Klasik yapıt. Kaliteli. Üstünlüğü kabullenilmiş olan sanatçı. Mükemmel.

Classic actor : Hem acılı hem gülünçlü oyunları oynayabilen klasik anlamda oyuncu. Klasik oyuncu.

Classic anamnesis : Hayvanın ne zaman hasta olduğu, hastalık belirtilerinin ilk defa nerede görüldüğü, hangi hastalık belirtilerinin görüldüğü, hastalığın olası nedenleri, önce uygulanan tedavi, hasta ve ölen hayvanların sayısı konularında hayvan sahibinin veteriner hekime verdiği bilgiler. Klasik anamnez.

Classic cage resting : Parçaların deplase olmadığı basit kırıklarda, kemikte belirgin bir bozukluk oluşmadığı durumlarda ve özellikle de raşitik hayvanlarda görülen yaş ağaç kırıklarında ve açılanma oluşmamış kırık olgularında, kedi ve köpeğin en az iki hafta süreyle genişçe bir kafeste veya fazla hareket etmeyecek bir oda ortamında muhafaza edilmesi. Klasik kafes istirahati.

 

Classic enterotoxemie : Clostridium perfringes tip d’nin koyunlarda oluşturduğu hastalık. Klasik enterotoksemi.

Classical balance sheet : Klasik dengelem. Sayışmanlık yazılım ve değerlerine dayanan, işletmenin ekonomik ve akçalı durumunu gösteren ve sonuç olarak sayımla bağlantılı olan, yasalardaki türesel anlamını belirten ve işletmenin varlıkları ile üçüncü kişilere karşı olan alacaklı ve borçlu durumunu gösteren dengelem.

Classical ballet : Belli kurallara dayanan bale biçimi. Klasik bale.

Classical dance : Klasik dans. Eskiden kalma, gelenek olmuş dans. kuralcı dans. üzerinden çok zaman geçmesine karşın değerinden bir şey yitirmeyen dans.

Classical comedy : Klasik komedi. Fransa'da xvıı. (moliere), almanya'da xvııı. yüzyıl (lessing) komedya türü. On yedinci yüzyılda, fransa'da molière, on sekizinci yüzyılda almanya'da lessing komedyaları için kullanılan terim. Klasik komedya.

Classical dancer : Klasik dansçı. Klasik kurallara uygun olarak dans eden sanatçı.

İngilizce Classily Türkçe anlamı, Classily eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Classily ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sort out : Sınıflandırmak. Açıklığa kavuşturmak. Seçip ayıklamak. Halletmek. Ayırmak. Çözümlemek. Problemi çözmek. Çözmek. İcabına bakmak. Ayıklamak.

Faddishly : Modaya uygun bir şekilde.

Stamp : Damgalamak. Pul. Stamp. Tasdik etmek. Tepinmek. Damga vurmak. Kazımak. İşlemek. Pullamak. Göstermek.

Classical : Hümanist. Başal. Eski, bilinen ve nitelikli yapıt ya da yerleşmiş düşünce. Mükemmel. Olağanüstü. Klasik biçimde olan. Klas. Klasik. Eski dile ait.

 

In good taste : Uygun. Uygun bir biçimde. Tarz bir şekilde. Uyan bir biçimde.

Ritzily : Havalı bir şekilde. Fiyakalı bir şekilde. Lüks içerisinde.

Authoritative : Amirane. Çok güvenilir (şey). Güvenilir. Saygı uyandıran. Yetkili. Sözünü geçirir. İtaat etmeye yönelten. Buyurucu. Otoriter. İnanılır.

Nattily : Zarif şekilde. Nazikçe. Düzenli bir şekilde. Hoş bir şekilde. İyi giyimli bir şekilde. Süslü bir halde. Temiz bir şekilde. Memnun edici bir şekilde.

Complaisantly : Nazikçe. Yumuşak başlı bir halde. Uysal bir şekilde. Hoşgörülü bir şekilde.

Classily synonyms : dichotomise, unitise, modishly, graciously, categorise, catalog, dapperly, dichotomize, grade, handsomely, faddily, stereotype, stylishly, count, number, fashionably, definitive, group, finely, standard, courteously, reclassify, size, genteelly, isolate, sassily, sort, compare, categorize, catalogue, class, pigeonhole, spiffily.

Classily zıt anlamlı kelimeler, Classily kelime anlamı

Nonstandard : Standart olmayan. Standard olmayan. Standard dışı. Tipik olmayan. Sıradan olmayan. Standart dışı. Standardın üstünde. Normal dilde kullanılmayan. Standartdışı. Normal olmayan.

Derestrict : Özellikle hız kısıtlamasını kaldırmak. Hız yasağını kaldırmak. Sınırlamayı kaldırmak.

Declassify : Dosya veya dava üzerindeki gizliliği kaldırmak. Gizlilik derecesini iptal etmek. Gizlilik derecesini kaldırmak. Gizliliğini kaldırmak. Açıklamak.